Osmanlının meşhur kaptanlarına Reis denir.
Piri Reis, Oruç Reis gibi…
Karadeniz’in ünlü balıkçı Taka’larının kaptanlarına Reis derler.
AKP’liler de Recep Tayyip Erdoğan’a Reis derler.
Yunanlılar başbakanları Konstantinos Miçotakis’e Miço derler…
Gemilerin güverte bölümlerinde yeni çalışmaya başlayan kişiye de Miço denir.
Miço ile Reis dünden devam ettirdiğim günümüzün konusu…
O kadar çok benzer yanları var ki…
Miço Atina'da doğduğunda, ailesi Yunan askerî cuntası tarafından ev hapsinde tutuluyordu.
Babası "persona non grata", yani “Siyasi yasaklı, istenmeyen kişi” olarak ilan edilmişti.
Miçotakis ailesi 1968 yılında Miço daha 6 aylıkken, dönemin Dışişleri Bakanı merhum İhsan Sabri Çağlayangil'in yardımıyla Türkiye'ye kaçtı.
Özetle Miço’nun babası siyasi yasaklı idi.
Bizim Reis de siyasi yasaklı idi.
“Besle kargayı oysun gözünü” derler ya.
Miço bizim Recep Reis’e de Türkiye’ye de seçildiği günden bu yana kafa tuttu.
Allah var, Reis de iç siyaset söylemlerinde ağzının payını verdi!
AKP seçmeni Recep Reis ile gurur duydu ama gün geldi Miço dedi ki;
-“Reis Atina’ya gel…”
Miço, Reis’e talimat verir mi? Diplomasi yoluyla verdi.
Bakınız; Cumhurbaşkanlığı resmî web sayfasına…
Türkiye’de diklenen Recep Reis, Miço çağırır çağırmaz hem de onun istediği gibi “gündüz gözüyle” gitti…
Reis-Miço ilişkisini siz düşünün…
Savaş gemisi kaptanı M. Tümamiral Cihat Yaycı “X” denizaltısından torpidoyu Recep Reis Taka’sına şöyle yolladı:
-“Yunanistan, Türk vatandaşları için 10 Yunan adasında 7 günlük vize muafiyeti sağlayacağını açıklamış.
Bunu bir lütuf gibi algılayan ve tanıtanları kınıyorum. Bu Türk Milletinin onurunu aşağılamaktır.
Üstelik Yunanistan vatandaşlarının ülkemize kimlik kartı ile girebildiklerini de hatırlatmak isterim…”
BOMMM…
E. Tümamiral Cem Gürdeniz de @cemgurdeniznet adlı Kruvazöründen güdümlü füze attı:
-“Yunanistan’dan 10 ada için 7 günlük vize almak Türk diplomasisi için oksimoron bir sonuçtur.
Ege’de 12 mil karasuyu genişletmeye yetki veren meclis kararını Yunanistan geri mi almıştır?
Sevilla haritasının kıta sahanlığı/MEB sınırlarından vaz mı geçmiştir? Silah yığdığı 23 adanın gayriaskerî statüsüne geri mi dönmüştür? Kardak benzeri egemenliğini gasp ettiği 153 ada, adacık ve kayalık için görüşmelere mi başlamıştır?
Hava sahası sınırını 10 milden 6 mile geri mi çekmiştir?
FIR sınırını egemenlik alanı olarak tanımayı terk mi etmiştir?
Batı Trakya Türklerine bunlar Müslüman Yunan demekten vaz mı geçmiştir?
Dedeağaç başta olmak üzere Amerikan ateş gücünün Türkiye karşıtı bir konumda yığınaklanmasından ve Trakya’da müşterek tatbikatlarına son mu vermiştir?
O halde bu sürecin adı nedir?
Diplomasi bu mudur?
BOMMM…
“BlaBla” gemisinin sürgündeki kaptanı Yılmaz Özdil de biri Miço ve Reis’in birlikte oldukları Taka’ya uzun menzilli füze yolladı:
-“Türkiye nüfusu 85 milyon, sadece 9 milyon kişide pasaport var.
4 milyon pasaport aktif kullanılıyor.
Yılda sadece 1 milyon pasaport sahibi yurt dışına çıkıyor.
Pasaport sahibi olanların çok önemli bölümü sadece umreye veya hacca gidiyor
Yurt dışına gittim diyenlerin çok çok önemli bölümü, sadece Almanya veya Irak’taki akrabalarını ziyarete gidip, başka ülke görmeyenler…
Yunan adalarına yedi günlük vize “müjdesi” işte bu!”
BOMMM…
Recep Reis’in takası da cakası da battı…
Taka’sı batan Recep Reis işgal atındaki vatan toprağı 23 Türk adasını nasıl fethetsin ki?
Uçarak gitti, uçarak döndü.
Bu bombalarla Türk-Yunan sorunlarının siyasi enkazı Reis’e Türkiye’ye kâr kaldı…
