PTT Bank zulmü
PTT, Türkiye’nin en gözde kurumuydu.
Kurumuydu diyorum, çünkü PTT artık bildiğimiz PTT değil. Gelen vurdu giden vurdu.
Şimdi taşeronların geçim kaynağı, işsizlerin sömürüldüğü aç karnına çalıştırıldığı bir kurum.
Bu kurumda sorun o kadar büyük ki, anlatılacak gibi değil.
Posta hizmetleri ve kargo faciasını bir kenara bırakıp bugün bankacılık bölümüne değineceğim.
2003 yılında PTT’yi adam eden(?) Genel Müdür İbrahim Şahin tarafından başlatılan PTT Bank, çalışanlar için tam bir zulme dönüşmüş durumda.
Her semtte açılan PTT ofisleri çalışan için tam bir işkence yerine dönüşmüş durumda.
İşte bir okuyucumuzun feryadı:
“Kurumumuz 170 yılını deviren bir kurum ancak kurumumuzda son iki-üç yıldır sürekli soygunlar yaşanmakta ve ne acıdır ki pek çok arkadaşımız sırf bu nedenle psikolojik sorunlar yaşıyoruz. Soyulan onca şubemize rağmen bilmem inanır mısınız ama hâlâ güvenlik personelimiz yok. Üstüne üstlük, silahsız soygun olması halinde, utanmadan hakkımızda soruşturma bile açabiliyorlar. Yani en küçük bir ihmalden biz memurları sorumlu tutuyorlar. Düşünün ki günlük işlem adedi ortalama dört yüz olan bir PTT şubesi, en az üç kişi ile çalıştırılması gerekirken çoğu kez iki hatta çok ilginçtir ki işsizlerin kol gezdiği memlekette elemansızlıktan tek kişi çalışmak zorunda kalıyor. Bu nedenle biz memurlar, özel işlerimizi görememekte hatta hasta bile olamamaktayız. Bu şartlarda tek başına çalışan bir personelin tuvalet ihtiyacını bile görememesinden daha büyük bir ayıp var mıdır? İnanın şu anda Anadolu Yakası’nda pek çok şube tek personelle çalışmakta. Dahası, para sayma makinesi, sahte para ayırma cihazı yok! Acele edelim diye sürekli açık veriyoruz.”
PTT’nin neresine dokunursanız elinizde kalıyor.
Eleman yok, alt yapın yok dahası hiçbir şeyin yok ama sen sırf “icraat yapıyor” görünmek için bankacılık yap.
Çalışan mağdur, vatandaş mağdur.
Sendika var mı yok mu belli değil.
Var olsa ne olur yok olsa ne olur!
Türkiye’de hükümetin sendikal faaliyete bakışı belli. Demokratik haklarını aradığı için THY’de 300 işçi bir dakikada kapı önüne konuluyor Çalışma Bakanlığı’ndan tık yok. Üstelik sendika yöneticileri her an hapse girebilir.
Böyle bir ortamda Türk Habersen Sendikası ne yapabilir ki? En azından adamlar koltuklarını koruyorlar. Hiç olmazsa sendika yöneticilerinin kafası rahat. Onlara tavsiyem sakın seslerini çıkartmasınlar. Pozisyonlarını aynen korusunlar. Şu ana kadar sürdürdükleri “görmedim-duymadım-bana ne” politikalarını aynen sürdürsünler. Tabii arada PTT Genel Müdürü’ne de çaya kahveye gitmeyi unutmasınlar. Sayın Genel Müdür çok önemli bir insan. Size olan sevgisinin devamı için lütfen onu üzmeyin.
PTT çalışanları için zaten yapılacak bir şey yok. Taşeronlaşma almış başını gidiyor. Çalışanlara yük bindikçe biniyor.
Ne demiş atalarımız:
“Altta kalanın canı çıksın!” Tabii ki can kalmışsa çıkar.