Piyasalarda ne oluyor? (09 Kasım 2009)
Piyasalar yine ateşten gömlek adeta.
Borsa kan kaybına uğruyor. Döviz tam bir kaynayan kazan. Daha düne kadar krizin dibi göründü derken 2. dalgadan bahsedilmeye başlandı. Gerçekten herkesin kafası karışık. Dahası piyasalar kan kaybediyor. Peki piyasalarda gerçekten ne oluyor? Piyasalar aslında hiç düzelmedi. Daha önce de söyledim. Amerika kriz ile baş edebilmek için ilk olarak ekonomik tedbirleri aldı. Baktı ki baş edemiyor bu defa psikolojik tedbirleri devreye soktu.
Yani insanlara kriz bitti havası yaratıp onların alışveriş yapmalarını sağlamak ve çarkın dönmesini sağlamak, bunu yaparken de borsayı kullandılar.
Amerikan Merkez Bankası Fed sürekli faiz indirdi, neredeyse parası olan bankaya gittiğinde üste para verecek duruma geldi.
Durum böyle olunca para çaresiz olarak borsalara yöneldi. Borsalar yükseldi. Parası olan para kazandı. Reel sektör ise battıkça battı. İnsanlar işsiz kaldı ama herkes borsaları baz aldı. Taki gecen hafta Amerika’dan gelen işsizlik rakamlarına kadar, son 27 yılın en yüksek işsizlik verisi geldi. İşte o an insanlar krizin bitmediğini, olayın sadece borsayı şişirmekten ibaret olduğunu anladılar.
Balon patladı.
Borsalar düşüyor.
Aynı hatayı bizim Merkez Bankamız da yaptı. Faizler aşırı derecede düştü.
Millet parayı bu faizle bankaya yatırmaktansa borsaya sokarım dedi.
İMKB endeksi diğer ülkelerin borsasına göre kat kat yükseldi.
Kimse Adana’daki, Bursa’daki, Kocaeli’ndeki kapanan fabrikaları ve işsiz kalan binlerce kişiyi görmedi.
Herkes borsayı konuştu.
Şimdi İMKB balonu da patladı.
En önemli soru: Bundan sonra ne olur?
Düzelen bir şey yok. Bu kriz yüzyılın krizi bu nedenle öyle 6-7 ayda bitecek kriz değil.
Krizin etkisi bizde daha 2010 yılında görülecek.
Siz siz olun paranıza sahip çıkın, gün kötü gün. Daha kötü günler için bir tarafta bir şeyleriniz olsun.
Bunun için en doğru adres ne borsa ne de batık ülkelerin paraları.
En sağlamı mevduat.
Bu arada önceki haftaki ’Korkmaz Yiğit Ne Yapıyor’yazıma Monarch Gayrimenkul Yatırım İnşaat Şirketi adına Avukat Uğur Mutlu’dan bir açıklama geldi. Söz konusu açıklama şöyle:
“Sayın Yiğit ile müvekkil şirket arasında ne ticari ne de hukuki anlamda her hangi bir ilişki bulunmamakta. Aynı zamanda tarafınıza bildirmek isteriz ki hali hazırda Gündoğan projesi ile ilgili olarak arsa sahipleri ve müvekkil şirketler arasındaki ihtilaf ile sayın Yiğit arasında hiçbir ilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle üzülerek bildirmek isteriz ki yazınızda belirtmiş olduğunuz bu türden hususlar, hatalar ve gerçek dışı suçlamalar içermekle birlikte şirketimizin yerleşik ticari itibarını zedeleyebilecek türden hakaretamiz ve haksız ifadelerdir. Ayrıca belirtmek isteriz ki, elinize ulaşan bilgilerin delillendirmeden bir takım yargılara varmak suretiyle benimsemiş olduğunuz uslup gazetecilik etiği ile bağdaşmaktan uzaktır.”
Basın meslek ahlakı anlayışı ile Monarch Gayrimenkul’ün görüşüne yer verdim. Elbette önümüzdeki günlerde bu konuda benim de yazacağım başka şeyler olacaktır.