Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Rusya ve Türkiye'nin İdlib Sınavı!

Suriye'de iç savaşın çıkmasından bu yana en kritik aşama yaşanıyor. İdlib'deki gelişmeler bir çok yönden Suriye'nin kaderini belirleyecek niteliktedir. İdlib aslında Astana anlaşmalarıyla "çatışmasızlık bölgesi" ilan edilmiştir.

İdlib, Yayladağı'ndan Reyhanlı sınırına kadar uzanan yaklaşık 100 km'lik Suriye sınırındaki alandır. Türkiye İdlib'te Rusya'nın kabulü ve ABD ile işbirliği sonucu 12 gözlem noktası oluşturmuştur. Bölgede devriye gezen Türk askerleri var.

İdlib operasyonu en çok Türkiye'yi etkileyecektir

İdlib'te son gelinen aşamanın hassasiyeti dolaysıyla Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Akar'ın Moskova ziyaret ettiler.

Rus Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un aralarında Türkiye'nin de desteklediği Rusların "ılımlı muhalefet" dediği ÖSO gurupları da dahil tüm silahlı oluşumları 'terörist' olarak nitelendirmiştir.

Bilindiği gibi Esat rejimi, yaptığı operasyonlarda yoğun bombardımanla muhaliflerin tahliye olmasını sağlamıştı. Bu anlaşmalarla tahliye edilen onbinlerce militan ve aileleri, Türkiye'nin koruması altındaki İdlib'e gönderilmişti. Ancak İdlib'e de harekât yapılması halinde bu unsurların gidecek yeri bulunmuyor.

Bu durumda Ankara, İdlib operasyonunun yaratacağı mülteci dalgasından ciddi biçimde etkilenecektir. Dahası Esat rejimi İdlib'den sonra Bayırbucak Türkmenlerine, Afrin ve Fırat Kalkanı bölgelerine doğru hareketlenmesi söz konusu olabilecektir. Bu durumda Türkiye ister istemez Suriye güçleriyle çatışma içine girecektir.

Bu nedenle Çavuşoğlu, Lavrov'la yaptığı görüşmenin ardından İdlib'e askeri operasyonun felaket olacağını söylemişti.

Kimyasal silah kullanma sorunu!

İdlib'de mevcut şartları Rusya, İran ve Esad rejimi belirli bir stratejiye dayanarak birlikte oluşturdular. Muhalifleri, ılımlı ve radikal savaşçıları Suriye'nin değişik alanlarından İdlib'e sürdüler. Şimdi de bütünüyle imha etmek amacıyla Türkiye'nin desteklediği ÖSO'nun da içinde olduğu muhaliflere darbe indirme hesabı yapıyorlar..

2.5 milyon insan, Türkiye sınırındaki İdlib'de sıkışmış durumdadır. Astana mutabakatı çerçevesinde İdlib'de muhalefetle Esad rejiminin kontrolündeki bölgeyi ayıran sınır hattı boyunca 12 ayrı askeri gözlem noktasında, Türk askerleri çatışmasızlığı gözetmek üzere nöbet tutuyor.

Esat güçlerinin olası bir harekâtında, Türk askerlerinin nöbet tuttuğu gözlem noktaları da risk altındadır.

Bu arada ABD tarafı rejim güçlerinin bölgede kimyasal silah saldırısı düzenleyebileceği buna karşı Şam rejimine müdahale etmek için hazırlıklarını tamamlamıştır. Rusya ve Esad rejimi yanlıları ise İdlib'deki muhaliflerin, batılı güçlerle işbirliği yaparak kimyasal silah kullanma hazırlığı içinde olduklarını iddia ediyorlar.

İlib'de kimin eli kimin cebinde belli değildir, her an her türlü gelişmeye hazır olmak gerekir.

Rusya'nın yetenek ve kapasitesi!

İdlib Suriye güçleri tarafından üç yandan kuşatılmış haldedir. Esad rejimine bağlı güçler, muhalefete son darbeyi indirmek için günlerdir tahkimat yapıyor

Rusya bütün yeteneğini farklı amaç, çıkar, ilişki ve stratejilere sahip, "birbirine benzemez aktörleri" bir arada tutup tereyağından kıl çeker gibi çekip yönetebilecek mi?

Sonuçta asimetrik savaş koşullarında koordinasyon ve senkronizasyonun sağlamanın zorluğu ortadadır. Bu durum istihbarattan örtülü operasyonlara, diplomasiden askeri güç kullanmaya kadar çok farklı yöntem ve yetenek gerektiriyor.

İdlib'de çok zor ve karmaşık bir ortam var. Rusya özellikle Türkiye'nin çıkarlarını göz ardı ederek Esad rejimiyle birlikte yapacağı bir operasyonun öngörülemez sonuçları olacaktır. Bu durumdan en fazla Türk/Rus ilişkileri etkilenecektir.

Rusya'nın İdlib'deki sınavından başarıyla çıkmaması bölgede kartların küresel ve bölgesel güçler arasında yeniden dağıtılmasına neden olacaktır.

Diğer yandan Türk/Rus ilişkileri İdlib'de sınavdan geçiyor.

İdlib'de Türkiye aleyhine yaşanacak gelişmeler bir yandan Astana sürecini diğer yandan Türk/Rus ilişkilerini kökünden sarsacaktır.

Dahası İdlib'de Türkiye'nin şöyle ya da böyle ikna olmadığı hiçbir çözümün geleceği de olmayacaktır!

Yazarın Diğer Yazıları