Önce yeni anayasa mı önce tam demokrasi mi?

Anayasal haklarımız var mı, yok mu? Anayasa var mı, yok mu?

İktidarın işine geliyorsa anayasa gerekli, işine gelmiyorsa gereksiz.

Önce yeni anayasa mı, önce tam demokrasi mi?

Peki demokrasi var mı, medya özgürlüğü var mı?

Anayasal haklarımızdan başlayalım:

Egemenlik, kayıtsız şartsız milletin ve Meclis’in değil de tek kişinin egemenliğinde ise demokrasi yoktur.

Yasama, yürütme ve yargı tek kişinin egemenliğinde ise demokrasi yoktur.

Bağımsız ve tarafsız yargı kararları yerini siyasi yargı kararlarına bıraktı ise demokrasi yoktur.

Kanun önünde eşitlik yoksa demokrasi yoktur.

Temel hak ve hürriyetler sınırlandırılıyorsa demokrasi yoktur.

Düşünce ve kanaat hürriyeti baskı altında ise demokrasi yoktur.

Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti siyasi yargı kararları ve RTÜK cezaları ile engelleniyorsa demokrasi yoktur.

Toplantı hak ve hürriyetleri polis baskısı ile engelleniyorsa demokrasi yoktur.

Ailenin korunması ve çocuk hakları istismar ediliyorsa demokrasi yoktur.

Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi millî değil dinî yapılıyorsa demokrasi yoktur.

Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanlar korunamıyorsa demokrasi yoktur.

Özelleştirme, yağmalama olursa demokrasi yoktur.

Çalışma hakkı ve ödevini iktidar sağlamıyorsa demokrasi yoktur.

12 Eylül darbesi ile sınırlandırılan toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt hakkı tanınmıyorsa demokrasi yoktur.

Emekçilerin ücretlerinde adalet sağlanmıyorsa demokrasi yoktur.

Sağlık hizmetleri özelleştiriliyorsa demokrasi yoktur.

Çevrenin korunması değil, yağmalanması varsa demokrasi yoktur.

Gençliğin korunması değil, uyuşturucu baronlarının korunması varsa demokrasi yoktur.

Parlamenter rejim yoksa, tek adam rejimi varsa demokrasi yoktur.

Sonuç olarak demokrasinin olmadığı yerde özgür medya olur mu?

Olmaz, olamaz.

AKP iktidarı 2002 seçimi sonrası Cem Uzan ve Genç Parti’yi yakın tehlike gördü.

2003’te Star TV başta birçok medya kuruluşunun sahibi olan Uzan Grubu’nun tüm şirketlerine el koydu.

FETÖ’cü hâkim ve savcılarla mahkûm etti.

TMSF’nin el koyduğu Uzan Medya Grubu şirketleri hızla yandaş patronlara satıldı.

O gün maalesef sessiz kalan, hatta sevinen diğer medya patronları da AKP tarafından tasfiye edildi.

Uzan Grubu medyası ile FETÖ medyasının gücünün çok etkili olduğunu görünce AKP iktidarı yandaş patronlar aracılığı ile medyanın yüzde 95’ini ele geçirdi.

Yandaş medya tarafından yalan, dolan haberler ve iktidarın algı ve kumpas operasyonları ile AKP, 22 yıldır seçimleri kazanıyor, ülkeyi yönetiyor.

22 yıldır yapılan yasa değişiklikleri ile de özgür medya büyük baskı altına alındı.

Özgür medyayı ve özgür gazetecileri doğrudan ilgilendiren yasaları tek tek çıkardım:

Bu yasaları ve çokluğunu dikkatinize sunuyorum:

1-5187 Sayılı Basın Kanunu.

2-5953 Sayılı Basın İş Kanunu.

3-5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun.

4-5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu.

5-4454 Sayılı Basın Yoluyla İşlenen Suçlar Kanunu.

6-6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş Kanunu.

7-2954 Sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu.

8-5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu.

9-1117 Sayılı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu.

10-Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Hakkında Kanun.

11-195 Sayılı Basın İlan Kurumu Kanunu.

12-5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu.

13-4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu.

14-3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun.

15-2821 Sayılı Sendikalar Kanunu

16-57 Sayılı Anadolu Ajansı Kanunu.

17-7418 Sayılı Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

18-7418 sayılı Dezenformasyon Kanunu

Ya anayasada basın hürdür sansür edilemez hükmü olmasaydı?

Derler ki medya 4. kuvvettir.

Keşke 14. kuvvet olsa da özgür olsa.

Not: Sosyal Demokrasi Derneği ve Algola Medya tarafından düzenlenen, “Demokrasi ve Medya” panelinde yaptığım konuşmadır.

Yazarın Diğer Yazıları