Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Miras yemek

İnsanlar atalarından kalan değerleri ya muhafaza ederler, ya da daha da büyütüp kendilerinden sonra gelen nesillere gururla bırakırlar. Bu değerler maddi olduğu gibi manevi de olabilir. Ancak bazıları da bu değerleri yerler, bitirirler, arkalarında bir şey bırakmadıkları gibi, kendilerinden sonra gelen nesillerin geleceklerini de karartırlar.
Ülkelerin ve devletlerin davranış biçimleri de insanlara benzer. Türkiye’nin son yıllardaki durumuna bakıldığında ve yaşananlar kıymetlendirildiğinde, cumhuriyetin kurulmasından itibaren kazanılan değerlerin gittikçe kaybedildiğini değerlendirmek mümkündür. Bu değerler, politik, sosyal, hukuki, ekonomik ve diğerleri olarak nitelendirilebilir.


***


Dış politika ve güvenlik konularına baktığımızda; Orta Doğu’da etkin olmak isterken Irak’ın toprak bütünlüğünün bozulmasına ve kuzeyinde tehdit olarak nitelendirdiğimiz “Büyük Kürdistan” ın güney ayağı durumunda de facto bir devletin kurulmasına imkân yaratıldığı görülmektedir.
Suriye’de “Arap Baharı” hareketi içinde mevcut yönetimin çabuk devrileceği düşüncesiyle muhalefete destek verilmiştir. Bunun sonucunda bir kaos yaşandığı, yönetimin kontrolü kaybetmesi neticesinde de kuzeye yakın yerlerde bir Kürt özerk yönetimi ve el-Kaide destekli cihatçı Irak-Şam İslam devleti oluştuğu bilinmektedir. Mültecilerin yarattığı sorunların yanında, etnik ve cihatçı teröristlerin ülke içinde kol gezmesi ve kaçakçılıkta yaşanan artış, bölgede hem sosyal, hem ekonomik, hem de güvenlik açısından tehlikeli bir durum yaratmıştır.
Mısır ve İsrail gibi ülkelerin yönetimleriyle olan ilişkiler de ideolojik yaklaşımlar nedeniyle bozulmuştur.
Azerbaycan ve Orta Asya Türk devletleriyle bağlarımızda zayıflama meydana gelmiştir. “Dış Türkler” politikasında bir gevşeme olmuş, bu kapsamda Irak’taki Türkmenler konusunda da, geçmişten farklı olarak, “Türkmenlerin sorun teşkil etmemesi” anlayışı benimsenmiştir.
Kıbrıs konusunda da mevcut durumdan geriye gidilmiştir. AB hayaliyle Annan Planı olarak bilinen girişime destek verilerek, büyük fedakârlıklarla kurulan, tanınan ve muhafaza edilen KKTC’nin varlığı tehlikeye düşürülmüştür. Şimdi de KKTC futbol federasyonunun GKRY federasyonuna tabi tutulmasıyla, KKTC’nin Rum tahakkümüne girmesinde bir adım daha atılmıştır. Kıbrıs’ın Türkiye için, tarihi miras, güvenlik ve güvenirlik, Doğu Akdeniz’deki etki alanının muhafazası ve milli menfaatlerinin korunması, Ada’daki Türkler için de, hür ve egemen olarak varlıklarını devam ettirebilecek bir vatana sahip olma konusu olduğu göz ardı edilmiştir.
Neticede istikrarlı dış politika ve güvenlik alanında olumsuz bir ortam oluşmuştur. Yılların
kazanımları heba edilmiş ve “değerli yalnızlık” gibi garip bir söylem ortaya çıkmıştır.


***


Cumhuriyetin kazanımlarından en önemlisi olan laik devlet anlayışından sapmalar meydana gelmiş, laik devletten din devletine doğru bir kayma içine girilmiştir. Bunu kanunlarda, yönetmeliklerde, yönergelerde, uygulamalarda, devletin kurumlarında, yöneticilerin beyanlarında ve yaşamın her safhasında görmek mümkündür.
Türklükten, Türk Milletinden, T.C. rumuzundan, Atatürk söylem ve sembollerinden uzaklaştırıcı düzenlemeler içine girilmiş, laikliği ve Atatürk ilkelerini benimsemiş gençlik yerine, dindar gençlik yetiştirme benimsenmiştir. Andımızdan dahi rahatsız olunmuştur. Bazı kişilerin yaşam tarzlarına, ideolojik anlayış ön planda tutularak müdahalede bulunulmaya ve toplum formatlanmaya başlanmış, böylece en önemli mirasımız olan cumhuriyetimizin kazanımları ve medeni yaşam tarzı erozyona uğratılmıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren büyük zorluk, imkânsızlık ve fedakârlıklarla kurulmuş ve daha sonra da geliştirilmiş tesisler ve kurumlar da, özelleştirme anlayışından çok farklı bir yaklaşımla, sadece gelir olması maksadıyla satılmıştır. Tam anlamıyla miras yenmiştir.


***


Bütün bunlar için birçok örnek vermek mümkündür. Ancak özetle miras olarak bize intikal eden ve kazanımları için büyük mücadeleler verilmiş değerlerimiz yıpratılmakta ve yok edilmektedir. Bunu bilmeyenlerin bilmesinde, görmeyenlerin görmesinde, duymayanların duymasında, ülkemizin ve Türk Milletinin menfaatleri açısından fayda görülmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları