"Post modern" 27 Mayıs!..
Mısır Arap Cumhuriyeti’nde Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık yönetimi, 18 günlük direnmenin ardından tarihe karıştı.
Bir gün önce yetkilerinin çoğunu yardımcısına devredip gitmeyeceğini ve Mısır’da “öleceğini” açıklayan Mübarek’in Mısır’dan gittiği sanılıyor.
Cuma günü Mübarek’in istifasının ve kayıplara karışmasının ardından, ABD Başkanı Obama bir açıklama yaptı.
Mısır’daki değişimi desteklediklerini, Hüsnü Mübarek’in istifa etmesiyle ülkede değişim başladığını ve Mısır’la ortaklıklarının devam edeceğini söyledi.
Ordu yönetime el koydu!
Oysa Mısır’da olanların özeti şu:
Mübarek, 30 yıldır destek aldığı Batı’dan kendisine el uzatmalarını ve düştüğü uçurumdan kurtarılmayı bekledi.
Olmadı...
Sonra, istifa sonrası hayat garantisi için pazarlıklar yaptı.
Bunun nasıl sonuçlandığını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz...
Yönetim, “orduya devredildi.”
Ya da, bizim 12 Eylül 1980 darbesindeki ifadesiyle söylersek, “ORDU YÖNETİME EL KOYDU!”
Cilveli demokratlık!..
Ve işin ilginci; başından beri “demokrat Batı!” ve “demokrat AKP!” Mübarek’in gitmesini, “halkın sevdiği ordunun yönetime gelmesini” destekliyordu.
İşte buna “cilve” deniyor.
Demokrasinin cilvesi...
Peki, bir de bizim Başbakan Erdoğan’ın söylediklerini hatırlayalım.
Recep Tayyip Erdoğan, “Menderes’i” savunuyor, onu koltuğundan indiren “orduya” darbeci diyordu!..
E, şimdi ne oldu?
Mısır’da ORDU DARBE YAPTI!
Ve, Batı’yla birlikte bizim iktidar da mutlu oldu.
Sizler uzun değerlendirmeler yaparsınız.
Ben durumu özetleyeyim.
Mısır’daki durum, bir “POST MODERN 27 MAYIS DARBESİDİR!”
Gariban Mısır halkı da, havaî fişek
patlatıyor..
Bilmiyor ki, yarın başında hangi kabaklar patlayacak.
HAYAT DEĞİRMENİ
Tarih işte böyle bir şey.
İçinden geçerken “Psikolojik
kirlenmeden” dolayı gerçekler
görünmüyor.