Öcalan’la Fidan, millete figan düşecek!
Öcalan masaya niye oturdu veya oturtuldu? Lütfen dikkatle bakınız, şu günler PKK’nın en güçlü olduğu günler.
Ve şartlar kendisi için bu kadar müsaitken Öcalan, Sayın Erdoğan’ın iddia ettiği gibi Türkiye’den gerçekten şahsı için bir şey istemiyor olabilir mi?
Sakın ola ki, PKK’nın güçlü olduğunu da nereden çıkardınız demeyiniz. Hava dumanlı amma görüntüler net. Hafızalarınızı yoklayınız: PKK sadece Hafız Esad Suriye’sinden yönetilirken bile Türkiye’ye çok pahalıya mal olmuştu. AKP’li yıllarda bir değil birkaç Hafız Esad’lı Suriye oluşmadı mı?
“Komşularla sıfır sorun” diyerek yola çıkan Davutoğlu eliyle Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırı PKK’nın yolgeçen hanı haline geldi. AKP’nin parti kongrelerinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışladığı Irak’ın kuzeyindeki yeni oluşumun lideri Barzani, Kandil’deki PKK’yı koruyup kollamakla kalmıyor, Beşşar Esad’ın elini kolunu serbest bırakmak zorunda kaldığı Suriye PKK’sı PYD’yi silah, teçhizat ve askerî eğitim olarak destekliyor. Onları disiplinli birlikler haline getirip savaşsınlar diye Türkiye-Suriye sınırına sevk ediyor.
Eskiden PKK’ya desteği küçük harflerle vermek zorunda kalan İsrail, “One münit” palavrasından sonra bu desteği açıktan verir hale geldi. Siz bu desteklere Fransa örneğinde gördüğümüz gibi Avrupa’daki destekleri ve ABD’nin arka çıkmasını da ekleyiniz ve şu soruya cevap arayınız: PKK şimdiki imkânlarının dörtte birine bile sahip değilken masaya oturmayan AKP iktidarı, şimdi ne oldu da masaya oturdu? Ve örgütüne verilen destek şimdikinin dörtte biri kadar bile yokken her masaya oturuşta ne isteyecekse önce kendisi için isteyen Öcalan, şartlar bu kadar elverişli iken niye, “Kendim için bir şey istersem namerdim” fotoğrafı veriyor?
Ve çok daha önemli ikinci soru: AKP mi Öcalan’ı masaya oturmaya ikna etti yoksa PKK’nın böylesine imkânlara kavuşması mı AKP’yi Öcalan’ı muhatap almaya icbar etti. Yani AKP’nin “sıfır sorun” diye yola çıktığı politikaların vardığı yer, Öclan’ın karşısına (Erdoğan’ı temsilen) MİT sandalyesinin konulması mı oldu?
Kolayca anlaşılacağı gibi bu soruların cevabı çok önemli. Önemli çünkü, şartlar AKP’yi Öcalan’ı muhatap almaya icbar etmişse, altını Türkiye’nin imzalaması için konacak metni, Öcalan ve arkasındakiler yazmış olacak. Şartların PKK ve Öcalan lehine olduğu gün gibi ortada. Lâkin hal böyle olmasına rağmen kamuoyuna verilen mesaj, “PKK silah bırakacak, karşılığında Türkiye hiçbir şey yapmayacak!” mesajı. İnsanın, helâl olsun, AKP hükümeti PKK’ya diz çöktürdü diyesi geliyor. Tabii, böyle bir şey yok. Ve aslında süreçten kazançlı çıkan şartlar hiç olmadığı kadar lehinde olduğu için PKK’nın ta kendisi.
Çünkü o, “Sizi öldürmekten vazgeçmem karşılığında Lozan’ı yırtın. Yeni bir anayasa yapın. Kurucu unsur Türk milleti değil Kürt ve Türk milleti olsun” diyor yani ülkeyi ikiye bölüyor. AKP de bunu kabul etmiş durumda. Ve bu temel üzerine yerel yönetimlerin güçlendirilmesi adına PKK özerklik elde ediyor.
Tarihimize ve “Şark Sorunu” denen Haçlı kinine baktığımızda görüyoruz ki gösterinin sonunda sihirbaz torbadan “Kardeşlik” yahut “Barış” değil “Kürdistan”ı çıkartıyor. Eğitim dili ayrı, dini de Mecusilik olan “Kürdistan”ı.
Bunun böyle olduğunu haritalar söylüyor, ABD’li yetkililer söylüyor, KCK söylüyor, BDP söylüyor.
Onlar söylüyor tamam da benim anlamadığım millet bir türlü inanmıyor. Millet onca karineye rağmen Erdoğan’ın, “Öcalan’a ev hapsi yok” demesine kilitlenmiş. Sanki Öcalan ev hapsine çıkmayınca Türkiye bölünmeyecekmiş, AKP’ye inancını sürdürüyor. Ve bu desteği “millî birlik ve bütünlüğü” için verdiğini sanıyor.
Üstelilik elbette “Öcalan’a ev hapsi yok”. Bu gidişin Öcalan için varacağı nokta, Türkiye Kürdistan’ının devlet başkanlığı.
Adam ev değil ‘Köşk’ istiyor.
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “Şartlar eşitlensin” demedi mi? “Erdoğan’ı İmralı’ya gönderemeyeceğimize göre, Öcalan’a Erdoğan’ın şartlarını sağlayalım” demedi mi?
Daha ne desinler!
Güle oynaya yürünen bu yolun sonunda Türk’e de Kürt’e de gözyaşından başka bir şey yok gibi..
Çünkü proje ne Türk’ün, ne Kürt’ün projesi. Proje bir Haçlı projesi...