Paketlerin asıl hedefi nedir?

2010 yılı Mayıs ayında BDP, Tayyip Erdoğan’ın sahiplendiği Kürt açılımının asıl mimarı, CIA danışmanı Henry Barkey’in de katılımıyla Washington’da temsilcilik açmıştı. Toplantıda konuşan BDP’liler PKK’nın muhatap alınması gerektiğini ve otonomi istediklerini söylemişlerdi.
Henry Barkey açıklamada, “İlk önce anayasada, vatandaşlık tanımını daha kapsayıcı hale getirecek biçimde bazı revizyonlar yapılması gerekir. Sorun, yapılması istenen değişikliklerin Türk devletinin kurucusu tarafından belirlenmiş tanıma aykırı düşmesi ve değişikliklerin birçoğunun Anayasa Mahkemesi’nden dönebilecek olması. Anayasa Mahkemesi gerçekten bağımsız bir kurum değil. AKP’nin yaptıkları aleyhinde davranmaya eğilimli olan ideolojik bir kurum. Ordunun nihayet PKK’yla veya Kürtlerle 25 yıldır süren bu savaşı kazanamayacağını idrak eder noktaya geldiğini söylemeliyim” demişti.
İşte böyle bir değişikliğin Anayasa Mahkemesi’nden dönmemesi için bir yıl sonra sözde yargı reformu yapıldı, referandumda kabul ettirildi ve yüksek yargı organlarının kadroları değiştirildi. Bu arada Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları ile Türk ordusu da köşeye sıkıştırıldı...


***


Peki asıl hedef neydi?
Bugün Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Abdullah Gül, 2003 yılında Başbakan olarak, 20 bin dolara vatandaşlık satarak nakit sıkıntısını gidermeyi düşündüğünü açıklamıştı. Bu fikri de Davos’ta bir iş adamının verdiğini söylemişti.
Bu arada yabancılara toprak satışının önündeki engeller de kaldırıldı.
Dışişleri Bakanlığı’nın İnternet sitesinde, Tayyip Erdoğan’ın, 27 Ocak 2004 günü, “Doğrudan Yabancı Yatırımlar ve Türkiye’nin Ekonomik Kalkınması” konulu CSIS Konferansı’nda yaptığı konuşma metni var...
Erdoğan, orada, “Çalışmalarımız Dünya Bankası ve Uluslararası Finans Kurumu’nun uzmanları ile kendi uzmanlarımızın yürüttüğü alan çalışması ve ilgili çevrelerin katılımıyla yapılan toplantılar sonunda ortaya çıkan ve ‘Türkiye’de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Reform Programı’ olarak kabul edilen eylem planı çerçevesinde gerçekleştirilmektedir” diyordu. Yani yabancı sermayeye toprak satmayı öngören yasaları Dünya Bankası ve IMF hazırlıyordu.


***


AKP iktidarının, ekonomik alt yapıyı Türklerin elinden çıkararak yabancılara teslim etmesi ile paralel olarak, 2001 yılında Tayyip Erdoğan’a ABD’den gönderilen gizli belgede istendiği gibi yerel yönetimleri özerkleştirecek yasal alt yapıyı da hazırladığı bilinen bir gerçektir.
Bütün bu yapılanlar, Amerikan Kongresi’nin 31 Ocak 1896 tarihli 54. Kongre gizli kararı ile örtüşmektedir. 100 yıl sonra emekli amiral İlker Güven tarafından tespit edilerek kamuoyuna duyurulan kararda, “Uluslararası Hıristiyan Komitesince din, mezhep ve milliyetçi özelliklere bakılmaksızın geçici bir Hıristiyan yöneticinin Türkiye’nin başkanı olarak seçilmesini müteakip Osmanlı İmparatorluğu’nun mevcut bölgelerinin sınırlarla ayrılması, bu bölgelerin Hıristiyan eyaletleri olarak kabul edilip, Hıristiyan gücünün Türkiye Birleşik Devletleri adında toplanması sağlanacaktır” deniliyordu.
ABD’nin, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Kenan Evren, Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit ve son olarak Tayyip Erdoğan’a dayattığı karar bu karardır. Açılım veya sözde demokrasi paketi, eski Osmanlı vatandaşlarının, yani Türkiye’den giden Ermenilerin, Rumların ve Yahudilerin torunlarının Türkiye’ye gelerek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilmesine dönük Ömer Çelik’in çağrıları ve bu yöndeki yasa hazırlıkları da 117 yıl önce alınan bu karara hizmet etmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları