Özetleyecek olursak!

-Türkiye'de taraftarlık şunu gerektiriyor; işler kötüye giderse takımına bir tekme de sen vur!

-Türkiye'de sadece kazanırken centilmen olunur. Verilmeyen bir penaltıda, "fair-play" boş laf olur.

-Türkiye'de büyük takımlar, her küçük takımın kendilerine özel olarak bilendiğini düşünür.

-Türkiye'de insanlar hakemden adalet değil, torpil bekler.

-Türkiye'de bütün statlarda maç izleyebilecek bir başkan hiçbir zaman gelmez.

-Türkiye'de bir futbolcu bir hafta gol attı mı, dünyanın en iyi golcüsü olur.

-Türkiye'de bir futbolcu bir gol kaçırdıysa "çöküş içinde"dir.

-Türkiye'de hoca maç kaybederse "acemi" olur.

-Türkiye'de bir hoca bir maç kazandığında "dahi" olur.

-Türkiye'de yıldız futbolcu hasbelkader yetişir ve çok çabuk söner.

-Türkiye'de futbolun içinde garip bir "insan yeme" histerisi vardır.

-Türkiye'de insanlar medya eziyeti ve üç büyük kulübün esareti altındadır...

-Türkiye'de futbola; niyet okuyan, iftira atan, yalan söyleyen eski hakemler yön verir.

-Türkiye'de Fenerlisinden Cimbomlusuna, Beşiktaşlısından Trabzonlusuna ağlamak gelenek haline gelmiştir.

Kusura bakmayın, ama futbolumuzun özeti bu!

Diyorlar ki;

Açık ara lidersin...

"Sizden uzağız canım sesiniz duyulmuyor" diyenin yok...

Visca'nın heykelini yapan, tribüne çağıran taraftarın yok...

Attamah'ı, Elia'yı, Adebayor'u göklere çıkaran yok...

Şampiyon olsan kutlayacak, yenilsen dalga geçilecek taraftarın yok...

Üstelik "Biz olmasak onlar şampiyon olsun" diyen rakiplerin yok...

Başakşehir'in şampiyonluğu ne demek?...

***

Avrupa'nın "En az şampiyon çıkaran" ülkesi olarak;

Yeni bir şampiyon demek, yeni yıldızlar demek...

Futbolun daha geniş kitlelere yayılması demek, rekabetin artması demek…

Vergi vermeyen, sporcu yetiştirmeyen, gazozuna maçında bile terör estiren, şımarık sporcu ve yöneticileriyle memleketin başına bela olan büyüklerin sorgulanması demek...

Az şey mi demek?..

SÖZ DER Kİ;

"-Seninle konuşmayı bıraktılarsa, arkandan konuşmaya başlamışlardır..."

Kaybetmek...

"-Biz, hepimiz, sürekli değerli bir şeylerimizi kaybediyoruz...

Önemli fırsatları, ihtimalleri, bir daha yerini asla dolduramayacağımız duyguları...

Hayatta olmanın bir anlamı da bu işte...

Fakat kafamızın içinde, öyle şeyleri bellek haline getirebilmemiz için küçük bir oda var...

Herhalde, kütüphanenin depo kısmı gibi...

Dahası, bizler kendi yüreğimizin ne durumda olduğunu doğru şekilde takip edebilmek için, sürekli arama kartları yapmak zorundayız...

O odayı temizlememiz, havalandırmamız, çiçeklerine su vermemiz de gerekiyor...

Başka bir deyişle, sen sonsuza kadar kendi kütüphanende yaşayacaksın..."

(...Haruki Murakami)

Krampon...

ERWİN Koeman, İsmail Köybaşı'yı ısınmak için saha kenarına göndererek sezonu özetledi.

***

YILIN ikinci yarısında en çok değer kaybedenler açıklandı; 1- Arda Turan... 2-Türk Lirası... 3-Bitcoin... 4-Ahmet Kural... 5-Fenerbahçe...

***

LİGİN ilk yarısında forvet Slimani, oynadığı maçlarda rakip defanslardan daha çok topu kaleden uzaklaştırdı...

***

ERZURUM maçının deplasmaman olmamasının sevinci, dünkü idmanda Fenerbahçeli futbolcuların yüzüne yansıdı...

Ana Kumanda

(...NTV / %100 Futbol)

MURAT KOSOVA: Ersun Yanal'ın bahsettiği takvim için zaman geldi mi?..

RIDVAN DİLMEN: Bırakın bu takvim işlerini. Fener ölmüş ağlayanı yok. 1,5 yıllıkmış. Pideci mi burası?.. 1,5-2,5...

Beğendiğim paylaşımlar…

"-Bugün yolda giderken biriyle çarpıştık, inanır mısınız gözyaşım İPhone X'ten önce yere düştü..."

(…SabriReyiziniz/Twitter)

***

"-Köpekler daha sadık olabilir;

Ama kediler asla uyuşturucunun yerini söylemezler…"

(…holisticestetik/whatsapp)

***

Edebiyat öğretmeni arkadaşım çocuklara kelime vermiş, "Cümle içinde kullanın" demiş...

Kelime: Yadsınamaz...

Öğrencinin biri müthiş cümleyi yazmış;

"-Hava soğuk olduğunda dedem 'yadsınamazını' evde kılıyor"...

(...Ali T. /Facebook)

***

"Otobüsle İstanbul'a dönen Fenerbahçe kafilesi

Orhan Gazi Köprüsü'nde geçiş ücreti olarak İsmail Köybaşı'nı bonservisi ile birlikte verdi…"

(…marmara/whatsapp)

Yıldız Abla Günlüğü

-Yastığa sarılarak uyusam da, ruhumun senin yanına kıvrıldığını biliyorum...

-İlk çalan alarma uyanacak kadar seviyor musunuz bu hayatı gerçekten?..

-Sana duvar ördüysem tuğlasını sen verdin...

-Yazdıklarımı sildiğim olmuştur. Lakin sildiklerimi yeniden hiç yazmadım...

-Sabrın sonunu görebilen var mı?.. Ya ben yarısında çıldırıyorum...

-Taşı sulayıp çiçek açmasını beklemişim...

-Ne demek ilk adımı sen at. ben zaten uçurumun kenarındayım...

-Sürekli eksik olan, bir süre sonra gerekli de olmaz...

-Siz sanıyorsunuz ki biz hep bıraktığınız yerde kalacağız...

TERS AÇI

"-Acı son !.."

Yazarın Diğer Yazıları