Müslüman avlamak için Müslüman kullanmak!
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu eski Müsteşarı ve ABD’nin eski NATO Daimi Temsilcisi Nicholas Burns, Chicago’da verdiği konferansta, “Türkiye, şu anda Avrupa ülkeleri arasında en etkili ülke. Bugüne kadar bir Türk NATO Genel Sekreteri hiç olmadı. Dolayısıyla, benim düşünceme göre, NATO’yu destekleyen bizler, hepimiz, Türkiye’ye lider olma, lider olarak kabul görme ve hak ettiği etkiye sahip olma imkanlarını sunmalıyız” dedi.
Burns, “Türkiye, şu anda NATO’nun İsrail ile birlikte çalışma yeteneğine, normal bir NATO-AB ilişkisinin gelişmesine sekte vuruyor ve dolayısıyla Türkiye sorumluluklarıyla yüzleşmeli” diye konuştu.
***
Türkiye’nin NATO Genel Sekreterliği’ni üstlenmesi, ABD’nin üstlenmesi gibi olur.
Türkiye, Libya’ya yönelik saldırıda İzmir’i merkez karargah haline getirmedi mi? Hatta ABD’nin ambargo kararı ile İran’dan alınan petrolü azaltmadı mı? Şu anda Türkiye, Suriye konusunda ABD’nin her dediğini yapmıyor mu? İstanbul’da Suriye’nin dostları adı altında, Suriye’de yönetim değiştirme operasyonu uygulanmıyor mu?
Nitekim, “Dostlar Grubu” , Suriye Ulusal Konseyi adı altında örgütlenen işbirlikçileri, bütün Suriyelilerin meşru temsilcisi olarak tanımadı mı? Yaptırımlar Çalışma Grubu oluşturulmadı mı?
Oktay Sinanoğlu, Hulki Cevizoğlu’nun Karadeniz TV’deki programında? “Amerika’nın elindeki tek kuş Türkiye’dir. 60 senedir yaratılan bir şey var. Amerika’ya ilah gibi bakıyorlar” demedi mi?
Bu kuş rolü, avcı kekliği rolü değil mi? Müslümanları avlamak için Müslüman kuş kullanmak değil mi?
***
Türkiye’ye biçilen rol, Amerikan politikalarına liderliktir. ABD’nin İslam dünyasını dönüştürme stratejisinde en büyük silahı Türkiye’dir ve Türkiye’nin ABD adına Truva atı rolü oynamasıdır...
Zaten Hz. Peygamber hakkında çizilen karikatürlerle başlayan süreçte, ABD’nin yaptığı, medeniyetler savaşı yerine İslam içi savaşı oturtmaktır. Endonezya’da, Nijerya’da, Sudan’da, iç çatışmalar, Irak’ta ABD-İngiltere ve İsrail istihbarat servislerinin uzun süreden beri üzerinde çalıştıkları ve kendi kontrollerindeki terör gruplarına türbe-cami bombalatıp başlattıkları Şii-Sünni savaşı! Şimdi de Suriye halkının aynı taktikle birbirine düşürülmesi...
2006 yılında İbrahim Karagül’ün yazdığına göre ABD’nin “İslam içi çatışma stratejisi” nde “Şii-Sünni bölünmesi, Arap-Arap olmayan bölünmesi, Etnik topluluklar, kabileler ve klanlar, Sünni İslam’ın merkez ağırlığının Arap dünyasının dışına çıkarılması ve Irak merkezli olarak Şiiler’le siyasi işbirliğine gidilmesi, Ilımlı Müslümanlar Enternasyoneli oluşturulması, Radikal birlikteliklerin dağıtılması ve para kaynaklarının kesilmesi, Medrese ve camilerde reform, Alternatif İslami gruplara ekonomik destek verilmesi, Ilımlılığı ve modernliği savunan Müslüman sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi, ABD’nin terörle mücadelesinin İslam’ı hedef almadığının anlatılması ve bu çerçevede ılımlı ülkelerin desteğinin sağlanması, İslamcılara siyasi destek verilerek ılımlı akımların güç kazanmasına yol açılması, Müslüman diaspora ile birlikte çalışmak, İslam dünyasındaki askeri kurumlarla asker-asker işbirliği kurulması, bölge ve dil uzmanları üzerinden kültürel istihbaratın ilerletilmesi” gibi başlıklar var..
***
Bugün Irak’ta Şiilerin ve Sünnilerin birbirine kırdırılmasına, yakın gelecekte Türklerin birbirini kırdırılması ile devam etmek istiyorlar!
Bunu başaramasalar bile nüfusunun yarısı Türk olan İran’a bomba yağdıracaklar!
Sonuçta ne olacak? Türkiye de bölünürse, ABD ve İngiltere’nin ileri karakolu olan İsrail’i, Orta Doğu’da tehdit edebilecek hiçbir güç kalmayacak... Yani, “Büyük İsrail” için ortada hiçbir engel bırakılmayacak! Dün Afganistan, Irak, Libya, bugün Suriye, yarın İran ve hemen ardından Türkiye’ye operasyon yapılacak..
Bu sebeple, basında Suriye ve İran aleyhinde Türkiye’de kamuoyu oluşturmaya çalışanlar da Amerikan işbirlikçisidir. Kendilerine liberal, İslamcı veya ne derlerse desinler, yaptıkları iş, Türkiye’ye ve İslam dünyasına ihanettir...