PKK ile görüşmek; TSK ile görüşmek!

Devlet Bahçeli, MHP’nin Kızılcahamam kampının son gününde yaptığı konuşmada, Türkiye’de, Kuzey Afrika’da ve Orta Doğu’da neler olup bittiğini bir cümleyle özetledi:
“Başbakan Erdoğan’ın Batı’nın stratejik planları gereğince kullanılan bir figür haline gelmesi, bunun karşılığında ise kendisine Orta Doğu’da hareket alanı açılması büyük bir talihsizlik ve sebep olacağı sonuçları itibariyle tükenişin ayak sesleridir.”
Bahçeli, Erdoğan’ın Mısır, Tunus ve Libya’da Türkiye’den gönderilen posterleri, afişleri ve pankartları ellerinde taşıyan bindirilmiş kıtaların ısmarlama tezahüratları eşliğinde karşılandığını söyledi.
Erdoğan’ın İsrail’i füze kalkanı ile koruma altına alırken, komşu coğrafyalardaki sözde etkisini sürdürebilmek adına bu ülkeyle sahte bir kavgaya giriştiğini, Orta Doğu’da küresel güçler adına inanmasa da laiklik mesajları verdiğini, BOP’un tavsiyesi olan ılımlı İslam anlayışının yerleşmesine talip olduğunu belirten Bahçeli, “AKP mazlum Filistin halkının aklıyla oynamakta ve aziz milletimizi de aldatmaktadır” dedi.

***


Bahçeli konuşmasının beş yerinde “ihanet” kavramını kullandı.
PKK ile yapılan görüşmeleri “Oslo’daki ihanet görüşmeleri” olarak nitelendirdi.
İhanetle ilgili diğer ifadeleri şöyle:
- “Ülkemizi kuşatan şaibeli ilişkiler ağı adım adım ihaneti güçlendirmeye, meşrulaştırmaya ve olağanlaştırmaya çalışmaktadır.”
- “En son olarak Norveç’in başkenti Oslo’da kurulan ihanet masalarının ve konuşulanların deşifre olmasıyla AKP’nin PKK’yla yanak yanağa, diz dize olması somut olarak belirginlik kazanmıştır.”
- “Bilinmelidir ki artık ihanet mızrağını kimsenin çuvala sığdırması mümkün değildir.”
- “Oslo’daki ihanet görüşmelerinde demokratik özerklik fitnesi kapsamında federasyonun kurulması da yer almaktadır. Takdir edeceğiniz üzere bunlar Türk milletine açıkça meydan okumadır ve ihanetten başka bir anlama gelmemektedir. Başbakan Erdoğan tıpkı mirasyedi bir talancı gibi milli yeminlerimizi ittifak halinde olduğu küresel güçlerle birlikte çiğnemektedir.
Kendisinin bu eylemleri Anayasa suçunu oluşturmaktadır ve vatana düşmanlık anlamına gelmektedir. Bu Mondrosçu zihniyetin, PKK’yla aynı kareye düşerken milletin şeref ve itibarını hiç dikkate almadığı görülmektedir.”
- “Başbakan Erdoğan hıyanetin doruğuna tırmandıkça, millet ve devletimiz ne yazık ki irtifa kaybetmektedir.”

***


Görüldüğü gibi Türk siyasetinin köklü bir kurumu olan MHP’nin Genel Başkanı, Başbakan hakkında, “Anayasa’yı çiğnemek” , “vatana düşmanlık” ve “ihanet” suçlaması yapmaktadır.
Peki ama Türkiye’nin adalet mekanizması bu konularda inisiyatif alabilir mi?
İnternet andıcı davasına bakalım. Mahkeme heyeti, avukat Mahir Işıkay’ın ihbar mektubuna dayanarak, “2006- 2009 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı’nı ziyaret ettiği öne sürülen bir kısım parti yöneticisi ve akademisyenler olup olmadığının sorulmasını, varsa hangi amaçla, hangi tarihlerde ve hangi şubeleri ziyaret ettiklerinin, kimlerle görüştüklerinin, nizamiye ve ziyaretçi kayıtlarıyla birlikte gönderilmesinin istenmesini” kararlaştırdı.
İhbarda, bazı akademisyenler ve CHP yönetiminden bazı politikacıların, yargılanan sanıklara destek verdiği iddia ediliyor.
Diyelim ki, Türk Genelkurmay karargâhındaki subaylarla görüşmek suçtur!
Peki Amerikan istihbarat elemanları ile gizli görüşmeler yapanları hangi savcılık, hangi mahkeme takip edecek?

***


Bahçeli, “Biz bu konuda durmayacağız. Başbakan ve hükümeti ne yaparsa yapsın peşlerini ve yakalarını bırakmayacağımızı buradan ifade etmek istiyorum. Korkunun, kuşkunun ve kaygının AKP’yle arttığı alacakaranlık dönem mutlaka sona erecektir. Milliyetçi Hareket Partisi buna bütün içtenliğiyle inanmakta ve bunu sağlayacak büyük Türk milletine sonuna kadar güvenmektedir” diyor ama, Türkiye, bütün kurum ve kuruluşları ile adeta işgal ediliyor.
Yargı da ele geçirildiği için artık hesap soracak, bu gidişe dur diyecek bir güç kalmadı.
Bahçeli’nin bu konuşması halka moral verebilir ama PKK ile görüşmenin büyük başarı, TSK ile görüşmenin suç haline getirildiği bir ülkede yaşıyoruz artık..
Milletin ve devletin geleceğinden endişe duyan her ferdin inisiyatif alması gereken günleri yaşıyoruz. Milli partilerin görevi, halka bu bilinci vermektir.
Halk, bu bilinçte buluşursa, karşısında hiçbir güç duramaz..

Yazarın Diğer Yazıları