Parçalanma bedeli
Maşallah, maşallah, goygoyunuz, bol olsun. Hayatımız palavra ile geçiyor. Apo mu, yoksa Tafo mu? Seç, seç al. Seçin Başkan yapın. Biri, ılımlı, öteki sert. İşte size söz verilen demokrasi...
Bu arada uyanık olanı, Amerikan usulü başkanlığa hazırlanıyor, çaktırmadan. Hoş, çaktırsa, kim ne diyebilir. Ergenekon, Balyoz, Ötüken, falan, Türkün, tarih geçmişinde, saygı duyulan ne varsa, üzerine at bir avuç çamur. Türk değerlerini karala gitsin...
Haftanın önemli konusu, Ankara’da Amerikalı yetkililerin yaptığı açıklama ve görüşmeler. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner, davet üzerine Ankara’ya geldi. Kendisi Cumhuriyetçi ve Meclis’te Obama’nın baş ağrısı. Amerikalı Meclis başkanı ile Obama’nın ortak yanı, AKP’lilerin icraatlarından duydukları rahatsızlık. Ankara’daki bu görüşmelerde yandaş basın, hiç Amerikalı politikacının kişisel özgürlükler konusunda sarf ettiği sözlere yer vermedi. Onlara göre, en önemli konu, Ermeni soykırımı konusu olmuş. Hoş, onu da tam olarak anlatmadılar ya.
Ankara’da Boehner; en popüler konu, internet ve sosyal medya özgürlüğü üzerine, bir tür düstur çekmiş, karşısına çıkan tüm AKP’li görevlilere ve söylenebilecek her şeyi söylemiş. Bizimkiler de çok sallamamış. Ama hemen karşı saldırıya geçip, Kongre’ye getirilen Ermeni soykırımı konusunu masaya sürmüşler. Tabii onda da basına dağıtılan gibi değil aldıkları yanıt.
Bu hafta sonu, Beyaz Saray karşısında, gene Silivri’deki tutuklular için, sessiz çığlık toplantısı var. Obama artık alıştı, her pazar camı açtığında karşısında, Ankara’daki kişilere, hırsız ve diktatör diyen bir gurup Türk’ü dinliyor. Artık o da öğrendi. Hem isimleri, hem de nelerle suçlandıklarını.
ABD, bugünlerde, Ukrayna ile yatıyor Ukrayna ile kalkıyor. Bu bilek güreşinde, Putin mi, yoksa Obama mı galip gelecek, göreceğiz. Ama Ruslar bu konuda usta. Özellikle, eski peyk doğu bloğu ülkelerinin kontrolünde ustalar. Bence, yakında paramparça bir Ukrayna kalan, bir veya iki şehir ile birlikte AB’ye girer. Geri kalanlar da Rus sınırları içinde kalır. Aslında ders alınırsa bize ders olması gerek ya.
Ama bu sıralar, bizim derdimiz PKK’ya toprak vermek. Onu devletleştirmek. Hakan Fidan eliyle yürütülen görüşmelerde, ne kadar fazla ilerlendiği, HDP’nin memnuniyeti, küçük ayrıntısı BDP ile gösteriş şeklindeki çatışmasında da görüldü. Hatırlarsanız APO’nun serbest bırakılması ve siyasete girmesi artık açık açık konuşuluyor. Kimler mi? Hani meydanları doldurup Türkiye seninle gurur duyuyor sloganı attığınız kahraman. PKK haklı olarak kurulacak federal bölgeye gelir olsun diye petrolden de pay istiyor. Sistem aynı Irak’ta oynanan sistemin benzeri.
Bu sonu siz seçtiniz. Bu adamı, lider olarak takip edeceğinizi garanti ettiniz. Yalnız düştüğünüz girdap her gün biraz daha derinleşiyor. Karabulutlar üzerinize çökmüş siz cep telefonu markası ile boğuşun. Dışarıdan seyretmek o kadar üzücü ki ülkemin parçalanmasını izlemek.
Sevgili okurum, Türk ekonomisindeki çözülmenin hızı giderek artıyor. Yavaş başlayan, teğet geçtiği söylenen ekonomik kriz var ya. İşte bu yıl ve gelecek yıl herkesin başına çöreklenecek. Bunu anlamak için ekonomi uzmanı olmaya gerek yok.
Dar bölge seçim sistemi ve Çankaya hazırlıkları ile arkadaş saltanatını yukarılara taşımaya hazırlanıyor. O hazırlanıyor da acaba orada ne kadar kalır dersiniz. Allah ömür verirse göreceğiz.