O gece özel konuttaydı...
Olağanüstü Hal'in ilan edildiği gece R. Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'na ara verip El Cezire'yle yaptığı canlı röportaj çok manidardı!.. Genelkurmay Başkanlığı'nın, "darbe girişimini 16.00'da haber aldıktan sonra toplantılara başladık" şeklindeki resmi açıklaması ile Erdoğan'ın CNN İnternational'a söylediği darbe girişimi ile ilgili haberi 20.00'de aldığına dair ortaya çıkan derin çelişkiler üzerindeki soru işaretleri hâlâ giderilemedi. Kafa karışıklığı, Erdoğan'ın El Cezire'ye "darbeden beni eniştem haberdar etti" demesiyle daha da arttı. Erdoğan'ın, üstüne üstlük "İstihbarat zafiyeti olduğu ne yazık ki ortada. Doğru istihbarat alınsaydı önüne geçilebilirdi. Hatırlatırım, henüz daha sonuna gelmedik" şeklindeki sözleri de herhalde rastgele sarf edilmiş değildi.
Filmi biraz başa saralım;
MİT, darbe girişimi ile ilgili 15 Temmuz'da ilk uyarıyı saat 16.00'da yapıyor. 16.30'da MİT Müsteşar yardımcısı, 18.00'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan karargaha geliyor bir dizi toplantı yapılıyor. İlk kararlar ve ilk emirler harekete geçiriliyor. Fakat, Cumhurbaşkanı, saat 20.00'de eniştesinden haber alıyor. Dikkat edin!. R. Erdoğan, El Cezire'ye verdiği röportajda ne MİT'ten bir yetkiliden ne de Hakan Fidan'dan bahsetti. Ne de yakın çevresindeki ekibe bir MİT yetkilisi tarafından verilen bilgi kırıntısından.
Ankara gazetecisi olarak devlet işleyişini ve geleneklerini 30 yılı aşkın tecrübem ve çok kısa sayılabilecek üst düzey bürokratlığımda edindiğim deneyimlerle iyi bilirim. MİT ve Müsteşarı direkt olarak Başbakan'a bağlı çalışır. Bu kurum ve başındaki insan aldığı her ciddi duyumu önce Başbakan'a sonra Cumhurbaşkanı'na bildirir. Hem de hiç vakit kaybetmeden, tereddüt göstermeden. Sonra işleyiş devam eder. MİT Müsteşarı'nın hele böyle darbe girişimleri ile ilgili aldığı ciddi duyumlarda bunun aksinin düşünülmesi bile kabul edilemez. Böylece, "istihbaratın teyidi" argümanları da havada, boşta kalıyor. Çünkü, Genelkurmay Başkanlığı'nın 19 Temmuz günü yaptığı açıklama da hele dün yapılan saat 16.00 ile 20.30 arasında alınan tüm tedbirler ve emirlerle ilgili geniş açıklama da çok şeyi belgeliyor!..
Peki, MİT Müsteşarı, Genelkurmay'daki toplantının ardından nerede, nereye gidiyor. Sağlam kaynaklardan aldığım ve Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına da teyit ettirdiğim bilgilere göre, Hakan Fidan, MİT'in Yenimahalle yerleşkesindeki özel konutuna geçiyor ve geceyi orada geçiriyor.
Hakan Fidan'ın 7 Haziran seçimlerinden önce istifa edip milletvekilliğine soyunması ve R. Erdoğan'dan ağır veto yemesinden sonra tekrar görevine iade edilmesi ile ilgili ağır süreç malumunuz. Erdoğan'ın "Darbeyi eniştemden öğrendim" açıklamasının ardından MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın görevinden alınacağı ve yerine Ergenekon'da yargılanan emekli Albay Levent Göktaş'ın getirileceği haberleri dün kulisleri epeyce çalkaladı. Fakat, bununla paralel Ankara'da Hakan Fidan'ı himaye eden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ikisini de siyasete kazandıran Abdullah Gül hakkında akıl almaz diyebileceğim iddialar dolaştı durdu. Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül'ü en sıkı ve en sert eleştirenlerden biri olarak bu iddiaların asılsız olmasını diliyorum ve dua ediyorum. Demokrasiye gönülden inanan biri olarak siyasetçilerin hep demokratik kurallara göre hak ettiklerini bulmasına inanır ve dilerim. Ve dilerim, bu cinnet hali, Olağanüstü Hal kalkan edilerek daha büyük ve asla onarılmayacak travmalara sebep vermez.
Fokur fokur kaynayan Ankara'da dün Olağanüstü Hal, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülürken bir iddia daha tartışılıyordu. 3 ay ilan edilen sürenin 1 buçuk aya çekilebileceği ve erken seçim ve referandumla birlikte milletin önüne 2 sandık konulabileceği...
Diğer bir kulis bilgisi de 'Ağustos Şûrası' hakkında. AKP kulisleri, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına kesin gidici gözüyle bakıyor. Genelkurmay Başkanlığına hain darbe girişimi sırasında gösterdiği net tavırdan sonra 1'inci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın getirileceğine yüzde yüz bahse girenler de çoğunlukta.
***
Bu kulis bilgisini özellikle ayırdım!.. HDP'li Sırrı Süreyya Önder, önceki gün TBMM'de "sayın Öcalan" şovu yapıp kovalandıktan sonra basın toplantısı düzenleyip bebek katilinin, ailesi veya avukatları ile görüştürülmesini istedi. Yeri geldikçe MİT'ten bir ekibin sürekli İmralı'ya gidip geldiğini ve terörist başı ile görüşmelerin devam ettiğini yazıyordum. İnşallah, kulislerde çok sağlam kaynakların iddia ettiği gibi Önder'in bu çıkışları bebek katili Öcalan'ın İmralı'dan taşınması ile ilgili bir alt yapı çalışması değildir.
Albayrak'a Cevap Hakkım
Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın 3 yazımıza verdiği cevapları dün yayınlamış cevap hakkımızı saklı tutmuştuk. Bahse konu olan yazılarımızın, içeriğini çürüten veya çürütmeye yönelik hiç bir belge veya söylem yok açıklama metinlerinde. Sadece hakaret ve tehdit var. Bu 3 yazıdan 1'i ile kısa ve çarpıcı cevap vereceğim. 1 Temmuz'da kaleme aldığım "Türkiye Ticaret Masasında" başlıklı yazımda CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın, Berat Albayrak hakkında TBMM'ye sunduğu yazılı soru önergesine yer vermiştim. Albayrak ve avukatı, Çıray'ın sorularına cevap vermek yerine hakaret etmeyi tercih etmiş. Takdirini sizlere bırakıyorum. Aytun Çıray da, soruları ile ilgili hâlâ kendisine Anayasal süre içinde cevap gelmediğini söylüyor. Çıray, "Hâlâ cevap alamadım, hem Başbakanlık'tan hem de BİMER'den. Bu anayasaya ve yasaya aykırı bir tutum. Meclis devreden çıkıyor. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, sorular devletin kaydına girdi. 1-5-10 yıl sonra nasıl olsa cevap verilecektir" diyor.
Gerçek bu... Güneş balçıkla sıvanmaz!..