Nokta...
SÖZ DER Kİ;
"-Herkesin vicdanını temizleyecek bir hikayesi vardır..."
Kendi evinde Anadolu takımlarına yenil...
Rakiplerin puan kaybettiği her hafta sen de kaybet...
Problemli yönetim, artan borçlar, kızgın taraftar...
Beşiktaş bir sene içinde 10 yıl geriye gitmiş...
Böyle devam edip, Süleyman Seba dönemine kadar giderse, bu takım öyle kurtulur gibi görünüyor...
***
"Bir kadın tartışırken, bir adam ayrılırken sergilediği tutumla karakterini belli eder"...
Ben uydurdum...
Yine bana göre;
Bir takım da, kendinden gidenlerin verdiği referansla ne kadar kurumsal olduğunu gösterir.
Cocu gittikten sonra, 'Fenerbahçe'ye kırgın değilim' diyerek eski takımının arkasından sallamayan ilk hoca oldu.
'Başkan soyunma odasında bize küfrediyordu' da diyebilirdi.
Fener en azından bu anlamda profesyonel bir yapıya ulaştı...
***
Meslektaşlarımız arasında öteden beri tartışılır, 'Futbolcudan spor yazarı olur mu' diye...
Bir futbolcu bugün formasını çıkarıp, yarın kalemi eline almamalı...
Futboldan yeterince para kazanmış olan futbolcu, saha çimlerini kokusunu üzerinden atmadan, yirmi-otuz yıldır yağmur çamur bu meslek için koşturan karnı aç gazetecinin yerini kapmamalı...
Yerini kapmakla kalmayıp, yazmasını bilmediği yazılarını o gariban gazeteciye yazdırarak bir de sırtına binmemeli... Bunlar tamam!
Ama Rıdvan Dilmen gibi isabetli söyleyip, oturaklı yazanlara ne diyebiliriz ki?
***
'Spordan aldığım en büyük ders; nasıl galip gelineceği değil, nasıl iyi bir mağlup olunacağıdır'…
Bir Alman yüzücünün güzel aforizması...
Biraz düşününce;
Yenmenin şatafatını iyi bildiğimize, yenilmenin olgunluğunu gösteremediğimize karar verdim...
Hadi cümleyi bir daha okuyup bana katılın!..
Gündemin kırıntıları
'Başarısızlığa sorumlu aranıyorsa, sorumlusu benim'...
Şenol Güneş'in Sivas maçı yorumu...
Eee? Gereğini yerine getirmedikten sonra, ne kadar başarısızlık varsa getirin ben üstleneyim!
***
'Trabzonspor, rakibinin gelmediği maçı tek başına oynamış ama berabere kalmış' diye bir fıkra var ya;
İşte o gerçek oldu...
Son 4 lig maçında 3 beraberlik 1 yenilgi...
***
Bir ülke düşünün ki, Futbol Federasyonu Başkanı şampiyon takıma kupasını veremiyor.
Bütün takım taraftarları o başkanın yüzünü görmek şampiyon olmak istiyor...
Neyse ki bizim ülkemiz böyle şeylerden uzak!
***
Beşiktaş'la başladık 'Beşiktaş evreleri' ile bitirelim;
2014: Feda yılı… 2015: Cefa yılı… 2016: Sefa yılı… 2017: Vefa yılı…
Bu gidişle 2018 de 'Bela Yılı' olacak...
Hop!
Hasan Şaş'ın Fenerbahçe maçında kulübenin dışında geçirdiği süre: 34 dakika...
Hasan Şaş'ın Schalke 04 maçında kulübenin dışında geçirdiği süre: 1 dakika...
O da ısınan oyuncuları çağırmak için geçen süre...
Yani 'Münih'te kırmızı ışıkta bekleyen Türk, neden Samsun'da durmuyor' diye soruyoruz ya;
İşte aynı sendrom!..
Krampon...
FATİH Terim caza artırımından sonra konuştu, 'Bu kadar alacağımı bilsem hiç olmazsa hakemi döverdim, boşa gitti"...
***
SOLDADO'ya 6 maç, Jailson'a 8 maç ceza veren PFDK'nın Belhanda'dan özür dilememesi tepkilere yol açtı...
***
YILMAZ Vural'ın Demirspor'la anlaşması üzerine Adana Adliyesi muhabirleri idman tesislerine yönlendirildi...
***
MUTFAK Dostları Derneği, maç içinde etli pilav bulma ve yeme başarısı gösteren Tolgay Arslan'a plaket verdi.
Ana Kumanda
(…A SPOR / Takım Oyunu)
ERMAN TOROĞLU: Nesi varmış Karius'un?
SERKAN KORKMAZ: Belinden sakatmış hocam!
ERMAN TOROĞLU: Allah beline kuvvet versin, bel mel önemli...
Temel'in yeri...
Karı koca balkonda oturmaktayken Temel sigarasından derin bir nefes çekip,
'Ohhh' demiş; 'Sensiz bir hayat düşünemiyorum… Hayatıma renk kattın, seni seviyorum…'
Fadime: Bunu sen mi söylüyorsun, sigara mı söyletiyor?..
Temel: Hayır, ben sigaraya söylüyorum…
Hayat…
'-Ben çok seyahat ettim, dünyayı avucumun içinde çevirdim ve bir şeyi iyice anladım.
İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır.
Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı...
İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir...
Ama bu budalalık olur...
Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı gerektirir...
Çalışmak gibi, çabalamak gibi... Öyleyse?
Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar..
Bunu yapmanın da en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir.
Dağların, kahkahanın, şiirin...
Bakın bana!
Ben elimdekilerle mutlu olmayı çok iyi bilen biriyim.
Bütün mesele elimdekileri yeteri kadar çoğaltmak...'
(...Trevanian)
Ters açı...
"-Tıklım tıklım !.."
(...Hüseyin Erçolak'tan)