Obama "rüzgar gibi geçti", sap saman karıştı
Bush ve öncekiler ne demişse, Obama da onları tekrarlamıştır. Başka türlüsü de olamazdı. ABD’nin Türkiye ve Orta Doğu’daki hedefleri ve sorunları neyse onları konuşmasından daha normal ne olabilirdi? Ayrıca bütün bunları da Türkiye ile konuşmaya mecbur. Bu katı gerçeği görmek için haritaya bakmamız yeterli. Gücü, etkisi ve büyüklüğünün yanında, özellikle “aşırı uyumu” itibarıyla görüşebileceği, bir araya gelebileceği başka bir ülke var mı?
Obama’nın, bazı farklı yönleri de yok değil. Bunları; sempatikliği ve üslup yumuşaklığında, “azınlık” gibi çam deviren ve “tarihimizle yüzleşmemiz” gibi nasihat veren ifadelerinde ve “Model ortaklık” gibi yeni sloganlarda gördük. Bir de bazılarının “ağzının suyunu akıtan” etkileme gücünde.
Biz işin esasına bakalım ve bazı düzeltmeler yapalım.
Önce şu “azınlık” gafını ele alalım. Gerçi tartışıldı ve Obama’nın acemiliğine verildi. Ama yine de iki nokta açık kaldı. Birincisi, kimin azınlık olduğuna, o ülkenin devleti karar verir. İkincisi, azınlık hakları bireyseldir, ayrımcılık güdenlere tanınmaz. Devlet eliyle eğitim ve yayın yapılması ise, işi küme kimliğine taşır ki, bu bölünmeyi getirir. Dünya hukuku ve uygulamasına aykırıdır.
Tarihimizle yüzleşmemize gelince. Obama, “ABD’nin kölelik geçmişi var. Ama geçmiş eğer çözümlenemezse omzumuzda büyük ağırlık oluşturur. Her ülkenin geçmişiyle barışması lazım. 1915’te yaşanan kötü olanları da gündeme getirmek lazım.” buyurmuş.
Bu cümlede pek çok yanlış var. Düzeltelim. Afrika’da hayvan kapanlarıyla yakalanıp Amerika’ya satılan insanlar köle oldu. Hayvanlar kadar hakları yoktu. Yerli halklar ise zehirlenerek, soykırım yapılarak bitme noktasına getirildi. Her şeylerine el kondu. Asırlarca süren bu vahşet sonunda “beyaz insan” ABD’nin tek hakimi oldu.
500 yıl süren bu acı ve kanlı mücadelelerden sonra, bugünlere gelindi. ABD toplumunda halen ırkçı ayrımcılık devam etmekle beraber, insanlar hukuken eşit konuma getirildi. Amerikan Milleti adıyla bir millet oluştu, kökeni ne olursa olsun herkes bu milletin eşit bireyi sayıldı. Herkesin milleti de, kimliği de, devleti de tek oldu.
ABD şimdi bu tarihle yüzleşmiş, “özür” dileyerek sorunu çözmüş (!). Eee.. Sonra ne olmuş. Bu katledilen insanların hakları iade edilmiş mi? Tazminat ödenmiş mi? Toprakları verilmiş mi? Hayır. Kuru kuruya özür dilenmiş. Şu, özre, şu çözüme, şu akıl satanlara ve bunlara imrenen bizimkilere bakın.
Türklerin tarihinde böyle bir vahşet yoktur. Bu ülkede asırlardır insanlar hangi kökenden gelirse gelsin, kutsal varlıklardır ve Türk milletinin eşit bireyi olarak tek devlet, tek kimlik altında yaşıyorlar.
Ermeni iftirasına gelince. 1914’de Birinci Dünya Savaşı’nı fırsat bilen Ermeni teröristler, yaygın katliama geçti. Askeri depoları bastı, ikmal yollarını kesti, savunmasız masum sivilleri her yerde hunharca öldürdü. Bu da yetmedi Osmanlı’ya karşı, İngiliz, Fransız ve Rus kuvvetleriyle birlikte savaştı
1914’den 1915 tehcirine kadar 322 bin sivil Müslüman katledildi. Devlet tedbir olarak teröristleri ve yandaşlarını, yine Osmanlı toprağı olan Suriye’ye tehcire tabi tuttu. Bu sırada intikam saldırıları ve o günün ağır şartları sebebiyle hayatını kaybedenler oldu.
Bütün bunların sorumlusu, 900 yıllık ortak tarihe, kardeşliğe ve kendi devletine ihanet eden Ermeni teröristler ve bunları kışkırtan emperyalistlerdir. Onun için acı olayların adına, 1915 değil, 1914 Olayları denmesi şarttır. Aksi takdirde 322 bin masum insanın katli hoş görülmüş veya önemsenmemiş, insanlık suçu işlenmiş olur. Yine savaşın sonunda 1918’de, tehcirden dönen teröristler katliamlarını sürdürdü, öldürülen masum insanların sayısı 523.955’e vardı.
Gerçekler aynen böyledir. Türk Milleti bu gerçeklerle her gün yüzleşiyor. Bu acılardan dolayı Türklerden özür dilenmelidir. Bu bilindiği için Ermeniler, tarihçilerden bir komisyon kuralım çağrımızdan kaçmaktadırlar.
Obama’nın “Model ortaklık” sloganı da çok hoş. İçini herkes kendine göre doldurmaya başladı. Bırakalım sözün sahibi doldursun diyen yok.
Ne garip insanlarız.
—————————————
12 Nisan 1950’de vefat eden ve Eyüp Sultan’da toprağa verilen; büyük vatansever, büyük asker, büyük fazilet ve inanç adamı Mareşal Fevzi Çakmak’ı rahmetle anıyoruz.