Rusya evlatlarımızı vurdu

Her zaman yazıldı ve çizildi. Uluslararası ilişkilerde asla dostluk, kardeşlik, kankalık diye bir şey yoktur. Çıkar ilişkisi vardır ve akılcılığı gerektirir.

"Dostumuz Rusya" teraneleriyle Avrasya, Avrasya diye diye, güya Amerikan karşıtlığından hareketle Türkiye'yi Rusya'ya yaslamak isteyenler şimdi cevap versin.

Alın size Rusya.

Bugüne kadar onlarca askerimizi şehit etti. Gerekçeleri basit: "Türkiye sözünü tutmadı. Koordinatları bize vermedi. Olması gerektiği yer ve bölgede değildi" diye açıklama yaptı. Elbette bunlar bahane. Şimdilik tam olarak ortadan kalmayan ikili ilişkileri tümden bozmamak için söylenen sözler.

Rusya, Türkiye'nin meydan okumalarına aldırmadı. Esat'ın yanındaki kararlılığını Türkiye'yi çekinmeden vurmakla gösterdi. Üstelik bu bombalamalar, Türk-Rus yetkililerin görüştüğü sırada oldu.

Ruslara cevap veremedik. Suriye mevzilerini bombaladık.

Her zaman olduğu gibi gene acımızla kaldık ve yastayız.

Son haberlere göre önce, iki dense de aslında 33 şehidimiz olduğunu öğrendik. Öncesiyle birlikte 53 şehit verdik. 32'de yaralımız var. Afrin'i, Libya'yı ve daha başkalarını sayarsak üzüntümüz bir o kadar artacak.

İşte "Orta Doğu bataklığı" dedikleri bu.

Ne zaman askerimiz şehit olsa bizim devlet yetkilileri hemen açıklama yapıyor. "Anında cevap verdik ve misliyle kayıp verdirdik. Askerimizin kanı yerde kalmadı." Kalmasa ne olacak? Asıl mesele Suriye'yi vurmak değil ki. Seni vuranı vurabildin mi? Asıl mesele o.

Esat'ı vurmuşsun.

Çok şey yaptın.

Peki, Rusları vurabildin mi?

Yok..

İşte asıl mesele bu.

Ruslar bizi vuruyor ama biz onları vuramıyoruz. İçinde bulunduğumuz süreçte bunun faturası oldukça ağır. "Bir dünya savaşına yol açabilir" deniliyor.

Esasında hepimizi böyle bir çaresizleşmeye ve zorlayan şey, Türkiye'deki politik yönetimdir. Uçağını uçuramaz, hava takip sistemlerini kullanamaz hale getiren, askerini şehit eden Rusya karşısında, bu gücü zorlayacak; siyasi, ekonomik dayanakların olmamasıdır.

Dayanaklar olmayınca hamle yapamıyorsun. Tam tersine o sana ekonomik hamle yapacak pozisyonu elinde tutuyor. Bütün enerjini özellikle de doğal gaz sistemini oraya bağlamışsın.

Vakti zamanında Türkmenistan'ın merhum lideri Türkmenbaşı "gelin size gaz verelim. Hem de ucuza verelim" dediğinde kimse oralı olmadı.

Öte yandan Türkiye'nin, Orta Doğu politikaları en başından ABD'nin BOP projesi bağlamında zaten Türkiye'nin aleyhine başlamıştı ve mevcut iktidar bunu desteklemekteydi. Muhalefet kendilerini yüzlerce kere uyardığı halde bunlar "en iyisini biz biliriz" havasındaydılar. Dahası "kardeşim şu Suriye politikası yanlış. En iyi çözüm şekli diplomasiyi kullanmaktır. Gelin Orta Doğu'da mezhepçi yaklaşmayın" denildiğinde ise gene "darbecilerle mi olalım, katillerle mi yan yana gelelim." diyerek ülkemizi içinde bulunduğumuz noktaya getirdiler. Şimdi biz, elbette Mehmetçiğimizin, ordumuzun yanında olacağız, her zaman olduğu gibi şehit haberlerine üzüleceğiz ama siyaseti İdlib'de ateşin ortasına süren ve Türkiye'yi orada çıkmaza sokan anlayışa da itiraz edeceğiz.

***

Hocalı katliamı

Ruslar sadece İdlib'de vurmuyor bizi. Hocalı'da da Ermenilerin yanındaydılar. Onların verdiği silahlar, askeri ve siyasi destekler sayesinde Hocalı katliamı yapıldı.

Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde bulunan Hocalı kasabasında masum sivillerin insanlığın gözü önünde katledilişinin üzerinden tam 28 yıl geçti. Ermenistan'a bağlı kuvvetler, Azeri Türklerini kadın, kız, çocuk, yaşlı demeden toplu şekilde öldürmüşlerdi. Bu vahşet, insanlığın vicdanında bir yaradır. Halen daha Karabağ, Azeri Türk toprağı olmasına rağmen Ermenistan işgali altındadır ve Rusya bunu desteklemektedir.

Bu sebeple Kırım'ı da bir çırpıda yutan Rusya'dan kim "büyük Türk dostu" diye söz ederse, ondan şüphelenmek lazımdır.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları