Öteleme tuzağı
Fransa, Kanada, Almanya ve Amerika devlet yöneticileri, korona salgını nedeniyle aldıkları tedbirleri açıkladıkları gün şu konuşmayı yaptılar:
Kiranızı, faturanızı ve harcamalarınızı düşünmeyin biz devlet olarak gerekeni yapacağız!
Tabii ki bu konuşmadan hemen sonra tedbirler gelmeye başladı. Ülkelerin Merkez Bankaları adeta 24 saat çalıştı, piyasaya ve vatandaşa direkt para aktardı.
İşte bundan dolayı ki, bu ülkelerde yaşayanlar geçim derdinde değil sadece can derdinde.
Geliyoruz Türkiye'ye.
Bizde açıklanan 15 maddelik alınan tedbirleri hatırlayan var mı?
Ya da hayatınızı kolaylaştıran maddeler?
Akılda kalan kolonya, uçak biletinde KDV indirimi, konutlardaki kredi oranının yüzde 90'a çıkması ve son olarak da kredi öteleme.
Uçakların parka çekilip uçuşun yasaklandığı bir ortamda biletten alınan KDV'nin düşürülmesi dünyada espri konusu oldu.
Hele konutta kredi oranının yüzde 90'a çıkartılması mizahçılara malzeme oldu.
Benim şahsen en çok merak ettiğim bu pakete bu maddeyi kim sokturdu? Ekonomi yönetimini ve Cumhurbaşkanı'nı nasıl ikna etti. Bunu kim başardıysa gerçekten takdir ediyorum.
Gelelim kredi ötelemeye. Devlet bize para veremiyor ama mevcut kredimizi erteletiyor.
Vatandaş ilk şoku bankalara gidince yaşadı. Çünkü bu erteleme öyle bedava değil tam tersi 1.10 gibi mevcut faizlere göre oldukça yüksek rakam. Konut kredisinde kamular 0.77'e kadar kredi verirken, kriz nedeniyle borcunu ödeyemeyeceklere 1,10 faiz elbette tartışma konusudur.
Kötü günlerde oranın hesabı yapılmaz diye bankaya koşanlar ve taksitleri ötelenenler bir şok daha yaşadı.
Korona salgını koşullarında piyasaları rahatlatmak için alınan ekonomik tedbirlerden biri de "esnaf ve sanayicinin bankalara olan kredilerinin taksitlerinin üç ay ötelenerek en azından bu koşullarda piyasalardaki yükü hafifletmek" olmasına rağmen bazı bankalar bunu da bir gelir kapısı haline getirdi.
Uygulama sorunlu
Üç aylık kredi taksitini ödemeyerek üç ay öteleneceğine sevinen esnaf ve sanayici bankalara koştu ama çıkan sonuçlar hiç de umdukları gibi olmadı. Esnaf önce bu 3 ay taksitin faizsiz kalan taksitlerin üzerine yayılacağını düşündü. Oysa çoğu banka bunu yapmadı ve kalan ana parayı da 3 ay öteledi. Dolayısı ile çıkan yeni ödeme planlarında kalan toplam krediye üç aylık faiz de ekleyerek yeni ödeme planı çıkarılınca astarı yüzünden pahalı hale geldi ve bunu kabul eden müşteriler ciddi zarar etti.
Oyununa mı gelindi?
Bankalar ödenmeyen kredileri 90 gün sonra takip hesaplarına atarken bu süre BDDK kararı ile 180 güne çıkarıldı. Dolayısı ile üç aylık ödenmese bile krediler takibe gitmeyecek fakat gecikmede görüleceği için müşterilerin kredi puanı düşerek bankalar nezdinde kredibilitesi düşmeye neden olacaktır. Bunu göze alan müşteriler ilk üç ay hiç ödeme yapmaz ise sadece üç aylık taksitlerinin gecikme faizlerini ödeyecekti. Bu sayede daha az maliyete katlanacaktı. Oysa toplam kredi kalan para üç ay ötelenince bu sefer toplam ödeyeceği ek maliyeti de otomatik artmış oldu.
Olması gereken
Kanun koyucunun müşterileri de mağdur etmemesi için olması gereken Mart-Nisan-Mayıs ayları taksitlerinin Haziran'dan başlayarak kalan taksitlerin üzerine eklenmesi en uygun olacaktı. Bu sayede müşteri daha fazla maliyete katlanmak zorunda kalmayacaktı. Oysa uygulamada tüm kredinin üç ay ötelenerek Haziran'da itibaren ödemenin daha yüksek faiz (kalan tüm ana paranın faizi ile) yüklenmesi esnaf ve sanayiciyi; taksitli kredi kullananları mağdur etmiş durumda. Düzenlemenin açık ve net olmaması da bankalara hareket alanı yaratmış, bankaların da kendi lehine gelecek şekilde yeni ödeme planları düzenlediği görüldü. Taksit öteleme ile ilgili ek düzenleme yapılarak esnaf ve sanayicinin daha da mağdur olması bir an önce engellenmelidir.