MHP’nın çıkışı ne anlama geliyor?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Çalışma yok” diye açıklama yapmasının hemen ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, CMK’nın 250. maddesinde değişiklik yapılması için Adalet Bakanlığı’nda çalışma yapıldığını açıkladı. Bu durum gösteriyor ki, Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağından en yakın çalışma arkadaşı gibi görünenlerin de haberi yok. Daha önce böyle bir çalışmanın Adalet Bakanlığı’nda değil Başbakanlık’ta yapıldığına dair haberler de çıkmıştı.. Herhalde Tayyip Erdoğan’ın Bülent Arınç’tan bile gizlediği bir özel ekibi var. Öyle ya, sonuçta böyle bir yasal hazırlık, ancak uzman hukukçular tarafından yapılabilir. Başbakan, oturup CMK maddesini kendisi yazmıyor herhalde!
***
İkinci notum CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti grup toplantısında yaptığı konuşma sırasında içinde bulunduğu haleti ruhiyeyle ilgili..
Kılıçdaroğlu, “Gelin konuşalım demek suç mudur. Ne zamandan beri konuşmak, suç olmaya başladı” diyordu.. Konuşmanın bütününde bu hava
vardı..
Tamam da bu savunmayı kime karşı yapıyor Kılıçdaroğlu? Elbette parti içinde yükselen eleştirilere karşı.. Bundan da anlaşılıyor ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel ekip çalışmalarından CHP’li milletvekillerinin hatta yetkili kurullarının dahi haberi yok! Toplumsal Mutabakat Komisyonu ve Akil Adamlar Komisyonu ile ilgili önerileri, Faruk Loğoğlu ve Sezgin Tanrukulu’nun hazırladığı anlaşılıyor. Başka hiçbir Tanrı kulunun haberi yok! Bu önerilerin ikisinin de Abdullah Öcalan’a ait olduğunu bilmeyen yok.
***
Önerileri yıllardır pişiren asıl ekip ise Londra’da! Bütün bu önerileri
TESEV ve başkanlığını Eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari’nin yaptığı Bağımsız Türkiye Komisyonu gibi kuruluşlar geliştirdi ve hem Tayyip Erdoğan’a hem de Kemal Kılıçdaroğlu’na sundu.. Ahtisaari’nin, Bosna, Kosova ve Endenozya’nın parçalanmasında da aynı taktikle çalıştığı
biliniyor.
Vamık Volkan’ın Gül’e sunduğu dosyada ise “Hükümet, açılım sürecinden geri adım atmamalı, cesur olmalı. Ana muhalefet partisi CHP de bu sürece katkı sunacak politikalar üretmeli” deniliyordu. CHP şimdi o politikaları
üretiyor.
Aynı dosyada MHP için de “Kuzey İrlanda, IRA sorununu çözerken muhafazakâr muhalefet süreci baltalamadı, istismar etmedi. Siyasi parti liderleri bu süreçte siyasi söylemlerinde dikkatli olmalı. İnsan hakları başta olmak üzere demokratik adımlar kesintiye uğramamalı” deniliyordu.
Ancak MHP, bu oyunu bozdu.
***
MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, “CHP’nin çağrı ve görüşme talebine esastan ve usulden kapalıyız ve bu tavrımızı da her şart altında sürdüreceğiz. Bölücülük kartelinde, ’yeni’diye kendisini takdim eden ana muhalefet partisi CHP de yerini almıştır. Bu kapsamda CHP, PKK’nın tezlerine sözcülük yapmaktan zerre utanç duymamıştır” dedi.
Bahçeli, “Görüldüğü kadarıyla Adalet ve Kalkınma Partisi ile CHP, sözde Kürt sorununda uzlaşmaya varmışlar, yanlarına yedek kulübesinde bekleyen BDP’yi de zımnen alarak PKK’nın taleplerinde buluşmuşlardır. Bizim açımızdan CHP’nin Meclis platformunda, toplumsal mutabakat komisyonu önerisi, PKK’nın karşısına TBMM’yi çıkarmakla aynı anlama gelmektedir. Türk milletini, AKP’nin, CHP’nin, BDP’nin ve PKK’nın tasallutundan kurtarmak bizim boynumuzun borcudur. Sözde Kürt sorunu mamasıyla beslenenlere buradan sormak isterim ki size göre madem Kürt sorunu vardır, o halde bu sorunun kapsamında neler ve hangi konu başlıkları bulunmaktadır? PKK terör örgütünün silah bırakması için size göre hangi tavizler verilmeli, hangi reçeteler sunulmalıdır” diye sordu.
Tabii bana göre, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun içinde de PKK ile müzakere yapılmaktadır ama MHP’nin son çıkışı, Türkiye’nin emperyalist projelere teslim olmayacağına dair önemli bir göstergedir.