​​​​​​​Misyon ve vizyonunu daha iyi özetleyemezdi…

Hani derler ya, "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" diye…

***

Biri bana "Sadullah Ergin" deyince, Silivri kumpasları sürecinin Adalet Bakanı olduğunu hatırlıyorum her şeyden önce.

Ve;

- Balyoz sanıkları, yargılandıkları davaya konu CD'lerin sahte olduğunu dile getirdiklerinde, "ileri sürülen iddiaların, cumhuriyet savcılarının delil toplama, değerlendirme ve suçu nitelendirme yetkileri kapsamında kaldığını, bu hak ve yetkilerin kötüye kullanıldığına dair somut delil gösterilmediğini" savunarak, kestirip atmasını…

- Orgeneral Bilgin Balanlı, Hava Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken tutuklanınca yükselen tepkiye karşılık sergilediği "Daha önce korgeneral, tuğgeneral ve amirallerden benzer tutuklamalar oldu. Bu da onun üst rütbesi. Or'la kor arasında ne fark var?" umursamazlığını…

- Kumpasların açığa çıkıp, çökmesinden sonra bile, Yargıtay'ın "Ergenekon diye bir örgüt yok" kararını eleştirmesini, "Siz örgüt var deseniz ne olur, yok deseniz ne olur" diyerek, "Türkiye'nin darbeci geleneği"nden dem vurmasını…

- Şimdi FETÖ diye anılan yapının maşalarınca kuşatıldığı anlaşılan Özel Yetkili Mahkemeler'in kararları sayesinde, "Türkiye'nin demokrasiye doğru evrildiğini" söyleyip, bundan mutluluk duymasını…

- David Phillips'e, çözüm sürecinin yol haritası sayılan "Kürt raporu"nu hazırlatan Atlantic Council'de, Türkiye'de "istenmeyen adam" ilan edilen ve kısmen AK Parti'nin siyaseten katline ferman niteliği de taşıyan WikiLeaks kriptolarını imzalayan Eric Edelman'la gizlice görüşmesini…

- Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı FETÖ raporunda, "Pensilvanya'da Gülen'i ziyaret ettiği ve Gülen tarafından kendisine dikte ettiği kanunların çıkarılmasına öncülük ettiği"nin kaydedildiğini elbette.

***

Hatırladıkça tüylerim ürperiyor, hiç gelmesek daha iyi ya, Beşir Atalay'a gelince ise "12 kötü adam", "Kürt açılımı", "Analar ağlamasın", "Habur", "Oslo", "İmralı müzakereleri", "Çözüm süreci" diye neon ışıklı panolar yanıp sönüyor zihnimde!

12 Haziran 2011 seçimlerine kadar iktidarı sabote etmemeleri koşuluyla PKK'ya verilen af sözü…

PKK'lı teröristlerin "dağdan inen vatandaş"laştırılması…

"Kürdistan"ın resmi ağızlarca telaffuzunun tartışılıp, onaylanması…

"Abdullah Öcalan'ın mesajları bizim de düşüncelerimiz" demiş olması…

Daha sayayım mı!

***

Saatlerce konuşmaya gerek bile yoktu; bu isimlerle "yakın çalışma halinde" olduklarını açıkladığı anda takke düştü aslında.

"Kürt sorununda iyi şeyler olacak"çı, "Norşin"ci, "Ermeni Açılımı" mimarı, 10 Kasım'ların kronik rahatsızı, "Ne Mutlu Türk'üm Diyene"yi "ilkellik" sayan, İngiliz Dizbağı nişanlı, Cumhuriyet için giymediği frakı İngiltere Kraliçesi için giyen Abdullah Gül'e "Başımızda siz olun" teklifiyle diktiği tüyü de koyun üzerine…

***

Siyasiler yeni parti girişimlerini, AK Parti'yi bölecek bir fırsat varsayıp köpürtebilirler kendi bilecekleri iş. Biz bu hesapları yapmak yahut bu hesaplara dahil olmak durumunda değiliz. Ali Babacan'ın yeni bir parti kurma yolundaki "yol arkadaşları" bunlarsa, kendisinin de ne olup-olamayacağı ortada; "stratejik bataklığında" debelenen Ahmet Davutoğlu gibi aynı…

Genç derken…

Tamam insan ömrü uzadı, eskinin yaşlıları bugün artık orta yaşlı filan da… Kurucularının en genci 52 yaşında olan bir partinin siyaseti gençleştireceğini savunmak da biraz abartılı olmuş sanki…

Kınaya kınaya "star"laştırdılar

Bizim mahalle de bir alem…

Yahu madem ki, Talat Atilla güvenilmez bir kaynak, hatta "kaynak" da sayılmaz… Madem ki, yazdıkları, yazdırdıkları hep bir "proje" kapsamında… Madem ki, "sicilinde daha neler var neler"… Hatta madem ki, bir "operasyon elemanı"

Niye alet oluyorsunuz planlarına, projelerine, mühendislik çalışmalarına; medya starı yaptınız bir haftada!

Ne dese, hemen ekranda "son dakika"!

Ne diye, "o gazeteciden yeni iddia", "yeni açıklama" diye her söylediğini anında, üstelik de manşetten paylaşarak, operasyon çektiriyorsunuz okurlarınıza?

Rahmi Turan, hiç değilse "bilmiyorum, özür dilerim" dedi. Ee, siz şimdi hizmet ettiğinin bilgi kirliliği olduğu ortaya çıktıktan sonra bile, bile isteye "sözcülüğünü" yaparak, kırk yıllık meslek hayatını iki dakikada harcadığınız Turan'ınkinden de büyük bir hata yapmış olmuyor musunuz aslında?

Yok sayın bitsin; bir mani mi var bunu yapmanıza?

SORU-YORUM

İktidar partisi genel başkanı, "dişine göre bir muhalefet" bulamadığı için mi, canlı yayında, muhalefet partilerinin genel başkanlarıyla yüz yüze tartışmayı reddediyor?

Yazarın Diğer Yazıları