Nusaybin'den Vezneciler'e hain STK'lar!..
Bu satırlar kaleme alındığı saatte İstanbul Vezneciler'de meydana gelen hain bombalı saldırının hangi terör örgütü tarafından gerçekleştirildiği resmi olarak açıklanmamıştı. Terör örgütü bataklığı haline getirilen Türkiye'de artık gelinen bu noktadan sonra gerçekleşen kanlı eylemlerin ardından terör örgütü ismini aramanın da bulmanın da çok önemi kalmadı. Her olayın ardından aynı fasit dairede debeleniyoruz. Vay efendim! Eylemi kim yapmış? Bombacının kimliği, soyu sopu, kaç kilogram ne tür patlayıcı kullanılmış, araba ne marka imiş, hangi güzergahlardan geçip de olay yerine gelmiş miş!.. Vs..Vs...
Terör örgütlerinin eylem kardeşliği gün gibi ortada. Gizli servislerden aldıkları destek de. İstanbul'a bakın!.. Günün ilk saatlerinde, herkes mesaisine giderken, Vezneciler'de patlama. Demek ki Şırnak'ta, Nusaybin'de terör örgütünü temizledik demekle bu iş bitmiyormuş. IŞİD hedeflerine obüs atışlarının sonuçları da ortada!.. İstanbul'un göbeğine 7 Haziran'da gelip nasıl bombayı patlatıp insanlarımızı şehit ettiler?..
Klasik vıdı vıdıların dışına çıkalım mı?.. Bazılarının yine pek hoşuna gitmeyecek ama!.. Taşeronları bırakıp, arkasındaki gizli servis oyunlarına ışık tutalım mı?..
Ha!.. Aşağıdaki satırları okuduktan sonra bana sakın "demokrasi" nasihatli(!) mesajlar da göndermeyin lütfen!.. Eğer o mesajlarda çok ısrarlıysanız, çok da demokratsanız, paçanız da yiyorsa, şehit ailelerinin evine gidip de anlatmayı deneyin!..
Sınırları içinde bu kadar Sivil Toplum Örgütü (STK) bulunduran ve bu kadar denetimsizliğin hâkim olduğu ülkede farklı bir fotoğraf beklemek saflıktan öteye geçmez. STK diyince sadece irin kusan Ankara ve İstanbul'da çok bilindiklere bakmayın!.. Gaziantep'e bakın, Adana'ya bakın, Diyarbakır'a bakın!.. Hatay'a bakın!.. Hepsinin içi ajan kaynıyor.
Türkiye'nin sınırları diye bir şey de kalmadı. Angajmanlardan ve siyasi maceralardan dolayı tutulan çanaklar da malum. Yol geçen hanı oldu. Adamlar da bunu gayet güzel kullanıyor!..
İstanbul Vezneciler'deki kahpe eylemin büyük lojistik desteklerle gerçekleştirildiğini anlamak için illa ciddi uzman güvenlik uzmanı mı olmak gerekiyor?..
İstanbul gibi her yerde arama yapılan bir şehirde, kritik yer olan Beyazıt'ta, güvenlik önlemlerinin ciddi olduğu, kameraların olduğu bir ortamda eylemi yaptırıyorlarsa burada başka ne arayacağız?
Bakın, şu gerçeği MİT dahil Ankara'nın devlet koridorlarında herkes biliyor.
Bazı STK'lar terör örgütlerine büyük lojistik destek sağlıyor.
Terör örgütlerinin militanlarının geçiş yaptığı bölgelerde, insani yardım kisvesi altında, şu hilal bu ay, şu sınır tanımayan bu adı bilmem ne olan bir dünya dernek... Eğitim veya sağlık faaliyeti veya gazetecilik için mi oralarda olduklarını sanıyorsunuz?.. Adamlar dokunulmaz olmuşlar bu kanlı eylemlerin organizasyon ve lojistik faaliyetlerinde bilfiil görev yapıyorlar.
Devlet bunlara engel olacak!.. Engel olmadığınız sürece bunlar işlerini yaparlar. Sonra biz saflara da taşeron örgütlerin isimlerini öğrenmek düşer!.. MİT ne yapar? Müsteşarı Hakan Fidan acaba nereye Büyükelçi olacak, başımıza yeni isim hangi taraftan gelecek diye papatya falı bakar. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın için tahsis edilen odanın tozunu günde 10 sefer alır.
Bu arada daha neler olur?
PKK/PYD/YPG, ABD himayesinde kırmızı çizgimiz olarak ilan ettiğimiz(!) Fırat'ın batısına geçer. Muhterem badem bıyık siyasetçilerimiz, dümenden Amerika'ya bağırıp çağırırken İstanbul'un göbeğinde bombalar patlar.
Yineliyorum; Nusaybin'i, Şırnak'ı temizledik diye kimse gevşemesin!.. Meskûn mahal operasyonlarında temizlenen terörist oranı terör örgütünün kırsal profesyonel yapılanmasının ancak yüzde 20'siydi. Önemli güçleri YPG ile Kuzey Suriye'de. Suriye'deki ABD ve Rusya destekli gelişmeleri iyi okursak, bundan sonra Türkiye için daha büyük bir tehlike olacağını görmemek için kör ve sağır olmak gerekiyor... Suriye'de çok etkili gücü var. Bu güç de 3 yıldır savaşıyor. Büyük tecrübeleri var şu anda. Düzenli orduları oluşuyor. Savaş çatışma bir tecrübe, 3 senedir sürekli savaşıyorlar. Düzenli orduya rahat geçecekler. Düzenli orduya geçtiklerine inandıklarında Türkiye'nin başına daha büyük bela açılacak. Bundan sonra Türkiye'deki PKK ile oradaki PYD'nin lojistik ve silah anlamında çok ciddi bir ilişkisi olacak. Zaten siyasal boyutta bir sıkıntıları yok. HDP var. Suriye'de 20 bin askeri olan bir Kürt devletini düşünün!.. Dahasını yazmaya elim varmıyor!..
***
Vezneciler'de gerçekleştirilen kahpe saldırının ardından Ankara'ya ulaşan istihbarat raporlarından da haberler verelim. Daha önceki yazılarımızda terör örgütlerinin, Ramazan ayında düzenlemeyi planladığı kanlı eylemler ile ilgili istihbaratları paylaşmıştım. Başkentte, yine başta Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları olmak üzere askeri ve polis noktaları hedefte. Bu arada, terör örgütlerinin başka bir kahpe planı da ortaya çıktı. Başta İstanbul olmak üzere Şii camilerine saldırılar planlanıyor.
***
"Bizi tek başına iktidara getirin, terör bitsin, şehitler gelmesin, analar ağlamasın" dediler.
(...)
Yeterli olmadı galiba!..
"Başkanlığı da verin..." diyecekler.
Baas, diktatörlük rejimlerinde hep böyle olur. Bildik senaryodur. Sandıklar konulmadan önce sözde muhalefet ve muhalifler hep ortalıkta dolaşır. Sandık zamanı gelince birden ortalıktan toz olup, diktatöre yatarlar. Milleti de ondan başkası yok, en iyi o'ya zorlarlar...
Mübarek Ramazan ayı yüzü hürmetine, Allah sonumuzu hayır eylesin!..