Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Okların hedefi, Türk Milleti ve Milli Devletimiz-IV

Konumuzla ilgili ilginç bir tespit yapalım. Cumhurbaşkanı Gül’ün, TBMM’deki konuşmasında, “Demokatik çoğulculuk” ve “Farklılıklarımız zenginliğimizdir, korunmalıdır” şeklindeki sözleri, “Proje kitap” ve yukarıda anlatılanlarla ne kadar da örtüşüyor değil mi? Arkasından bu “Sorunları siz çözmezseniz, başkaları çözer” anlamındaki tehditvari ifadeleri çok düşündürücüdür. Neticeten, AB’nin önümüze koyduğu bu “Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları” projesinin uygulaması da, “PKK açılımı” nın gereği olarak başlatılmıştır. Böylece Milli Eğitim Bakanının, “çoğulcu demokratik kültür” dediği, bir olan milletin farklı dil, din ve etnik kökene göre ayrıştırılmasının, okul çağındaki çocuklar ve öğretim elemanlarından başlatıldığı görülmektedir.


Kavramların oyunu
Buraya kadar, milli devletin ve tek olan milletin kimyasını bozarak, lime lime edip dağıtmayı amaçlayan planlı tuzaklardan örnekler verdik. Şimdi de, insanlara yönelik, psikolojik savaşın tuzaklarından bahsedeceğiz. Bilindiği gibi bu savaş tekniğinin gücü; kirli bilgi yaymaktan, kavramlarla oynayıp zihinleri esir ederek, karıştırmak ve çökertmekten geliyor. Bu bakımdan bölücü güçlerin kullandığı kavramlara dikkat etmek ve ciddiye almak zorundayız. Meseleyi somutlaştırmak için bazı örnekler verelim.


Psikolojik savaşçıların sözlüğünden:
-Demokratik çoğulculuk. Farklı dil, din, etnik kökenlerin varlığının kabulü, farklı düşüncelerin ifade edilmesi ve ’devletin temel amaç ve görevlerinin buna göre belirlenmesi’ demektir. Bu durum anayasal vatandaşlığın kapsamını da tayin eder. Kısaca etnisite rejimi demektir. Dünya’da benzeri olmayan bir talep.
Milli devlet. Devri geçmiş, inkarcı, gerici, özgürlüklerin düşmanı bir devlet şeklidir. Tabii bu tarif bölünme sağlanıncaya kadar geçerlidir. Bin yıllık egemenlik parçalanırsa, (Barzani gibi) milli devlet kurulacaktır. Çağımızın tek gerçeği olan, bir milletin kurduğu ve bir millete ait olan milli devlet, emperyalistlerin ve bölücülerin en büyük engelidir.
Barzani bize, “PKK sorununu demokratik ve siyasi yoldan çöz, yani devlete ortak yap” diye küstahça akıl satarken, “Kürdistan” adıyla sözde bir devlet kurarken, Türkmenleri ortak yapmayı hiç düşünmüyor.
Üniter devlet. Devlet merkezinde iki kimlikli temsil, yerelde idari ve mali otonomi talebidir. Bu tarif; bir olan milletin bir merkezden yönetilmesi demek olan üniterliğin ruhuna aykırıdır. Ama böyle bir sinsi saptırma ile, ülkenin bölünmesinin yolu açılacaktır. Bölünme öncesi, son istasyondur.
Bu saptırmaya teröristbaşı, “Demokratik cumhuriyet” adını veriyor.
- Etnisite. Milletleşememiş bir topluluğa, “Halk” adı verilmesi. Irk duygusunun baskın olduğu etnisitenin, millet gibi gösterilmek istenmesi. Böylece, bölücülük iddiasının bir temeli varmış gibi bir algının yaratılması. Bu gerçek gözden kaçırılırsa, ayrı bir millet varmış zannı uyanır.
-Resmi dil Türkçe’dir. Tarih boyunca var olan bir gerçeğin arkasına sığınarak, iki dilli devlet rejimine geçiş için ortam sağlanması. Bu yolda da hızlı adımlar atılıyor. Partilerin ana dillerde propagandası, TRT-6’nın Kurmanç lehçesinden yayın, ana dilin devlet okullarında ders olması, devlet kurumu Diyanetin Kurmanç lehçesiyle Kur’an-ı Kerim tercümesi yapması, Devletin Halk Eğitim Merkezlerinde Türkçe değil, Kurmanç lehçesiyle okuma yazma öğretme kursları açılması gibi.
- “Kürt vatandaş”. Sanal bir devleti algılatmaya yönelik bir söylem. Çok tekrarlandığında bu kavram zihinlere yerleşip, bölücü emeller normalleşebilir. Gerçekte vatandaşlık, meşru bir devletin uyruğunda olmak demektir. Doğru ve gerçek ifadesiyle, herkesin Türk vatandaşı olduğudur.
Sonuç:
Buraya kadar, Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu kurulması, Taş atan çocukların terör suçlusu sayılmaması, Partilerin Ana Dillerde Propaganda yapması,TCK 216’nın değiştirilmesi, Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Projesi vebazı kavramlarla oynanmasına dair örneklerle ne yapılmak istendiğini izaha çalıştık.
Bütün bunlar, diğer yapılan ve yapılması planlananlar “PKK açılımı” anlamına geliyor. Demek ki bu “açılım” ın okları, Milli devletimizi, Türk Milleti’nin birliğini ve egemenliğini hedef seçmiştir.
Bu durumda buyurun, milli görevimiz olan halkı aydınlatmaya.

Yazarın Diğer Yazıları