Patrik, AKP’ye teşekkür etmesin de ne yapsın?
AKP’nin izniyle “geleneksel” hale getirilmeye çalışılan Sümela Manastırı’ndaki ikinci ayinde, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümete teşekkür ederken “Biz bu toprakları paylaşan Müslüman ve Hıristiyanlar ve yurt dışından gelen Ortodoks misafirlerimiz geçen sene de bu sene de Meryem Ana’nın yüksek huzurunda toplandık, memleketimizde ve dünyada daimi barışın, dayanışmanın ve hüsnüniyetin tesisi için dua ettik” dedi.
“Bu toprakları paylaşan Müslüman ve Hıristiyanlar” ifadesi dikkat çekici değil mi?
Cumhuriyet döneminde Müslümanlar, hangi Hıristiyanlarla Trabzon/Maçka topraklarını paylaşıyor?
Böyle bir paylaşım yok ama Bartholomeos, Trabzon topraklarında gözü olduğunu saklamıyor!
***
Aslında bu tutum yeni değildir ve bir stratejinin ürünüdür.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, 7 Mayıs 2000 günü de, Orta Anadolu’da bir eski kilisede düzenlediği ayinden sonra, elinde taşıdığı “çift başlı yılan”lı asasını sallaya sallaya, “Türkiye’nin AB’ye üyeliği, Anadolu’da önceden var olmuş Hıristiyan toplumların yaşadığı bölgelerde yeniden Hıristiyanların yaşamasına izin vermelidir. Eğer AB üyeliği bunu müsait kılarsa ve Hıristiyanlar yaşadıkları bölgelere tekrar yerleşirse, o zaman Patrikhane de o bölgelerde bulunan kiliselerin yeniden ayine açılmalarını düşünebilir” demişti.
***
İşte birer birer eski kiliseler ayine açılıyor ama Hıristiyan cemaat yok. Bu sebeple, önümüzdeki dönemde bu tür bölgelerde Hıristiyan cemaat oluşması için çaba gösterecekleri kesin!
Bartholomeos’un bu sözleriyle, İstanbul’da, Karadeniz’de, Orta ve Batı Anadolu’da uygulanan Yunan stratejisi arasında birebir bağlantı vardır!
Peki ama, Anadolu’da 1923’ten önce yaşayan Hıristiyanlar, Lozan Anlaşması’na eklenen bir madde ve imzalanan bir sözleşme sonucunda, Yunanistan’daki Müslümanlar ile bütün haklarıyla birlikte değiş tokuş edildiğine göre, Patrik, hangi hakla Hıristiyanların yeniden Türkiye’ye dönmesini isteyebiliyordu?
Aradan 70-80 yıl geçtikten sonra, Yunanistan, Karadeniz bölgesine gönderdiği ajan-turistler vasıtası ile eski Hıristiyan mülklerinin durumunu araştırmaya ve belgelemeye başladı!
Bu arada, Tarih Vakfı, Rockefeller Vakfı’nın para yardımı ile Türkiye’nin 10 pilot bölgesinde “Yerel Tarih Grupları” kurmuştu. Tarih Vakfı’nın Çanakkale Yerel Tarih Grubu, Çanakkale’de mübadele ile giden eski azınlıklara ait gayrimenkullerin tapu kayıtlarını araştırdığını faaliyet raporunda yazmıştı. Tarih Vakfı, proje kapsamında, İstanbul, Ankara, Konya, Mersin, Bursa, Gaziantep, Mardin, Çanakkale, Antakya, Trabzon, Ünye gibi yerleşim merkezlerinde tarihle hiçbir ilgisi olmayan gençleri bir araya getirip sözde yerel tarih araştırması yaptırıyordu! Trabzon Yerel Tarih Grubu, 2001 yılında kurulmuştu...
***
Diğer taraftan Karadeniz’de eski Ortodoks gayrimenkullerini tespit etmek faaliyetini, doğrudan Yunanlı turistler devraldı! Bu faaliyetlerde hedefin ne olduğunu, uluslararası bir belgeden, AB Komisyonu Türkiye için Katılım Müzakereleri Belgesi’nin 11. maddesinden çıkarabiliriz:
“Türkiye’nin bir üye ülke olarak yararlanacağı haklar ve yerine getireceği yükümlülükler sebebiyle Türkiye ve Avrupa Toplulukları arasında yapılmış olan tüm ikili anlaşmalar ve Türkiye’nin yapmış olduğu üyelik yükümlülükleriyle örtüşmeyen diğer uluslararası anlaşmalar geçersiz sayılacaktır. Ortaklık Anlaşması’nın müktesebatın dışına çıkan hiçbir hükmü katılım müzakerelerinde emsal teşkil edemez.”
Bu madde, Lozan ve mübadele geçersiz sayılacak anlamına geliyor.
Peki bu anlaşmalar geçersiz sayılırsa
ne olacak?
İşte o zaman “çift başlı yılan”lı asa taşıyan Patrik Bartholomeos’un 7 Mayıs 2000 günü dillendirme cesaretini bulduğu, “Anadolu’da önceden yaşayan Hıristiyanlar, evlerine geri dönsün” talebinin önünde hiçbir engel kalmayacak! Geri dönenler de dedelerinin eski mülklerini, şimdiki sahiplerinden geri alacak!
Olmaz demeyin, TSK’nın çökertildiği bir ülkede her şey olabilir!
Patrik, AKP’ye teşekkür etmesin de ne yapsın?