MHP, Ağrı'da kimi destekleyecek?
Madde bir: Benim ülkemde kaç kaza olursa olsun, isterse bu kazalarda yüzlerce kişi ölsün, asla üst düzeyde kimse suçlu olmaz. Sorumluluğu da üzerine almaz.
Bugüne kadar bu hep böyle gelmiştir. Bundan sonra da böyle gidecektir.
Çünkü benim ülkemde bu gibi durumlarda sorumluluk her zaman alt kademe memurlarda aranır. Lakin başarı varsa bu sefer durum değişir. Her zaman tepedekiler başarılıdır. Alttakilerin esamisi bile okunmaz.
Bu sebeple Ankara'daki tren kazasının kimse boşuna istifadan falan söz etmesin. Sorumlu da aramasın. Bulamayacak..
17-25 Vak'ası..
Artık tarihe mal oldu. Ülkede pek çok insan yolsuzlukların üstünün örtüldüğüne inanıyor. Buna o günkü bakanın kolundaki saat şahittir.
Nitekim saat o günlerde konuştu ve gerçeği söyledi. "Ben çok pahalı bir saatim. Sahibimin iddiası doğru değil. Faturamı kendisi ödemedi" dedi.
Hatırlayanlar bilecektir.
Konuyla ilgili TBMM'de önceki gün ilginç bir tartışmaya şahit olduk. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül'e "Gelin, 4 bakanı Yüce Divan'a sevk etmeyle ilgili önergeyi 301 imzayla verelim, yeni delil durumu araştırılsın, hırsızlığa bulaştılarsa cezalarını çeksinler, bulaşmadılarsa aklansınlar" dedi.
Bülbül, "sözlerimizin arkasındayız" dese de, bir de TBMM'de birkaç aydır yaşanan gerçeklik var. MHP'nin iki yüzü var artık. Biri tribüne oynayan yüzü, diğeri de iktidarın arkasında duran yüzü.
Bu durumda MHP böyle bir önergeye imza verebilir mi?
Hatırlayın, birkaç gün evvel T.C. isminin devletin tabelalarından kaldırılması ile ilgili araştırma önergesine onay vermediler. Çekimser kaldılar.
Andımız konusunda da kuru gürültü dışında iktidar ortaklarına en ufak bir etkileri olmadı. Olmayacağını zaten biliyorlardı. Maksat, tribünü kandırmaktı zaten. MHP siyaset pratiğine baktığımızda görülen şu: Salı günleri eleştirip, iş ciddiye geldi mi iktidarın arkasında durmaya devam.
Ağrı'da MHP ne yapacak?
İYİ Parti çıksın Meclis'e bir önerge versin. Desin ki: "HDP'yi kapatalım. Çünkü onlar terörü destekliyor" görün bakın ertesi gün neler oluyor. Her iki lafın birinde Millet ittifakını PKK ile bir gösterenlerin aniden feleği şaşacak. AKP'si MHP'si anında ters köşe olacak.
İşte buyurun AKP'nin Ağrı Belediye başkan adayı şimdi sıcağı sıcağına "Kürtçe zorunlu olsun" açıklaması yaptı.
Ağrı'da MHP kimi destekleyecek?
Bakacağız..
AKP'ye kimse çatmasın..
Gerek yok.. Şu an şu saat Gezi benzeri bir itiraz ve sokak hareketleri çok işlerine yarayacak... Meydan konuşmalarında dillendirilmesinin sebebi bu.
AKP Genel Başkanına cevap yetiştirmeye hiç gerek yok. Cevap yerine eski konuşmalarını hatırlatmak daha iyi.
Hayatın insana dokunan tarafını zihinlere yazmak lazım.
İşsizliği, piyasayı, doğal gazı, hayatın asıl gerçeğini, çarşıyı, pazarı göstermek lazım..
Seçimlerin galibi gerçeklik mi yoksa ideal mi olacak? Bunu işte o zaman çok daha net anlayabiliriz.
Eğer muhalefet meydan konuşmalarındaki eleştirilere takılırsa gerçeklik unutulur, laf ebeliği öne çıkar.
Bu seçimin galibi, yaşanan hakikatler mi, yoksa idealleştirilmiş ütopyalar mı göreceğiz..