Özel, Akşener ve Erdoğan darbeleri
Erdoğan darbeleri
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Yargıtay'a destek veren Recep Tayyip Erdoğan’ı şöyle eleştirdi:
- “Erdoğan liderliğinde anayasal rejimin ortadan kaldırılması ve bir kalkışmayla karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor…
Millet sana oy verdi. Bu Anayasa sayesinde görev yapıyorsun.
Ama 'milletin anayasasının bir başka maddesi benim için yoktur' diyorsun. Seni yok hükmünde kabul edilmeni istemiyorsan bu anayasaya sahip çık. Sahip çıkmazsan sen de yok hükmündesin.
Biz de sana yetki sorumluluk veren maddeyi saymayız…"
Özgür Özel’in bu açıklamasını değerlendireyim.
Birincisi;
Erdoğan bu anayasanın 101. maddesini çiğneyerek ve YSK’ya da çiğneterek milletten oy aldı.
İkincisi;
CHP 14 Mayıs 2023’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Erdoğan’ın anayasanın 101. Maddesine 3. Kez cumhurbaşkanı adaylığına, “mağdur etmeyelim seçime girsin yenelim” anlayışı ile hem Kemal Kılıçdaroğlu, hem 6’lı masa hem Ekrem İmamoğlu hem Mansur Yavaş hem de 48 milyon mağdur oldu.
Üçüncüsü:
Özel diyor ki;
- “Anayasal rejimin ortadan kaldırılması ve bir kalkışmayla karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor…”
Erdoğan’ın anayasal rejimi ortadan kaldıran kalkışma değil resmen yaşattığı darbelerin listesi veriyorum:
- YSK ile 2002 seçim darbesi,
- YSK ile Siirt seçim darbesi,
- 2010 FETO ile yargı darbesi,
- 15 Temmuz Hain darbesi,
- AKP ve MHP’nin parlamenter rejimi yıkma darbesi
- YSK ile geçersiz oyların geçerli sayıldığı 16 Nisan referandum darbesi
- YSK ile 14-28 Mayıs 2023’te anayasanın 101. Maddesini ilga eden cumhurbaşkanlığı seçim darbesi
Bu darbelerin açılımını önceki yazımlarında net şekilde ayrı ayrı yazdığım için tekrarlamıyorum.
Değerli okurlarım,
Şimdi gelelim İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in yargıtay krizi nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren şu sözlerine;
- "Sayın Erdoğan taraf değil hakem görevi olduğunu belirterek yine kurumlarımız arasındaki görüş ayrılığının bir Anayasa ve sistem krizi haline dönüşmesinin önüne geçecek adımları süratle atacağını, yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileriyle görüşerek, meseleye bir hal yolu bulacağını ortaya koyma gereği de hissetmiştir.
Bu tavır değişikliğinin, yaşadığımız krizin çözümüne katkı sağlamak için önemli olduğunu düşünüyor ve devamının da gelmesini umuyorum.”
Meral Akşener’in bu açıklamasını değerlendireyim.
Birincisi;
Anayasa Mahkemesi- Yargıtay krizini yaşatan saraydır.
İkincisi;
Anayasaya göre partili cumhurbaşkanının yargı krizinde “hakem” olması asla kabul edilemez, edilmemeli.
Üçüncüsü;
Akşener, “Anayasa ve sistem krizi” diyor ve hakemlik istiyor ki sorun Tek Adam rejimidir.
Nitekim, 6’lı masanın, “Güçlendirilmiş Parlamenter Rejimi” antlaşmasına imza atan ve bugünkü rejime en çok itiraz edenlerin başında Akşener gelmektedir.
Dördüncüsü;
Dönemin İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, YSK’nin yayınladığı geçici aday listesinde Erdoğan’ın yer almasına dilekçe ile itiraz edildiğini açıkladı.
Değerli okurlarım,
Gerek CHP gerek İYİ Parti anayasanın 101. Maddesine göre 2018’de 2’nci ve son kez cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın anayasayı çiğneyeceğine ve çiğneteceğine karşı sessiz kaldılar.
Bu anlayışa maalesef gazeteciler, televizyoncular, siyasetçiler de göz yumdular.
Evet Özgür Özel,
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı anayasamıza göre yok hükmündedir.
Hayır Meral Akşener,
Anayasal meşruiyeti olmayan AKP’li cumhurbaşkanı Erdoğan hakem olamaz, olmamalı…
Son Söz şudur:
Erdoğan Anayasal meşruiyeti olmayan seçilmiş cumhurbaşkanıdır. Aynı Esad, Saddam ve Kaddafi gibidir.
Çünkü onlar askeri darbe ile yönetime gelip seçimler kazandılar.
Erdoğan da anayasal darbe ile seçimler kazanıyor.
Anayasa’nın 101. Maddesinin çiğnenmesine 2018-2023 döneminde eylemli tepki göstermeyen tüm muhalefet partileri anayasanın çiğnenmesine göz yumdukları için suçludur.