Ruslar neyin peşinde
Bir kaç yıl öncesine kadar Türkiye’den banka ve şirket almak uluslararası bir modaydı. Dünyanın en ünlü şirketleri ve bankaları Türkiye’ye geldi ve bankalarımız ile şirketlerimizi kapış kapış aldılar. 5-6 yıl önce Türkiye’ye gelen yabancılar tabiri caiz ise kaymağı da yediler. Başta Türk Telekom olmak üzere bir çok banka ve sanayli kuruluşuna ödenen paralar 2-3 yıl içerisinde çıkartıldı. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir kazanç yok. Örnek Türk Telekom 6.5 milyar dolara satıldı. Şirket sadece bu yılın ilk 6 ayında 1.4 milyar lira kar elde etti. 6 ayda bu karı elde eden şirketin yıllık karını siz düşünün. Dünya krizde, yaprak kıpırdamıyor. Avrupa’nın en büyük şirketleri zarar açıklarken Türk Telekom’un karı yüzde 25’in üzerinde artıyor. Yani Harriri ailesi Türk Telekom için ödedikleri parayı 5 yıldan daha kısa bir sürede çıkartmış oluyorlar.Oysa dünyada bu süreç 15 ile 20 yıl arasındadır. Allah daha çok kazandırsın. Bu sadece bir örnekti. Artık Türkiye’den her yıl yaklaşık 20 milyar dolara yakın bir para “kar transferi” adı altında çıkıp gidiyor.
Bunun anlamı şu: Türkiye 10 yılda özelleştirmeden aldığı paranın neredeyse 2 katını kar payı olarak geri ödedi.
Artık yabancılar için Türk şirketleri ve bankaları o kadar cazip değil. Pazarın yavaş yavaş doyduğunu düşünüyorlar.
İşte böyle bir ortamda Ruslar’ın dünyaca ünlü Sberbank’ı Türkiye’den banka aldı.
Avrupa’nın bankacılık devi Dexia’nın krizde nefes almak amacıyla sattığı bu bankayı Ruslar ne için aldı? Herkes bu soruyu soruyor.
Bu sorunun yanıtı Ruslar’ın Denizbank’ı satın aldıklarını belirttikleri açıklamada gizli.
Ruslar “Başbakan Erdoğan ile görüştük ve Denizbank’ı almaya karar verdik” açıklamasında bir güvencenin verildiği açık açık belirtiliyor.
Kafaların karıştığı nokta da burada.
Türkiye’de bankacılık sektörü artık altın dönemini geride bıraktı. Pazar doydu. Bankacılık Düzenleme Kurulu bankaları frenlemek için adeta azrail gibi çalışıyor. Bankalar bankacılık faaliyetinden artık zor para kazanır hale geldi. Kredi satmak git gide zorlaştı çünkü batık krediler her geçen gün artıyor. Kredi kart deseniz artık pazar öyle bir hale geldi ki, bırakın yenisini satmayı eskisini bile koruyamaz hale geldiler.
Hergün binlerce kart ya ödeme güçlüğünden hukuki takibe giriyor ya da ödeme güçlüğünden kapatılıyor.
Son bir yılda kara listeye giren kullanıcı sayısında ciddi artış var. Rus Sberbank böyle bir ortamda Denizbank’ı satın aldı. Ruslar 3 milyar doları elbette zarar etmek için vermediler. Ruslar’ın Türk pazarından beklentileri çok büyük. Ruslar’ın hedefi ne kredi kartı ne de ölü soyucusu gibi kredi verdikleri zordaki kişilerden alınan 200-300 liralık dosya masrafında.
Ruslar’ın Türkiye’ye gelme nedenleri kentsel dönüşüm projesidir. Dünyada faizlerin neredeyse sıfırlandığı bir dönemde milyarlarca doları kentsel dönüşüm projesi kapsamında kredi olarak rahatlıkla satabileceklerini düşünüyorlar.
Haklılar da, nüfusu 20 milyona yaklaşan İstanbul konut kredisi alanında büyük bir hareketin başlamasına neden olacaktır. Kentsel dönüşümde yük vatandaşın sırtına bindiriliyor. Yüzbinlerce konut yıkılıp yeniden yapılacak. Bu konutlar için kredi finansmanı uyanık Ruslar’ın tek hedefi.
Ruslar’ın en büyük bankası Sberbank ne ülkesinde, ne de uluslararası piyasada satamadığı parayı kentsel dönüşümden dolayı Türkiye’de çok rahat satacaktır. Hem de yüzde 1-2 ile bulunan parayı yüzde 20 gibi rakamlara satarak. Ruslar bu konuda Türkiye’deki diğer bankalardan çok daha avantaja sahip. Sermaye sorunu yok. Yönetimi devralmasından sonra Denizbank’a ciddi rakamlarda sermaye koyması bekleniyor. Bu da mevduat toplayarak ya da sendikasyon kredisi alarak bu işi yapmaya çalışan bankalardan daha güçlü yapacaktır Rusları.
Ruslar Türkiye’de bankacılığın kuralını da değiştireceklerdir. Basit bir dekonta bile para alarak küçük hesaplar peşinde koşmak yerine en büyük morgate bankası olmayı planlıyorlar. Önümüzdeki yıldan itibaren konut kredisinde çok ciddi düşük rakamlarla pazarda varlıklarını göstermeye çalışacaklar. Aslında hükümetin istediği de bu. İnşaat sektöründeki hareket ile büyümek. Son büyüme rakamları inşaat sektöründeki büyük durgunluğu ortaya çıkarttı. Yani Ruslar aynı zamanda hükümetin de en büyük umudu. Ruslar sadece hükümetin değil, aynı zamanda bankacıların da umudu olabilir. Denizbank çalışanlarının Ruslar’dan beklentileri çok büyük. En önemlisi çalışma şartlarının ve maaşların düzeltilmesi konusunda. Son bir yıllık satış sürecinde Denizbank personel açısından ciddi kan kaybına uğradı. Belirsizlikler hem çalışma şartlarını ağırlaştırdı hem de ücret politikası konusunda cazibesini yitirdi. Şimdi Türkiye’nin en büyük bankaları arasında yer alması beklenen Sberbank-Denizbank’ın çalışanları nasıl mutlu edeceği merakla bekleniyor.