Paralel vatandaş!
Herkes “devletin çivisi çıktı” görüşünde hemfikir. Öyle ki devlet içinde paralel devletlerden, örgütlerden, çetelerden söz ediliyor. Şikâyetçi konumda olan da Başbakan!
Yine Başbakan’ın en yakın adamı, “Cemaat, milli orduya, MİT’e ve AKP’ye kumpas kurdu” diyor. Genelkurmay Başkanı, kendi mensuplarına yönelik suç delilleri üretmekle başlatılan operasyon hakkında ancak yedi yıl sonra suç duyurusunda bulunuyor.
Güneydoğu’da siyasi iktidarın “operasyon yapmayın” emrinin güvenlik güçlerince uygulanması sonucu, başka bir “paralel devlet” duruma hâkim oldu.
***
Yolsuzluk operasyonunda bakan çocukları rüşvet paraları ile birlikte gözaltına alındı ama Başbakan, arama yapılan evde polis şefi evde tespih çekti ve lahmacun yedi diye yeri göğü inletiyor! Hepsi de AKP döneminde atanan polis müdürleri, şefleri darmadağın edildi. İktidar, savcıların başsavcılara ve adli kolluk görevi yapan polislerin, amirlerine bilgi vermesi şartını getiren, Anayasa, yasa ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı bir yönetmelik değişikliği yaptı. Danıştay, yürütmeyi durdurdu. İktidar bu defa yönetmelik yerine yasada değişiklik yapmaya hazırlanıyor!
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yönetmeliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu söyleyince, Başbakan, bunun Danıştay’a baskı yapmak ve Anayasa’yı çiğnemek olduğunu iddia etti. Kendisi Anayasa’ya aykırı yönetmelik çıkarıyor ama bunun dile getirilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu söyleyebiliyor!
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, yolsuzluk operasyonu yapan savcının gözaltı talimatlarını yerine getirmedi. İktidar, paralel devlet dediği, emniyet ve yargıyı devrettiği cemaate operasyon yapacak ama HSYK, Yargıtay, İstanbul, Ankara ve İzmir’in hâkim-savcı kadrolarını değiştirmeden adım bile atamayacağını biliyor. Paralel devlet de kilitlendi, çünkü adli kolluk görevi yapan polis, fiilen “Ben hükümetin emirlerini yerine getiririm, savcıların emrini uygulamam” demiş oluyor.
***
Bunlar iç politikada Türkiye’nin gündemi... Dış politikada, Suriye, Irak, Mısır, İran, Ermenistan ve Bulgaristan ile yeni meseleler çıktı. Yunanistan ayrı bir dert...
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Suriye’nin Türkiye’yi “Teröristlere silah sağlıyor” diye resmen Birleşmiş Milletler’e şikâyet etmesinden hemen sonra Hatay’da bir TIR arandı. (TIR'ın IHH'ya ait olduğu iddiası vakıf tarafından kesinlikle yalanlandı. TIR'ın MİT'e ait olduğu anlaşıldı.) Yakalayan polisler görevden alındı! CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, “Adana’dan gelen savcı Özcan Şişman’ın ısrarına rağmen adli kolluk görevi yapan jandarma, TIR’ı aramayı başaramadı. Hatay Valisinin yazılı talimatı üzerine TIR aranmadı” dedi!
***
Şimdi bütün bunlar, devletin sadece çivisinin çıkmadığını, yasama, yürütme, yargı gibi temel sistemlerinin sigortalarının attığını, yeni takılan sigortaların yükü kaldıramadığını, kabloların, prizlerin yanmaya başladığını, evin büyük bir yangın tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Yeni İçişleri Bakanı Efkan Ala ise yargı sisteminin tamamen değiştirilmesi, jüri sisteminin getirilmesi ve “meslek dışı hâkimlik” modelinin uygulanmasını istedi!
Yani, “Hukuk fakültesi okuyup, iki yıl staj yaptıktan sonra çeşitli kademelerden geçip, yüksek yargıya ve büyük şehirlerdeki görevlere atanan hâkim ve savcıların, paralel devlet adına hareket etmesini önleyemiyoruz, hâkimlik yetkisini vatandaşa verelim” demiş oluyor.
Partizan duygular içinde bulunan vatandaşa nasıl güvenilecek?
Zaten mesele, “paralel devlet” ten önce Coşkun Telciler’in son mesajında ifade ettiği gibi PKK ile müzakereleri savunan, Ermeni soykırımını tanımaya hazırlananlara ses çıkarmayan, Barzani ile gurur duyan, yolsuzlukları savunmak için mitinge kefen giyerek giden “paralel vatandaş” tır!