Orta Doğu hiç durulmuyor!

Türkiye’de yaşanan birbirinden “vahim” olayların bile, Orta Doğu’nun ne denli “kaypak” bir zemin üzerinde olduğunu göstermeye yetiyor.
Gerçekten de; daha çok iç politikayı ilgilendirdiği için, üzerinde pek durmamakla birlikte, böyle bir “deprem” in Türkiye’de olmasının dış dünyada da çok “olumsuz” etkileri olduğunu ve olacağını belirtmek gerekiyor.
AKP iktidarının; dış dünyada, son dönemlerde sarsılan itibarı şimdi daha da zarar görmüş bulunuyor.
Öteden beri, Orta Doğu’nun bir türlü durulmadığını öne süren ve buna son kitabı “Orta Doğu’nun Kara Kutusu” nda yer veren bir yazar olarak, özellikle böylesine bir kâbusun yankı ve yankılarının uzun süreceğini ve Türkiye’yi hem “maddi” hem “manevi” bakımdan etkileyeceğini de peşinen kabullenmek icap ediyor.
Orta Doğu’nun, bitip tükenmeyen kargaşalarının arasında Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye ile ilgili yeni uyarısı dikkatleri çekiyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün Suriye’yle ilgili raporunda ne yazık ki, Türkiye’ye de yer veriliyor.
Örgüt, hazırladığı raporda, El Kaide’ye bağlı grupların Suriye’de sekiz yaşındaki çocuklara işkence ettiklerini, yan hücrelerde bulunan akrabalarına ise işkence seslerini dinlettiklerini açıklıyor.
Raporda, ayrıca Türkiye’ye El Kaide’ye bağlı Irak ve Suriye’de İslam Devleti (ISİD) örgütüne destek vermeyi bırakması, sınır ötesine silah akışını durdurması çağrısı yapılıyor.
Uluslararası Af Örgütü, Körfez ülkelerine de ISİD’e para aktarmaktan vazgeçmeleri çağrısında bulunuyor.
Öte yandan; Orta Doğu’nun bitip tükenmeyen sorunlu ülkeleri arasında yer alan; Suriye, Mısır, Libya ve Güney Sudan da yeni yeni olumsuz haberler alınıyor.
Mısır’da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Müslüman Kardeşler ve siyasi uzantısı Hürriyet ve Adalet Partisi yetkililerinin Hamas ve Lübnan Hizbullahı’yla suç amaçlı işbirliği yapmak suçundan mahkemeye sevk edilmesi yeni olayların başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Bu arada; hakkında açılan tüm davalardan beraat eden, Mübarek’in Başbakan’ı Şefik, Mısır’a dönmeye hazırlanıyor.
Mısır’da kamuoyunda “Pilotlar arazisi” ve “kara para aklama” olayı olarak da bilinen “Mali yolsuzluk” davasında yargılanan devrik lider Hüsnü Mübarek’in oğulları ile döneminin son Başbakanı Ahmed Şefik’in beraatına karar verilmişti.
Şefik, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı Haziran 2012’den bu yana Birleşik Arap Emirlikleri’nde ikamet ediyor.
Libya’nın durumu ise, yürekler acısı bir manzara arz etmeye devam ediyor.
Libya’da bağımsızlığını ilan eden Sireneyka Özerk Bölgesi’nin siyasi büro başkanlığı görevini yürüten İbrahim El Catran, yaptığı açıklamada, ülkenin doğusunda bulunan petrol bağlantı noktaları ve tesislerine yönelik kuşatmanın halen devam ettiğini öne sürüyor.
El Catran, petrol ünitelerinin ve tesislerinin yeniden faaliyete geçebilmesi için Trablus Hükümeti ile bir süredir yapılmakta olan görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığını da belirtiyor.
Es Sider, Ras Lanuf ve Zeytin petrol tesislerini kontrol eden El Catran’ın emrindeki milis güçleri, petrol satışından elde edilen gelirden ülkenin doğu bölgelerinin daha fazla pay almasını ve ülkedeki yolsuzluklarla ilgili olarak soruşturma başlatılmasını talep ediyor.
Ne var ki; bu tür gelişmeler, Libya’yı bir açlığa sürüklemesinden de endişe ediliyor.
Orta Doğu’nun bir parçası sayılabilen Güney Sudan’a gelince; Cumhuriyet Muhafızları içindeki rakip gruplar arasında devam eden çatışmalarda son bir hafta içinde, en az 500 kişinin öldüğü, 800 kişinin de yaralandığı bildiriliyor.
Çatışmaların, ülkeyi bir iç savaşa sürüklemesinden endişe ediliyor.
Nereden bakılırsa bakılsın; “sadece coğrafi değil, siyasi olarak da gizemini koruyan, pek çok meçhullerin, karmakarışık ilişkilerin, sorunların, dostlukların, ihanetlerin, çatışmaların hüküm sürdüğü Orta Doğu; her şeye rağmen cazibesini sürdürüyor. İnsanlar, olaylar, sorunlar, sınırlar birbirine karışıyor.
Üstelik, Orta Doğu’dan fışkıran ‘enerji’ her şeyi daha da birbirine yüklüyor.”

Yazarın Diğer Yazıları