Sadık Miskini'den mesaj, Behrem Yıldız'ın şiir kitabı

"Kağızman Şaman Ruhlarına Mesken" adlı yazımda adından ve şiirinden söz ettiğim değerli halk ozanı Sadık Miskini'den teşekkür mesajı geldi, önce onu paylaşım:

On Tuesday, May 7, 2019, 9:13:45 AM GMT+3, Gözlem Gazetesi wrote:

Cazim bey merhabalar.

Kağızman Şaman ruhlarına mesken adlı yazınızı okudum. Kağızman'ı, Kağızman'a yerleşerek Yazılıkaya'yı işleyenleri, Şaman-Kam'ları ve onların yurdunda kışlayarak onların izinde varlığını sürdüren ozanları ve bunların arasında ben Sadık Miskini'yi ele alarak yazınızda yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Sağ olun, var olun.

Sadık Miskini

Yanıtladım Miskini'yi:

Ben teşekkür ederim sevgili Miskini... Verimli, yüce esinler ve esenlikler diliyorum size.. Kağızman'a selam... Cazim Gürbüz

Bu güçlü Ozan'ı böyle bir kuru teşekkürle bırakmak olmaz, bir şiirini sunalım:

"Eğer bülbül değil isen/Güle dokunma dokunma/Yaprağını yaralarsın/Dala dokunma dokunma//

Mansur isen çekil dara/Can bağışla güzel yara/Kusuru kendinde ara/Ele dokunma dokunma// Kaşların yay çatıyorsa/Kirpiğin ok atıyorsa/Yüzün sirke satıyorsa/Bala dokunma dokunma//Dost cemine gelmiyorsan/Gelip öğüt almıyorsan/Saz çalmayı bilmiyorsan/Tele dokunma dokunma//

Mıskini'yim geçer çağlar/Hasretlik bağrımı dağlar/Dokunursan Kerem ağlar/Küle dokunma dokunma"

Bahrem Yıldız'ın şiir kitabı

Bahrem Yıldız'ın yeni şiir kitabı "Canım Acıyor"… Babıali Kitaplığı tarafından yayımlanmış, 72 sayfalık bir yapıt.

Bahrem Yıldız bu kitabında geçmiş acıları, acılarını, acılarımız dökmüş şiirlerine. Evrensel vahşetler, emperyalist gaddarlıkları da dolamış diline.

Mamak sözcüğü birkaç kuşağa; ayrılığı, acıyı, işkenceyi, çileyi çağrıştırır. Bahrem Yıldız, Mamak adlı şiirinde "mahpus hallarını" yansıtmakta:

"Kar yağmış avluya/Voltada mahkûm/kemik gibi ayaz/Dizlere derman/Duvarın dibine düşmüş bir kumru/Az mı emek verilmişti büyüsün diye//Voltalarda hüzün/Sevda da volta/Kimi güle kendisiyle konuşur/Kimi hayalinde muhabbet eder/Kimi gökyüzüne bakar çaresiz/Kimi sigaradan bir nefes çeker"

Ilgaz'a yazılan sevdaları da var şairin, onlarda da acı ve çığlık var, isyan var:

"Fısıltıdır/Meşe yapraklarında/Çam köknar dallarında/Sarp kayalıklarına Ilgaz'ın/Yazdığın sevda//Çiğdem tadında isyan/Menekşeden çalılıklara/Ayvalar sararmış türkülerinde/Bir çığlık/Atmacanın kanadına takılmış/Sakalar/İsketeler/Duyur musun?//Nicedir sevdadır başım/Karar kılmış/Nedendir al da kara da/Elde kalan üç beş soylu sözcük var/Her dizede kara yazgılı anlam/Biliyor musun?"

"Renkler Kördüğüm" adlı şiirin dizelerinde de aynı izlek, aynı tat, aynı betimlemeler:

"Kırılmış prizmalardan dökülen renkler/Takılı rüzgârlar yelesine meşe dallarının/Ardıç kokusunda kaldı yangınlar//Kızıl boyayıp renkleri dudaklarında/Türkülere sardım ay ışığında/Sakladım yüreğini yıldızlardan/Tavukkarası gözlerimde matem/Bir civan mert türküde kaldı/Çaresizlikteki sitem."

Bahrem Yıldız'ın şiir yolculuğunda uğrayacağı duraklardan daha derin izler bırakan imgeler, daha çarpıcı insan manzaraları edinmesini dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları