“Netanyahu hangi yüzle!”

Fransa’nın “Gelmeyin” demesine rağmen Paris’teki yürüyüşe katılan İsrailoğulları Devleti Başkanı Netanyahu, hem halka el sallamış, hem dünyanın başka yerlerindeki Yahudilere, “Ülkenize dönün” çağrısında bulunmuş..
Fransa, Ermenilerin soykırım iddialarını eleştirmeyi, Yahudi soykırımı hakkında “Böyle bir şey yok, işte belgeleri” demeyi fikir özgürlüğü saymaz amma, Hz. Muhammed Aleyhisselam’a hakareti fikir özgürlüğü sayar; bunu bir kenara not düştükten sonra, gelelim Netanyahu’nun orada bulunması ve Yahudileri ülkesine davetine...
Onlar bunu hep yapıyor?
Peki, niye yapıyor?
Aşağıdaki haber birkaç yıl önce Antigazete.com’da çıkmıştı:
İsrail doğumlu genetik bilimci Dr. Eran Elhaik, yaptığı son genetik araştırmasına göre Filistin’i işgal eden bugünkü İsrailliler, Orta Doğu’dan değil Hazar Türklerinin soyundan geliyor.
İsrail’in saygın gazetelerinden Haaretz’deki haberde, Ofer Aderet’e konuşan İsrail doğumlu Yahudi bilim insanı Dr. Eran Elhaik, bugün dünyada yaşayan Yahudilerin “ortak bir genetik kökene sahip olmadıklarını” ve bugünkü İsraillilerin kökeninin “çoğunlukla Hazar olduğunu” belirtti.
ABD’nin en saygın üniversitelerinden John Hopkins’te genetik alanında çalışan 32 yaşındaki Dr. Eran Elhaik’in “Avrupa Yahudilerinin Soyunun Kayıp Halkası: Rhineland ve Hazar Hipotezlerinin Karşılaştırılması” çalışması Oxford Üniversitesi Yayınları’nca yayımlandı.
Elhaik’in çalışması İsrail’i kuran Avrupa Yahudilerinin kökeninin Hazarlar olduğunu akademik olarak ispatladı. Karadeniz’den Hazar Denizi’ne büyük bir imparatorluk kuran Hazarlar, 8’inci yüzyılda Yahudiliği kabul etmişlerdi. Hazarlar, Türk, İran, Slavlar ve Kafkas ırkından insanları barındırıyordu.
O günlerde biz, “Haberi okur okumaz ’Uyanıklığın bu kadarına pes doğrusu’demek zorunda kaldık” demiş ve şöyle devam etmiştik:
Şimdi biz İsrail doğumlu genetikçi Dr. Eran Elhaik dedi ve Oxford Üniversitesi bu “araştırmayı” yayımladı diye Filistin’i işgal eden ve kurulduğu günden beri Filistin halkına kan kusturan insanların Türkler, İranlılar, Ruslar ve kimi Kafkas halkları olduğuna inanacak mıyız?
Bu ne büyük bir oyun, ne büyük bir zihin ve kamuoyu operasyonudur böyle? Kapalı kapılar ardında baş başa kaldığında bir İsrailli Yahudi’ye, “Sende Türk kanı var, İran kanı var” de bakalım sana ne cevap verecek!
Söyler misiniz Allah aşkına, normal bir insan durup dururken, “Benim kanıma başka kanlar karışmış mı?” diye laboratuvara girer mi? Hele bunu “dinini bile ırkı ile özdeşleştiren” bir Yahudi niye yapar? Niye olacak, uyguladıkları soykırımın bumerang haline geldiğini anladıklarından ve bir taşla iki kuş vurmak istediklerinden...
Böylece diyorlar ki:
1) Biz zâten o toprakların çocuklarıyız!
2) Damarlarımızda aynı kanı taşıyoruz, bize düşmanlık kendinize düşmanlıktır!
Bu iddia kabul görürse içlerinden kıs kıs güleceklerine ve “zokayı yutturduk” diye ellerini ovuşturacaklarına emin olabilirsiniz.
İşin aslı bu ve İsrail(liler) bunu hep yapar.
Atatürk’ün İsrail’in kurulma ihtimaline karşı ne kadar tedirgin olduğu ve buna asla izin vermeyeceğini söylediğini bile bile, 2008’in Ekim ayında Ber Şeva şehrinde bir Atatürk büstü açılmıştı. Ber Şeva Belediye Başkanı Yakaov Terner, “Bu Ber Şeva halkının Türk halkına bir armağanıdır” diye de duygulu bir konuşma yapmıştı açılışta.
Törende İsrail Dışişleri yetkililerinin yanı sıra Türkiye’yi temsilen Namık Tan ve İngiliz yetkililer de vardı.
Anıt, Ber Şeva’da şehit düşen Türk askerlerinin anısına yapılmıştı.
Oysa Ber Şeva’da Türk askerlerini şehit edenler, ettirenler İngilizlerdi ve sebebi de İsrail’i o topraklarda devletleştirmek içindi.
Sayın Cumhurbaşkanı, Netanyahu’nun bu hareketlerine kızmış, “Hangi yüzle” diyor!
Nasip olursa haftaya ona bu cesareti veren yüzleri de açıklarız...

Yazarın Diğer Yazıları