Onurlu duruş
Sözde İmralı süreci adıyla gündeme getirilen ve bölücübaşıyla müzakere edilerek netice alınabileceği sanılan süreç kapsamında, pazarlık konusu olarak birçok konu ön plana çıkmıştır. Daha önce Habur ve Oslo süreçlerinde yaşanan ve devlet için onur kırıcı olarak nitelendirilen gelişmelerde olduğu gibi, halen gündemde olan sözde İmralı sürecinin de kamuoyu tarafından kabul edilmesi ve pazarlık konusu olarak ön plana çıkan konuların da tasvip görmesi oldukça zordur.
Bu nedenle Türk Milleti üzerinde yoğun bir propaganda faaliyeti uygulanmakta ve kamuoyu bu sürece alıştırılmaya çalışılmaktadır. Medyanın büyük bir ekseriyeti bu konuyu, toplum tarafından sanki benimsenmiş gibi göstermekte, yönetimdeki siyasiler de demeçlerinde bu yönde söylemlerde bulunmaktadır.
***
Ancak gündemdeki süreç kapsamında bu kadar yoğun propaganda ve toplumun görmesi/duyması istenmeyen olaylar için medyanın büyük bir bölümünün uyguladığı karartmaya rağmen, kamuoyu üzerinde arzu edilen etkinin sağlandığı söylenemez. Pazarlık konusu yapılacağı kıymetlendirilen hususların en yumuşak bir şekilde sunularak kabul görmesine çalışıldığı ve taviz verildiği algısını kırmak için kamuoyunun duygularına hitap edilerek, zaman zaman milliyetçi söylemlere de başvurulduğu görülmektedir.
Pazarlık konularının içinde siyasi bölücülük ve bölücü terör suçlarından sanık olarak cezaevlerinde bulunan bölücülerin tahliyesi ve/veya affı durumu da söz konusu olmuştur. İşte bu tavizin kamuoyu tarafından tepki çekmesinden çekinildiğinden ve aynı zamanda TSK üzerinde oynandığı algılanan oyunların bir çıkmaza girebileceği de düşünüldüğünden, Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan tutuklu bulunan emekli ve muvazzaf TSK mensuplarının da bölücü ve terör örgütü üyeleriyle birlikte genel af ve/veya tahliyeden yararlanacakları gündeme getirilmiştir.
***
“Mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır” anlayışıyla görevlerini icra eden ve suçsuz olduklarına inanan ve inanılan emekli ve muvazzaf TSK mensuplarının bu yaklaşıma tepkileri sert ve anlamlı olduğu kadar da onurlu olmuştur.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin Silivri Cezaevi’ni ziyaretinde 26. Gnkur. Bşk. E. Org. Başbuğ, davanın TSK’ya yönelik bir yok etme kampanyası olduğunu ve “terör örgütü” iddiasıyla yargılanmanın kendilerini çok üzdüğünü söylemiştir. Bölücü terörle mücadele etmiş bir kesime yönelik bir süreç yaşandığını dile getirerek, cezaevinde bulunmasının Öcalan’la kıyaslanmasının doğru olmadığını açıklamıştır. En çok zoruna gidenin de PKK ile birlikte genel aftan bahsedilmesinin olduğunu belirterek, aynı kefeye konulmaktansa hapiste çürümeyi tercih edeceğini ifade etmiştir.
CHP Milletvekili Orhan Düzgün’ün Hasdal ve Hadımköy cezaevlerindeki general, amiral ve subayları ziyaretinde de burada tutuklu bulunan 9 komutan “teröristbaşını da içine alacak bir afla özgürlüğe kavuşacağımıza cezaevinde ölürüz daha iyi” diyerek Gnkur. Eski Bşk. Başbuğ’a destek vermiş ve onlar da onurlu bir duruş göstererek bu anlayışa ortak olmuştur.
Temmuz 2011 sonunda 27.Gnkur. Bşk. ve 3 kuvvet komutanının istifalarıyla, geçen gün Donanma K.Ora.Nusret Güner’in istifasının, yapılan açıklamalar ve medyaya yansıyan haberlerden, TSK’ya ve dolayısıyla onların emekli ve muvazzaf personeline yönelik gelişmelere tepki olarak gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu gelişmelerin aynı zamanda onurlu bir davranış olarak da nitelendirilmesi gerekmektedir.
***
Geçe hafta Ankara Sincan Cezaevi’nde 28 Şubat Davası’ndan tutuklu durumda bulunan komutanlarımı ve arkadaşlarımı, birkaç arkadaşımla birlikte ziyarete gittik. Onlarla görüştüm. Onların da anayasa, MGK kararları ve yasalar çerçevesinde hareket ettiklerine, sadece görevlerini yaptıklarına ve suçlu olmadıklarına inanmaktayım. Onlar da aynı şekilde bu inançla ve sabırla yargı sürecini takip etmekte, bir an önce gerçeklerin ortaya çıkmasını beklemektedirler.
Görüştüğüm ve orada, kenardan köşeden de olsa görebildiğim bu çok değerli komutan ve arkadaşlarımın da onurlu bir duruş sergilediklerine, benimle beraber olan arkadaşlarımla birlikte şahit olduğumu belirtmek isterim.
Adaletin bir an önce tecelli edeceği inancıyla, onurlu duruş gösteren ve gösterecek olan TSK’nın emekli ve muvazzaf mensuplarına sabır ve metanet diliyorum. Tüm TSK mensuplarının da, her şeye rağmen, vatan ve millet sevgisiyle dolu olarak görevlerini en iyi şekilde yapmaya devam edeceklerine olan inancımı bir kere daha belirtmek istiyorum.