Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Rüya görüyorlar

Geçtiğimiz haftaki yazımı kaleme aldığımda, Akıncı ile Anastasiadis 9 Ağustos görüşmelerini gerçekleştirmemişti. Sözkonusu yazımda liderlerin Kıbrıs'ta havanda su dövdüklerini, her iki liderin de hayal gördüğünü, müzakerelerin başlaması isteklerinden herbirinin kendi hesabına çıkarları olduğunu, ne varki günün sonunda federasyonun gerçekleşmesinin artık mümkün olmadığını vurgulamıştım. Yazımın son paragrafında "sözkonusu buluşmada her konunun görüşüleceğinin açıklandığını, buluşmanın oldukça önemli olduğunu ancak bana göre iki tarafın da kazasız belasız, gerilim ve kriz yaratmadan bu buluşmayı atlatma peşinde olacaklarını ve birkez daha havanda su döveceklerini, liderlerin Eylül'de New York'ta görüşmek üzere el sıkışarak, halklarına yeniden umut dağıtacaklarını" belirtmiştim. Dediğim gibi de oldu. Zaten son 20 yıldır yazdığım tüm yazılarımda, Kıbrıs sorunu konusunda ileriye dönük tahminlerimde, birkez olsun yanıldığımı hatırlamıyorum.

İki lider buluşma sonrasında ayrı ayrı açıklamalarda bulundular. Bu arada toplantı sonrasında BM de ayrı bir açıklamada bulundu ve kısaca görüşmenin olumlu geçtiğini belirtti!

Akıncı, Saray'a dönüşünde yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs geçici! danışmanı Lute'un, referans şartlarını belirlemek için Eylül başında adaya geleceğini ve referans şartlarında, netleşmesi gereken konuların var olduğunu,bunların "geçmiş mutabakatlara, 11 Şubat Belgesine ve 30 Haziran Guterres çerçevesine bağlılık" olduğunu bildirdi.

Akıncı, referans şartlarında uzlaşılması halinde Guterres'in Eylül sonu veya Ekim ayı başında Newyork'ta 3'lü görüşme yaparak uzlaşmayı duyuracağını açıkladı.

Akıncı'ya göre, Ekim sonu ise gayrı resmi 5'li konferansın toplanması ve tarafların pozisyonları iyice netleştirmeleri beklenmektedir.

Akıncı, Anastasiadis ile şu ana kadar ortaya konmuş tüm değişik çözüm modellerini konuştuğunu, ancak iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm üzerinde anlaşıldığını da açıklarken, Anastasiadis'in, yetkilerin desantralize edilerek eyaletlerin daha çok yetkiye sahip olması şeklindeki önerisini de kabul ettiğini söyledi. Bu yetkilerin hangileri olacağı ise müzakere edilecektir.

Merkezi devlete kalacak yetkilerde siyasi eşitlik ve etkin katılım olması, Anastasiadis tarafından hala reddedilmektedir. Akıncı'nın görüşmede bir kez daha gündeme getirdiği hidrokarbon konusunda ortak komite kurulması önerisini Anastasiadis yine reddetmiştir.

Faşist Eokacı Anastasiadis de görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, Akıncı ile zeminin iki bölgeli iki toplumlu federasyon olduğu konusunda uzlaşıldığını belirtmiştir. Anastasiadis açıklamasında özellikle Türk tarafının siyasi eşitliği üzerinde durmuş, alınacak kararlarda bir Türkün olumlu oyu şartının siyasi eşitlik olarak kabul edilemeyeceğini, bunun Türk tarafının savunduğu 'siyasi eşitliğin sayısal eşitlik değildir' ilkesini etkisizleştireceğini açıklamıştır. Anastasiadis kısaca sayıca üstün Rumların sözde azınlık olarak gördükleri Türklerin karar almada etkin rol almasının mümkün olamayacağını vurgulamıştır.

Anastasiadis, münhasır ekonomik bölge (Meb) konusunda ise, yanlız egemen devletlerin ruhsat veya karar alabileceğini, bu hakkın ise sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'ne ait olduğunu tekrarlamıştır.

Anastasiadis, müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için Türkiye'nin sondajlara son vermesinin şart olduğunu, ortak komitenin mümkün olmadığını, enerji ile ilgili kararlar konusunda Türk tarafının bilgilendirilmesi için komite kurulabileceğini, bunun ise Akıncı tarafından reddedilmediğini söyledi.

Anastasiadis, birçok yetkinin oluşturucu devletçiklere aktarılması önerisini Akıncı'nın kabul ettiğini, merkezi hükümette Türklerin temsiliyet ve söz hakkında ise uzlaşma olmadığını, siyasi eşitliğin Rumları, Türklerin kararlarına mahkum edeceğini söyledi.

Anlaşılacağı üzere hidrokarbon, siyasi eşitlik, görüşmelerin önşartsız başlaması konularında kesinlikle anlaşma ve yakınlaşma yoktur. Anastasiadis görüşmelerin başlaması için Türkiye'nin sondajlara son vermesini şart koşmaktadır. 5'li konferansın toplanması için bu şart Türkiye'ye dayatılacaktır.

Akıncı-Anastasiadis görüşmesinde görüldüğü üzere taraflar bilinen pozisyonlarını korumaktadırlar. 8 Ağustos'ta nasıl ki taraflar arasında uzlaşma/anlaşma için zemin yok idiyse, 9 Ağustos görüşmesi sonrasında da bu bağlamda değişen birşey olmamıştır.

Anastasiadis, müzakerelerin başlamasıyla enerji siyasetini yürütebileceğini, Akıncı ise yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi için Kıbrıs Türk halkına dönüp bana bir fırsat daha verin, beni yeniden seçin çağrısı yaparak, koltuğunu sağlama alabileceğini zannetmektedir. KKTC'de, cumhurbaşkanlığı seçimine az bir süre kala Akıncı'nın Türk tarafını bağlayıcı karar alması siyasi etiğe ve demokrasimize sığmamaktadır.

Türkiye, Rum tarafının mevcut tutumu devam ettiği sürece sondajlardan vazgeçmemeye kararlıdır. Geçtiğimiz günlerde Kuvvet Komutanları ile adamıza gelen Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar bunu açıkça vurgulamış ve Rum tarafına mevcut tutumundan vazgeçmeleri için çağrıda bulunmuştur. Akıncı ve Anastasiadis, Türkiye faktörünü hesaba katmadan adım atamayacaklarını artık iyice anlamalı ve kendi başlarına gelin güveyi olmaktan, hayal aleminde yaşamaktan vazgeçmelidirler.

Yazarın Diğer Yazıları