Not geçiştirme...
Kredi değerlendirmesi, borç veren veya yatırımcı için, o borcun veya yatırımın geri ödenme ihtimalinin ne olduğunu belirlemek için yapılır.
Devlet kredi derecelendirmesi, bir ülkede yatırım ortamının risk seviyesini ifade eder, politik riski de hesaba katar. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi bu dereceyi dikkate alır.
Bir ülke için not verilirken, ülkenin borcunu geri ödeme niyeti, bu borcu ödeme kapasitesi, temerrüde düşerse borcun vadesi ne kadar uzar ve borcun ne kadarı kurtarılabilir, hesabı yapılır.
Bu nedenle ülkeler, yatırım yapılabilir, yatırım yapılamaz, spekülatif ve iflas kategorilerine ayrılmıştır. Her kategori de kendi arasında kendi içinde kademelere ayrılır .
Dünyada 3 önemli uluslararası kredi derecelendirme kurumu var... Moody’s, Standart&Poor’s ve Fitch. Geçen seneye kadar bunların üçü de Türkiye’yi yatırım yapılamaz, spekülatif düzeyde tutuyordu. Geçen sene Fitch not artırımı yaparak Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke statüsüne yükseltti. Önceki gün de Standart&Poor’s kredi notumuzu BB’den BB+ Durağana yükseltti. Ancak BB+ da, yatırım yapılamaz spekülatif seviyesinin en üst kademesidir. Yani bundan sonra not artırımı olursa yatırım yapılabilir ülke düzeyine çıkacağız. Moody’s’in notu ise hâlâ yatırım yapılamaz düzeydedir. Durağan ise, artışın dinamik olmadığını, siyasi ve ekonomik gelişmelerin gözlemleneceğini ifade ediyor.
Not artışı ne getirebilir?
1. Kısa vadeli devlet tahvilleri değer kazanır. Bu tahvilleri alan yabancılar, ülkenin notuna bakıyor. Ne var ki not halen yatırım yapılamaz bir düzeydedir. Bu nedenle fazla ümitlenmek doğru değil.
2. Spekülatif sermaye girişi ve sıcak para girişi devam eder. Ancak Türkiye’nin ihtiyacı olan uzun vadeli sıfırdan yatırım sermayesinin gelmesi için, gerek S&P, gerekse Moody’s’in Türkiye’nin notunu birer derece artırması gerekir.
3. Döviz düşer, borsa artar.. Bu anlamda not artırımı fayda değil, zarar verecektir. Zira kurların düşmesi, cari açığın artması anlamına gelmektedir. Borsadaki spekülatif artışlar da arkasından spekülatif düşüşler getirmektedir. Borsanın kırılganlığı artınca bu durum ekonomide belirsizliği artırmaktadır.
Ekonomide ikili yapı oluştu; spekülatif piyasa ve reel ekonomi. Spekülatörler, kurların düşmesini ve borsanın balon yapmasını olumlu gelişme gibi gösteriyor. Oysa ki bu spekülatif hareketler reel sektörü vuruyor. Kurun düşmesi reel sektörün rekabet gücünü düşürüyor ve ihracat artışını engelliyor. Spekülatif bir piyasada yatırım eğilimi düşüyor. Oligopol ve monopolleşme artıyor.
Ayrıca ekonomide bu ikili yapı, tasarrufların düşmesine, yatırımların azalmasına ve cari açığın artmasına, işsizliğin yükselmesine neden olan bir yapıdır. Standart&Poor’s not artırımı yaparken, dalgalı kuru övüyor. Dalgalı kur olduğu sürece, cari açık devam edecektir. Türkiye kaybetmeye devam edecektir. Ama kredi derecelendirme kurumları olaylara farklı açıdan bakıyor. Türkiye’ye sıcak para giriyor ve Türkiye borcunu ödüyor ya, olayın yalnızca bu yanına bakıyorlar...