Rusya'dan referandum ve seferberlik hamlesi
Rusya, Ukrayna savaşından istediği sonucu alamayınca, en azından mevcut durumu lehine çevirerek kaybettiği prestijini nispeten kazanmak için referandum ve seferberlik hamlesini yapmıştır. Seferberliği de topraklarını savunma gerekçesine bağlamıştır. İlk bakışta akla "Rusya''nın toprakları tehdit altında mı?" diye bir soru gelebilir. Ancak bunun siyasi bir inceliğinin olduğuna dikkat edilmelidir.
Referandum aldatmaca mı?
Başta Biden olmak üzere tüm batı siyaseti bunun bir aldatmaca olduğunu ifade etmektedir. Donetsk ve Luhansk bölgelerinde çoğunluğunun Rus kökenli olduğu ve bu bölgeleri kontrol altında tutan ayrılıkçı grup yönetimlerinin Özerk Cumhuriyetler ilan ettikleri ve Rusya tarafından tanındığı, Herson ve Zaporijya bölgelerinde de oldukça fazla Rus kökenli olduğu dikkate alındığında, sonuçlar biraz abartılı olsa da bölge halkları Rusya''ya iltihakı kabul etmiştir.
Rusya''nın buradaki eksikliği, referandum öncesi durum de-facto olsa da, savaş hali bulunsa da, teklifin kabul edilmeyeceği bilinse de, BM''den gözlemci heyeti çağrısında bulunmamasıdır. Şimdi bu referandumları batı kabul etmeyecek, Rusya savunacak, pekiştirmeye çalışacak ve konu önümüzdeki dönemde bir sorun olarak devam edecektir.
Seferberlik ilanının gerekçesi
Rusya, seferberlik ilanı gerekçesini topraklarını savunmak olarak açıklasa da, bakıldığında mevcut topraklarına bir tehdit olmadığı görülmektedir. Ancak referandum yapılan bölgelerin Rusya''ya iltihak etmesi ve Rusya''nın da ilhakı kabul etmesinden sonra, yeni bölgeleri de kendi toprakları olarak göreceğinden, seferberlik ilanının gerekçesindeki incelik/amaç ortaya çıkmaktadır.
Aslında Rusya, bugüne kadar kendine göre 6 bin, Ukrayna''ya göre 57.000 askerini kaybetmiştir. Birkaç milyon yedek askerinden ise 300.000 kadarını seferber etmektedir. Cephede görev alacak kısmı da bundan çok az olacaktır. Bu durum, seferberlik hamlesinin daha çok siyasi olduğunu göstermektedir.
Rusya savaşı sınırlandırıyor
Rusya''nın amacının, Ukrayna''nın NATO üyesi olmasını engelleyerek kendi aleyhine gelişen genişlemeyi durdurmak, diğer bölgelerde de NATO, ABD, Batı ve ittifakları tarafından çevrelenmesinin/sıkıştırılmasının önüne geçmek olduğu bilinmektedir.
Rusya, bekası söz konusu olduğunda savaşı göze alabileceğini göstermiştir. Fakat gücünün beklendiği kadar fazla olmadığı ortaya çıkınca ve prestij kaybettiğini de anlayınca, kazançlı çıktığını ve amacına da ulaştığını göstermek için savaşı, referandum yapılan bölgeleri topraklarına katarak sınırlandırmayı ve bundan sonra da anlaşma yoluna gitmeyi düşündüğü söylenebilir.
Sınırlandırmada, Rus halkının seferberlikteki isteksizliğini ve direncini de dikkate almak gerekir.
Nükleer silah açıklaması
Rusya''nın nükleer silah kullanabilme kartını açması, referandumla kendisine katılan bölgeler de dahil olmak üzere topraklarını savunmaktaki kararlılığının bir ifadesi olarak görülmelidir. Tabii böyle bir yola bütün imkanlarının tükendiği ve başka yol kalmadığı taktirde başvurması beklenmelidir.
Yaptırımlardan ve Batının Ukrayna''ya verdiği sınırsız destekten bunalan Rusya''nın böyle bir yola başvurarak nükleer savaşı göze alması da kolay değildir. Nükleer silah kullanıldığında, bunun boyutlarını sınırlandırmanın zorluğu ve tüm dünyaya vereceği zararı da dikkate almak gerekir.
Batı, Rusya''nın, buna son tahlilde başvurabileceğini, durumun bu safhaya gelmemesi için dikkatli davranacağını, bir noktada anlaşma sağlanması yoluna gidebileceğini hesaplamış olabilir. Rusya''nın da batı için aynı şeyleri düşündüğü söylenebilir. Bu durum, karşılıklı birbirlerini kollayacaklarını, ancak Rusya''nın bir adım önde hareket etmek için, bu kozu ileri sürmüş olabileceğini göstermektedir.
Türkiye''nin tutumu
Türkiye bugüne kadar barışı/anlaşmayı kolaylaştırıcı ve insani konuları gerçekleştirici olumlu bir yol izlemiştir. Bundan sonra da bu tutumundan sapmadan yoluna devam edeceği beklenmektedir.
Kırım''ın ilhakını tanımadığı gibi, bu ülkelerin ilhakını da tanımayacağını diplomatik bir nezaket içinde, ifade edebilir. Batının birçok konuda Türkiye hakkındaki tutumunu dikkate alarak, çıkarı ve yakaladığı olumlu havayı kaybetmemek için, Rusya''yı doğrudan suçlamaktan kaçınması da önem arz etmektedir.