Parti kapatmaya hayır?!
Belki de siz bu satırları okuduğunuz sıralarda DTP denen parti hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını vermiş olacak.
Parti kapatma davalarında farklı sonuçlar çıkıyor, biliyorsunuz.
Anayasa Mahkemesi, iktidardaki AKP hakkındaki davada onu suçlu bulmuş, “laikliğe aykırı eylemlerin odağı” olduğuna hükmetmiş; ama kapatma cezası yerine para cezası vermişti. AKP’nin Hazine yardımı kesildi.
Şimdi DTP’nin durumuna bakalım. PKK’nın partisi DTP henüz Hazine’den yardım almıyor. AYM, ya bu partiyi kapatacak, ya cezalandırılması istenen (aralarında milletvekillerinin de bulunduğu) kişilere siyaset yasağı getirecek, ya da hiç ceza vermeyecek!..
İşbirlikçi-sömürgeci kirli odaklar
Hangi sonuç çıkarsa çıksın, huylu huyundan vazgeçmeyecek, diye düşünüyorum.
Türkiye’de işbirlikçi-sömürgeci kirli odaklar, sıkıştıkları zaman milletin başına binbir çorap örüyor.
Sıkıştıkları ya da yakalandıkları zaman, gündemi değiştirerek, halkın kafasını karıştırmak için provokasyonlara girişiyorlar.
Bakınız, daha kapatma davasının Salı günü esastan görüşüleceğinin açıklanmasından itibaren ülkeyi kan ve ateş içine çekmeye başladılar. Sözde gerekçeleri, terörist Öcalan’ın cezaevindeki odasının 12 metrekareden az olması!..
Bunların katlettiği şehitlerimiz 2 metrekarede yatıyor!.. Daha önceki gün Tokat’ın kırsalında 7 askerimizi pusuya düşürerek katlettiler. Şimdi bu katiller, “demokrasiden” bahsediyor.
Şunu ne çabuk unuttuk.
Öcalan’ın cezası önce idamdı. Sonra “Ağırlaştırılmış” müebbet hapse çevrildi. Şimdi “odası dar” demenin ne anlamı var?
Aslında var. Onlar cezanın tümüyle kaldırılmasını, affedilmesini istiyor. AKP de bunu bir iki kez denedi ama başaramadı.
Tüm bu gerçekler ortada iken, samimi inançlı yurttaşlarımızın hâlâ AKP’ye oy vermelerini anlayamıyorum. DTP’nin aldığı oyları ise çok rahat anlıyorum. AKP iktidarının sağlayamadığı “seçim güvenliği” yüzünden, kaleşnikofların tehdidiyle Kürt yurttaşlarımızın oylarını gasp ediyorlar..
Evlerinde esir olanlar..
AKP İktidarının, dağdan gelen 34 teröristin davul zurnayla ve ülkemizi tehdit ederek karşılanmasına izin vermesinden cesaret alanlar şimdi olaylar çıkarıyorlar.
Çocukları öne sürerek yakıp yıkıyorlar.
Bu arada, basınımızın çok yer vermediği bir olay da, Şemdinli’de bir okulumuzun bahçesindeki Türk bayrağını ateşe vermeleri.
Orada yaşayan, milletini seven insanları düşünebiliyor musunuz? Ankara ve İstanbul’dan olayları seyretmek ve üzülmek başka; orada yaşamak başka. O insanlarımızın ruh hallerini gözünüzün önüne getirin. Çocuğunu nasıl okula gönderebilir, kendisi nasıl dışarı çıkabilir.
Öcalan, İmralı’da güvenlik içinde yaşarken, o insanlarımız ve çocukları acaba kaç metrekarelik evlerinde esir hayatı yaşıyor?
Bunlar AKP’nin ne kadar umurunda?..
İstiklâle karşı çıkanlar..
Bu olaylar yaşanırken DTP’li bir milletvekili, “Biz Türkiye’nin İstiklal Marşı’nı okumak istemiyoruz” diyor!.. Ama sıkışınca, kıvır da kıvır!..
Bu insanlar yalnızca DTP’de mi? Hayır.
Kürt bölücülüğü yapan bu tür insanlara kucak açan başka partiler de var.
Hatta, yeni kurulan partilerde kendilerine bu anlamda yer bulamayanlar, ıvır zıvır açıklamalarıyla sözde Atatürkçü partilere sığınabiliyorlar!..
Bu gelişmeler daha önce de çok yaşandı. Her defasında uyardık ve anlattık. Bu aralar, “Ya Sev Ya Sevr” adlı kitabımıza bakmanın tam zamanı. PKK terörü hangi koşullarda nasıl ve kimler tarafından yeşertilmiş, bir kez daha okuyun...
* * *
Yasalarımıza göre siyasal partiler bölücülük yapamaz. Onun ötesinde hemen hepsi Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine bağlı ve savunur olmak zorunda.
Bugün Türkiye’de bu gerçeklerden çok uzağız.
Ben de parti kapatmaya hayır diyorum, ama eğer onlar parti ise!..