İzne ayrılmadan önce, Çanakkale ve Hatay mitinglerindeki hal ve tavırlarından, “Bu işi bitirmiş” olduğu kanaatine vardığımızı söylemiş ve aynı haftaki AKP Grup toplantısında, “Milletimiz kararını vermiş” diyerek, sonuçtan emin olduğunu partilileri ile paylaştığını siz değerli okurlarımıza aktarmıştık.
Ve demişti ki:
“Hepimiz biliyoruz ki halkın nabzını tutma ve kamuoyu oluşturma, anket sonuçlarını okuma konusunda Erdoğan duygusallıktan sıyrılıyor, her doneyi profesyonel bir gözle okuma becerisini gösteriyor..”
Ve,“CHP’sinden MHP’sine İhsanoğlu’nu destekleyen herkese diyoruz ki, onlarca seçime girmiş, çok azını kaybetmiş, pek çoğunu kazanmış, bu seçimlerde devletin ezici bütün İMKÂNLARINI SONUNA KADAR KULLANMAKTA HİÇBİR BEİS GÖRMEYEN Erdoğan gibi bir rakibin önüne bırakıverdiğiniz İhsanoğlu için ne yapabilecekseniz bir an önce yapın...
Ve eklemiştik:
“- En az 40 yıllık, 90 yıllık mazisi ve kasalarında trilyonları olan partiler olarak sizin mağlup edemediğiniz Erdoğan’ı hiç seçim görmemiş İhsanoğlu, emekli maaşı ile nasıl mağlup edecek?”
Son uyarımız da şuydu:
“-Biz elimizden geleni yaptık, millet öyle istedi demek için mi ” İhsanoğlu “ dediniz diye seçim sonrası sorarız; darılmaca gücenmece yok, şimdiden söyleyelim...
Üzülerek ifade edelim ki, tam da dediğimiz daha doğrusu korktuğumuz gibi oldu. Erdoğan seçimi “kıl payı” kazandı. Zafer’i Erdoğan’a kazandıranlar ise CHP’nin İhsanoğlu’nu beğenmediği için sandığa gitmeyenleri ile, MHP seçmeninin bir kısmı oldu. Oy kullanmayan CHP’liler Erdoğan’a oy vermiş oldu. Onlar bunu biliyor, demek ki Erdoğan’ı içlerine sindirebilmişler, ne diyelim, takdir seçmenin..
Acı olan MHP kaleleri olarak bilinen illerde Erdoğan’ın akıl almaz zaferi idi. MHP kurmayları ve liderliği ne derse desin, MHP’li seçmenin bir kısmı AKP’ye oy verdi. AKP’nin Türkiye’nin bir bölümünü “Kürdistan” ilan etmesine, AKP’ye geçen DYP Genel Başkanı Soylu’nun o terbiyesiz, o “Ben de buradayım, ben senin için neler yapıyorum” dikkatini çekmek için Erdoğan’a mesaj göndermek için MHP’lilere taktığı bizim o sözleri söyleyene bile layık görmediğimiz sıfata rağmen gittiler, Erdoğan’a oy verdiler. “Milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım” diyen adama verdi bu desteği Milliyetçiler...
Ve bu iki parti diğer seçimlerde çalıştıklarının onda biri kadar çalışmadı. Sizden ayrı olduğumuz süre içersinde değişik yerlerde olduk, ne MHP’den ne CHP’den İhsanoğlu için çalışan, sahada olan kimseyi göremedik. Kurdun önüne atılmış koyun gibi otobüslerle, taksilerle şehir merkezlerinde salonlara toplanmış birkaç kişiye kendini anlatacağım diye uğraştı durdu Koskoca Profesör. Buna rağmen Erdoğan yüzde 52’yi bile bulamadı ve bu tek garipliğine ve tekliğine rağmen İhsanoğlu neredeyse yüzde 40’lara yaklaştı.
Demek ki, çalışılsaymış Erdoğan yüzde 50’nin altına düşecek, seçim ikinci tura kalacakmış. İkinci tur demek, yeni bir ümit, yeni bir sinerji demek olacaktı.
Olmadı...
Kimse topu taca atmasın...
Bize kızsanız da, köpürseniz de, suçluların önemli bir kısmı aramızda... Böyle olduğu için defodan geçilmeyen, bakanları yolsuzluk dolayısıyla istifa etmiş bir Başbakan tuttu Cumhurbaşkanı oldu...
Bunun hesabını genel seçimlerde alacağız falan diyerek kimse bizi güldürmesin. Dokuz defa yenilenin 10’uncuda yenmesi için hangi sebebi gösterebilirsiniz? Bir takımın oyuncuları aynı, hocaları aynı, kondisyonu aynı ise o takım farklı sonucu nasıl alabilir ki?
