Bana Patriot füzelerinin ne anlam ifade ettiği soruluyor.. Ben de 98 yıl önce yaşanmış bir olayı hatırlamalarını istiyorum..
Birinci Dünya Savaşı’nda, İngiliz savaş gemilerinin sıkıştırdığı iki Alman savaş gemisi, Çanakkale Boğazı önlerine geldi, Komutan Souchon, geçiş için izin istedi. Enver Paşa, 8 Ağustos 1914 tarihli ve “Başkumandan vekili Enver” imzalı şifreli telgrafla bu izni verdi. İki gemi 11 Ağustos’ta İstanbul Boğazı’na geldi. 16 Ağustos’ta gemilere Osmanlı bayrağı çekildi. Alman askerlerine fes giydirildi. Amiral Souchon, 26 Eylül 1914 tarihinde Osmanlı Donanması Komutanlığı’na getirildi!
Enver Paşa, 20 Eylül’de iki savaş gemisinin, bir günlüğüne Karadeniz’e tatbikat amaçlı çıkışına izin verdi. Sadrazam Sait Halim Paşa, gemileri geri çağırdıysa da Amiral Souchon, bu talebi reddetti.
27 Ekim 1914 günü Amiral Souchon’un komutasında, Goeben, Breslau ve dokuz Osmanlı savaş gemisinden oluşan bir donanma Karadeniz’e açıldı ve sonraki günlerde Odesa, Sivastopol, Novorossisky ve Tedosya limanlarını bombaladı, bazı gemileri batırdı. 2 Kasım’da Rusya, 5 Kasım’da İngiltere, Osmanlı İmparatorluğuna savaş ilan etti.. Sonuçta Osmanlı devleti paramparça oldu.. Türk Milleti, Anadolu’yu zor kurtardı..
***
Şimdiki fiili başkumandan Tayyip Erdoğan, önce “haberim yok” dedi ama sonra NATO’dan Patriot füzesi talep etti. Almanya ve Hollanda uzman personelleriyle birlikte, Türkiye’ye Patriot füzesi göndermeye karar verdi. NATO’dan yapılan açıklamada, füzeleri kullanma yetkisinin NATO’da olduğu bildirildi..
Bir süre önce de Malatya’ya füze kakanı sistemi kurulmuştu. Bu sistemin İran’a karşı ve İsrail’i korumak için kurulduğunu kimse saklamadı. İsrail, son Gazze saldırısında, kendi hava savunma sistemini denedi. “Demir Kubbe” adı verilen sistemin yetersiz olduğu anlaşıldı. NATO, Türkiye’ye Patriot gönderme kararını bundan sonra aldı.
***
Peki neden ihtiyaç duyuyorlar bu füzelere?
Çünkü, İran’ın nükleer tesislerini bombalayacaklar. İran da buna cevap olarak “aynı anda 11 bin füze” yi İsrail’e gönderecek. Bu füzelerin bir kısmını İsrail’in demir kubbesi durdurabilir ama yarısından çoğu, İsrail’de taş üstünde taş bırakmaz.. Sonuçta ABD’nin ileri karakolu, bir enkaz yığını haline gelir.
Malatya’daki füze kalkanı sisteminin algılayacağı İran füzelerine cevap, Akdeniz’den, Almanya’dan veya Balkan ülkelerinden verilecekti. Fakat bu füzeler, İran’ın füzelerini yakalayabilecek zaman sahip değil. Çünkü coğrafya uzak.. Bu durumda, ABD ve İsrail açısından yapılacak iş, İran füzelerini, mümkünse Irak üzerindeyken, o da olmazsa Suriye üzerindeyken durdurmaktır.. İşte Güney Doğu Anadolu’ya Patriot füzelerinin yerleştirilmesinin ana sebebi budur.
Peki, İran’a yönelik bir Amerikan-İsrail saldırısı anında, İran kendisini savunmak için, hem Malatya’daki radarı, hem Patriot bataryalarını vurmaya çalışmaz mı? O zaman da Türkiye ile İran fiilen savaşa girmiş olmaz mı?
Sonuç olarak Kürecik radarı ve Patriotlar, Goeben, Breslau rolünü oynamış olmaz mı?
Zaten NATO’nun Kara Kuvvetleri Karargahını da İzmir’e taşıdılar. Türkiye üzerinden sadece hava saldırısı değil bir kara harekatı da planlanıyor ki buna ihtiyaç duyuldu..
***
Bir de işin “iç savaş” yönü var. Bülent Esinoğlu diyor ki, “Amerika Irak’a saldırdı, Irak’ta iç savaş oldu. Halen sürmektedir.
Emperyalizm Libya’ya saldırdı. İç savaş oldu. Devam ediyor.
Amerika, Afganistan’a saldırdı. İç savaş oldu.
Suriye’nin kuzeyinden toprak vaat ederek, Türkiye’yi hazırladıkları tuzağa çekme uğraşı içindedirler.
Türkiye’yi yönetenlerin, bu savaşın, Türkiye için bir dış savaş olacağını sanmaları, görüntüdür. Ve halka da öyle anlatmaktadırlar.
Suriye ve İran ile savaş hiçbir şekilde sadece bir dış savaş olmaz.
Çünkü vatan savunması olsa herkes birlik olur, ama emperyalistler için savaşa gitmeyi kimse istemez.
Bu sebepten, toplu tutuklamalar yapmaları gerekir. Bu durum ise ordu içinde bölünmelere sebebiyet verir.
Toplu tutuklama fısıltısının sebebi hikmeti budur.
Doğuda var olan iç savaşa, bir de Batı’da iç savaş eklenir..”
Osmanlı devletini parçalayan süreci, iki Alman savaş gemisi başlattı. Patriotlar da Türkiye’yi parçalama sürecini başlatabilir. Özellikle AKP’liler Tayyip Erdoğan’ı durdurmak zorundadır.
