Orman yangınlarında kim, neyi saklıyor?..
Farkında mısınız?
Bugünlerde Atatürk'ün, "Ağaç, çiçek ve yeşillik uygarlık demektir" ve "Ormansız ve ağaçsız toprak vatan değildir" sözleri biraz daha önem kazandı.
Ancak gelin görün ki ormanlarımız ya bilinçsiz bir şekilde ihmalkarlıklar neticesinde ya da siyanürle maden aranmasından dolayı ya da oto yol yapım bahanesi için ya da herkesin bildiği otel, bina gibi rant projeleri için katlediliyor.
Sonda söyleyeceğimi başta söylüyorum.
Orman katliamı her ne sebep ile yapılırsa yapılsın katliamdır ve vatan hainliğidir. Çünkü orman vatan demektir. Ağaç yakmak insan yakmaktan farksızdır.
Türkiye'nin belki de son yıllarda gördüğü en büyük orman yangını Muğla'nın Dalaman ilçesinde yaşandı. Yaklaşık 400 hektarlık alan kül oldu.
Orman Genel Müdürlüğü 2018 yılı Faaliyet Raporu'na göre Türkiye'de 2014 - 2018 yılları arasında 10 bin 130 orman yangını çıktığını, bu yangınların 667'sinin kasıtlı çıkartılırken 5.862'sinin çıkış nedeni aydınlatılamadı.
Büyük bir rakam!
Dalaman'da çıkan orman yangınından sonra tartışmalarda peşi sıra geldi. Cumhuriyet gazetesinden Tuncay Mollaveisoğlu, AKP Hükümeti döneminde yangınlara müdahale işinin Türk Hava Kurumundan alınıp (THK ) özel bir şirkete verilmesi, yangın söndürmede şirkete saat başına garanti ücret ödenmesi, THK kurumunun yangına müdahale edilmemesi konularını gündeme getirdi.
Ayrıntılarını yazmak bana farz oldu…
***
Orman yangınları ile ilgili söndürme işlemlerinin özel şirketlere verilmesi ve garanti para taahhüt edilmesi doğru.
Belgeler ile anlatayım.
Orman genel Müdürlüğü (2014/11519 ihale numarası ile) 3 yıl süre ile her yılın Mayıs - Ekim tarihleri arasında orman yangınları ile havadan mücadele için tüm Türkiye genelinde, gerektiğinde KKTC ile diğer ülkelerde kullanılmak üzere 24 adet genel maksat helikopteri kiralama ihalesi düzenliyor.
EKAP'ta bulunan ihale bilgilerinde muhtemelen yanlışlık var. Çünkü sözleşme bilgileri kısmında 59.6 milyon dolar gözüküyor. Yaklaşık maliyet olarak 8.5 milyon TL iş bitiş rakamı ise 126 milyon TL olarak görülüyor.
İşi, Bordo Mimarlık İnşaat Taahhüt Dış Ticaret Limited Şirketi, EAB Uluslararası Ticaret Limited Şirketi, ER AH Havacılık Ticaret Limited Şirketi alıyor. İşin teknik şartnamesinde özet ile 15 bin 470 saat helikopter kiralaması yapılıyor.
Bordo Mimarlık ve EAB Uluslararası Tic. Ltd. Şti, Bordo Gruba ait firmalar.
2016 yılına gelindiğinde ise tekrar ihaleye çıkılıyor. Bu sefer 12 adet helikopter için ihaleye çıkılıyor. (2016/510388 ihale kayıt numarası ile) 338 milyon TL bedelle Ferda Yıldız'ın sahibi olduğu Kaan Havacılık San. Tic. A.Ş ihaleyi kazanıyor.
Kaan havacılık ve Orman Genel müdürlüğü arasında imzalanan sözleşme ve şartnameye göre 2017 - 2022 tarihleri arasında 12 yangın söndürme helikopteri genel toplam uçuş saati 16 bin 160
+ 2023 yılı için 2 bin 135 saat olmak üzere; toplam: 18 bin 295 saat olacağı ön görüldü.
2017 (dahil) - 2022 (dahil) yıllarında her bir yıl için ödemeye esas garanti edilen toplam uçuş saati 2 bin 693 saat, 2023 yılı için 2 bin 135 saat olarak ön görüldü.
Anlaşma gereği konuşlanma güzergahları da belirlenmiş. Mesela Muğla İlinde Marmaris / Beldibi'nde konuşlanması şart koşulmuş.
Bunları anlatmamın sebebi şu;
Yangın söndürme helikopter ve uçakları için yapılan ihale şart ve koşullarını göstermek istiyorum. Çünkü şimdi özellikle Dalaman - Göcek yangınında yaşanan yangın söndürme uçağı kriziyle ilgili detayları vereceğim.
Bu yıla geldiğimizde (28 Şubat 2019) (2019/33549 ihale kayıt numarası ile) yine 5 adet amfibik uçak kiralama işi ihalesi yapılıyor. Ancak ihaleye teklif veren bir firma çıkmadığı için ihale iptal ediliyor.
Bir kez daha (29 Nisan 2019 tarihinde ise 2019/194442 ihale numarası ile) 18 adet helikopter kiralanması işi ihale ediliyor. İhaleyi 52 milyon TL bedel ile Bordo Grup bünyesindeki Bordo Mimarlık İnş. ve yine aynı gruba bağlı EAB Uluslararası havacılık San. ve Tic. Ltd. Şti alıyor.
***
Eski Türk Hava Kurumu (THK) Başkanı Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, son dönemde artan orman yangınlarının neden söndürülemediği ile ilgili bir açıklama yaptı ve şu önemli detayı hatırlattı:
"Çam yangınlarına helikopter ile müdahale etmenin yanlış olduğuna dikkat çekerek bakanlık ile anlaşmalı şirketleri işaret etti. Çam yangınlarında uçak yerine helikopter kullanıldığı takdirde helikopterin pervanesinin yarattığı rüzgar yanan çam kozalaklarını çok uzaklara fırlattığı için oralarda da yangın başlar ve yangın söndürülemez. Ayrıca yangın çıkan yerde ısınan hava yukarıya yükselir ve rüzgar şiddetlenir. Yıllar önce ben Türk Hava Kurumu (THK) Genel Başkanı iken bir yılda 165 orman yangınına anında müdahale ettiğimiz için daha başlangıçta yangın söndürüldü. Bu durum Orman Bakanlığıyla anlaşmalı helikopterle yangın söndüren şirketleri rahatsız etti. Çünkü o şirketler yabancı ülkelerin helikopterlerinden yararlanıyor ve yangın çıkıpta uçtuklarında daha fazla para kazanıyorlardı."
Bu sırada THK'dan da bir açıklama geldi: "Uçaklar göreve hazırdı. Müdahale edildi. Gerek yok denildi"
Bu iddialara ile ilgili Orman Genel Müdürlüğünde görevli orman yangınları ile mücadele daire başkanı Mithat Ateş ile görüştüm.
Ateş; THK kurumundan yapılan açıklamanın doğruluk payı olmadığını bu hususta Bakanlığınca bir açıklama yapacağını, kozalakların yangını genişlettiği iddialarının doğru olmadığını uçakların sortilerinde daha fazla türbülans oluştuğunu söyledi. Dalamandaki yangının terör örgütünün sabotajı ile değil bir vatandaşın ihmali sonucu çıktığını, helikopterlerin kırık arazide ve oluşturulan göletlerde çok daha çabuk ve isabetli hareket ettiğini, THK'nın bir ihaleye teklif vermediğini diğer ihalede ise maliyetlerin çok üzerinde teklif verdiğini, bütün personelin canla başla ölümü göze alarak çalıştıklarını aktardı.
THK kurumunda görev almış kişiler ile konuştuğumda ise tüm dünyada orman yangınlarına öncelikle uçaklar ile müdahale edildiğini, bunun sebebi olarak ise bir uçak 5 ton su ile 90 futbol sahası büyüklüğünde bir alana etki edebiliyor, helikopterler ise 1,5 -2 ton arasında su alabildiğini ve etki mesafesinin 5-10 futbol sahası olabileceğini, helikopterlerin sadece soğutma işleminde kullanılması gerektiğini bildiriyor.
THK, Orman Bakanlığı ile birlikte 1986 yılından itibaren çalışıyor. Bu sene ne oldu da çalışılmadı anlamıyorum.
Söz konusu bu ülkenin ciğerleri…
Kurumlar arasındaki sorunlar geleceğimizi yok ediyor. Bu iş ilerleyen günlerde de su götüreceğe benziyor.
***
Ve bugün…
Başka bir vatan mücadelesinin yıl dönümü.
15 Temmuz.
Hain darbe girişiminin yıl dönümü can veren tüm yurttaşlara Allahtan rahmet dilerim. Yaralı olan yurttaşlara şifalar dilerim. 15 Temmuz öncesinde devletin tüm kılcal damarlarına sokulan FETÖ mensupları hakkında çok defa uyarılarda bulunduk.
Bu yüzden yargılandık.
Failler halen tamamen yakalanmış ve hukuk karşısına çıkarılmış değil. En önemlisi de 15 Temmuz'un siyasi ayağının araştırılma isteği muhalefet partilerinin tekliflerine rağmen ret ediliyor.
FETÖ ile ilintili zengin iş adamları elini kolunu sallayarak dolaşırken siyaseten FETÖ'den icazet almaya gidenler halen siyaset yapabiliyor. Ancak KHK, Mor beyin, Bylock, ankesörlü telefon davalarından açığa alınan beraat eden herkes işini, sağlığını kaybetmiş durumda. Bir çok yeni mağduriyet ortaya çıkıyor.
Umarım bu süreçte bu mağduriyetler bir an önce giderilir ve bu hain örgütün uzantıları yargı önüne çıkıp hesap verirler.
Umarım bu süreçten ders alınır. O dönemim dernekleri, vakıfları, devlet içine yerleşen cemaat ve tarikat üyelerinin benzerleri bugün başka isimler altında devlet teşkilatlarında söz sahibi, vakıf dernek adı altında bölücü ve ayrıştırıcı faaliyetlerine devam ediyor.
Sonuç olarak ormanlarımızın yok edilmediği, darbe girişimleriyle vatandaşlarımızın şehit edilmediği bir Türkiye hayal ediyorum.