O protokolde esas rahatsızlık veren neydi?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu yüzde 49,5’la Erdoğan lehine sonuçlanınca seçimin ikinci turu artık formaliteye dönüşmüştü… Aradaki 4 buçuk puanlık farkın iki haftada kapanıp yüzde 50’nin geçilmesi imkânsızdı…

İkinci tura 5 gün kala muhalefet cephesinden yeni bir hamle geldi… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı arasında seçimler için iş birliği kararı alındı ve bu karar protokole bağlandı…

Bu iş birliği, seçimleri Kılıçdaroğlu’na kazandırmaya yetmese bile yenilginin hezimete dönüşmesini engelledi… Seçimlerin kaybedildiğine inanan ve sandığa gitme motivasyonu bozulan muhalif seçmeni yeniden heyecanlandırdı ve sandığa taşıdı… Aradaki fark, belki 10’lara çıkabilecekken 52-48 olarak sonuçlandı…

***

Seçim geride kalmıştı ama Kılıçdaroğlu-Özdağ arasındaki protokol tartışmaları bitmemiş, özellikle CHP’deki kurultayın da muhalifler tarafından öznelerinden biri hâline getirilmişti… Parti içi muhalefet, buradan da vurmaya çalışıyordu…

‘Sağcı danışmanları gönderme ve onların yerlerini örgüte açma’, ‘Zafer’le yapılan protokol’ ve ‘Kürt siyasî hareketiyle yakınlaşma’ gibi başlıklar parti içi muhalefetin dinamiği hâline gelmişti…

Bu tartışmalar sürerken Ümit Özdağ, protokolü açıklamak zorunda kaldı… Görüldü ki, makul vatandaşlarımızın kabul etmeyeceği tek bir madde yoktu bu protokolde…

Devletin ve milletin aleyhine hiçbir satır içermeyen, tam tersine ülkenin birliğinden, beraberliğinden ve anayasal düzenden yana herkesin onaylayabileceği bu protokol, şimdiki CHP yönetimini neden rahatsız etmişti? Hangi maddeler, kimin hatırına tepkiye yol açmıştı?

CHP, ülkenin ana muhalefet partisidir ve o yüzden bu soruların cevabı bugün de önemlidir, yarın da önemli olacaktır…

***

Rahatsızlık veren maddeler neydi? Anayasa’nın ilk 4 maddesi ve Türk vatandaşlığı konusundaki ısrar mı, 1924 kurucu ilkelerine kesin sadakat mi?

Tüm sığınmacı ve kaçakların en geç 1 yıl içinde gönderilmesi fikri mi? Bütün terör örgütleriyle mücadele kararlılığı mı? Terörle ilişkisi hukuken ispat edilmiş belediyelere yargı kararı çerçevesinde kayyum atanması mı?

Evet, protokolde rahatsızlık veren neydi? Terörle müzakere değil, mücadele edilecek olması mı? Türkiye’nin millî ve üniter yapısını hedef alan hiçbir siyasî ve hukukî düzenlemeye izin verilmeyeceğinin teminat altına alınması mı?

Sadakatin değil liyakatin esas alınacak olması mı? Devletin vatandaşa karşı açık ve şeffaf olacağının kararlaştırılması mı?

Başka madde de olmadığına göre, bu maddeler içinde ‘isyan’ı gerektiren, partinin sürüklendiği yeni çizgiye uymayan ‘rahatsızlık verici’ maddeler hangileriydi?

***

Kimse çıkıp da kendilerince esas problem bu maddelerde gizli olmasına rağmen, vatandaştan tepki gelmesin diye, buraları konuşmayıp, hükûmet olunması durumunda Zafer Partisi’ne bırakılacak bakanlıkları maske yapmasın…

O 3 bakanlık, zaten kaybedilmiş seçimin kazanılması durumunda verilecek bakanlıklardı… Oysa daha seçim kaybedilmemişken, ittifaka hiçbir şey kazandırmayan partilere verilen 40’a yakın milletvekilliği esas faciaydı…

Yukarıdaki sorular yeni CHP yönetiminin izleyeceği siyaset anlamında turnusol niteliğindedir ve o sorular peşlerini hiç bırakmayacaktır: O protokoldeki maddelerden neden ve kimler adına rahatsız oldular?

Yazarın Diğer Yazıları