PKK'nın yeni yöntemi: Önce Hedef Göster, Sonra Saldır!
Terör örgütü PKK, üniversitelerdeki güç alanlarını genişletmek için yeni eylem metotlarına başvuruyor. Kendisine karşıt gördüğü öğrencileri mağdur etmek, sindirmek, ortadan kaldırmak için her yolu deniyor.
PKK'nın üniversitelerde bu denli rahat hareket etmesinin en büyük nedeni kampüslerdeki terör görülmüyor. Üzerlerinde kamuoyu baskısı oluşmuyor. Çıkan her olayı "karşıt görüşlü" sığlığında değerlendiren bir medya ortamında örgüt istediği gibi at koşturuyor.
Örgütün, şehirlerde birbirinden habersiz çok sayıda hücre tipi yapılanması mevcut. Bunlar ortak hareket etmedikleri gibi, eylem bazında da farklılıklar sergiliyor. Bazı hücreler ise doğrudan saldırı, sindirme ve fiziksel şiddet üzerine çalışıyor.
Bu yapıların kimlerle bağlantılı oldukları tam olarak kestirilemediği için emniyet operasyonlarından çok fazla etkilenmiyorlar. Dikkat edilirse son dönemde üniversitelere yapılan terör operasyonlarında bir artış var. Ancak gözaltına alınan kişi sayısı 3-4'ü geçmiyor, tutuklamalar sınırlı kalıyor.
Son dönemde PKK'nın üniversiteler üzerinde "psikolojik baskı, şiddet ve sindirme" amaçlı yaptığı yeni eylem metotlarının başında "sosyal medya üzerinden hedef gösterme" geliyor.
Özellikle sol görünümlü hesaplar kullanılıyor. Hesapları incelediğinizde doğrudan PKK ile bağlantılarını simgeleyen işaret, afiş ve propaganda malzemesine rastlanmıyor. Ancak paylaşılan içerikler incelendiğinde PKK bağlantılı olduğunu anlamak çok uzun sürmüyor.
İşte bu hesaplar üzerinden üniversitelerdeki yapılanmalarına engel olduğu düşündükleri öğrencileri isimleriyle, fotoğraflarıyla, okudukları bölümlerle afişe edip "faşist, kadın düşmanı, saldırgan" gibi yalan ifadelerle hedef gösteriyorlar.
Tam bu noktada emniyet ve okul yönetimlerinin devreye girmesi gerekiyor. Ailelerin devlete güvenerek uzak illere gönderdiği gençlerimiz bir anda örgütlerin hedefi haline gelebiliyorlar. Ama kimselerden ses, seda çıkmıyor!
Ne zaman ki saldırı gerçekleşiyor, öğrencilerin canına kast ediliyor sonra göstermelik operasyonlar yapılıyor.
Ege, Hacettepe ve İstanbul
Ege Üniversitesi'nde Fırat Çakıroğlu'nun katledildiği olayla ayyuka çıkan sosyal medya üzerinden hedef gösterme çalışmaları Hacettepe, Ankara, DTCF, İstanbul ve Akdeniz Ünversiteleri'ne sıçramış durumda.
Hacettepe'de 2015'in aralık ayında sadece PKK karşıtı oldukları için hedef gösterilen öğrencilerin fotoğrafları, milyonlarca kişiye ulaştırılmış ve eylem çağrısında bulunulmuştu. Emniyet harekete geçmemiş, okul gereken önlemleri almamış ve hedef gösterilen öğrenciler satırlı, sallamalı saldırıya uğramışlardı. Hem de okulun orta yerinde.
Hacettepe'de Cuma günü PKK bağlantılı olduğu düşünülen 3 kişi gözaltına alındı, dün ise çıkarıldıkları mahkemede serbest bırakıldılar. Haklarında gözaltı kararı bulunan 3 kişi ise hala firar. Kısacası yapanın yanına kâr kalıyor.
Benzer durum İstanbul Üniversitesi'nde yaşanıyor. Öğrenciler benim de konuşmacısı olduğum "Üniversitelerde terör" konulu bir etkinliğin afişini astıkları sırada saldırıya uğradılar. Saldıranların erkek, saldırıya uğrayanların da kadın olduğunu bir yere not düşelim!
10 Mayıs'ta "PKK İstanbul Üniversitesi'ni sarıyor" başlıklı yazımda, Türk bayrağı olduğu gerekçesiyle bir standa saldırı girişiminde bulunulduğunu ve araya polisin girdiğini yazmıştım. İşte o gün polisin araya girmesiyle kurtulan kardeşimiz, geçtiğimiz günlerde 7 kişinin saldırısına uğradı. Yapanlar serbest, okul yönetimi sessiz.
Okuldan aldığım yeni bilgiler ise gerçekten korkunç… PKK karşıtı olduğu düşünülen bir kız öğrenci kış aylarında defalarca evine kadar takip ediliyor, derslerine girerken "faşist geldi" gibisinden sözlü tacizlere uğruyor.
Ege'de, Hacettepe ve son olarak İstanbul Üniversitesi'nde sosyal medyada, sol görünümlü hesaplar üzerinden hedef gösterilen, saldırıya uğrayan öğrencilere sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Devletin ilgili kurumları, siyasiler, STK'lar artık harekete geçin!