Meydanların gücü!..
Mısır Arap Cumhuriyeti’ndeki gelişmelere değinmiştim.
Dün bir gazetemiz (Milliyet), “Mısır’daki isyan meydanlara sıkıştı, halk meydanları terk etmiyor” diye yazdı.
Gazeteler ve televizyonlar, Kahire’nin Tahrir Meydanı’ndaki görüntüyü yayınlıyor. Görünen o ki, kalabalığın sayısı giderek azalıyor.
Bu gelişmeleri Başbakan Erdoğan, çok haklı bulmuş ve Hüsnü Mübarek’e çağrıda bulunmuştu. Oysa, aynı zihniyet, Tahrir Meydanı’nın 3-4 katı kalabalığın toplandığı Cumhuriyet Mitinglerini çok ağır eleştirmişti.
Daha da eleştiriyorlar. Mısır’dakini “Hak aramak ve özgürlük talebi” olarak değerlendirirken, Türkiye’deki mitingleri “Ergenekon darbesi” olarak suçluyorlardı.
Mısır’da, sayıları azalsa da, halk meydanları terk etmiyor. Cumhuriyet mitinglerine katılanlar ise, bir iki saat sonra meydanları terk etmişti.
Erdoğan’ın, bizdeki mitingleri de “hak ve özgürlük mitingi” olarak değerlendirilmesi için, acaba meydanların terk edilmemesi mi gerekiyordu?..
Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde Cumhuriyet Mitinglerinin yeniden başlayacağı haberleri var.
Bakalım değerlendirmeler ne yönde olacak?
Tabansızlık sorunu...
Bu arada, CHP’deki açıklamalar, ardından özür dilemeler, vs. için kendimi tutuyorum.
Bakalım, seçimlere kadar 4 ay sabredebilecek miyim?
Diyeceksiniz ki, nedir onlar?
Hurşit Güneş’in, “Kürtler kucağımıza oturacak” açıklaması.
Muhammet Çakmak’ın Atatürk’ü övmek ve tanıtmak yerine “tarikat şeyhlerinin propagandalarını yapması.”
İsa Gök’ün tam önümüze seçim sandığı gelmişken, “Sokak sokak direniş çağrısı” yapması.
Sezgin Tanrıkulu’nun güvenlik güçlerini zan altında bırakacak biçimde Güney Doğu’da “Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmasını” istemesi.
Süheyl Batum’un yine tam seçim öncesi, sandık zaferi yerine, “Asker kağıttan kaplanmış meğer” sözleri ile başka çağrışımlar yaptırması...
İsa Gök dışında politika deneyimi ve tabanı olmayan bu CHP’lilerin yaptıklarını (ve daha da yapacaklarını) kim, nasıl temizleyecek?..
Ve bunlar sandığa nasıl yansıyacak acaba?
Sayın Kılıçdaroğlu, kendisine yardım etmek isteyenlere kuşkuyla bakıyor ve kamuoyu önünde “Kimse milletvekilliği istemesin” sözleriyle engelliyor.
Peki, bu yukarıda saydığım (ve saymadığım) tabansız isimlerle mi AKP’yi devirecek?
Öyle bağırtılı açıklamalara kanmayın. Birçok CHP’li, “Bu manzarayı gördükçe sandığa gitmeyeceğiz ya da MHP’ye oy vereceğiz” diyor.
Zeval etmezlerse (yok etmezlerse; suç, kabahat saymazlarsa), halkın içinden gelen sese elçilik etmiş olayım.
Şimdilik..
HAYAT DEĞİRMENİ
Show Tv’de yayınlanan “milli” mesajlı çok güzel bir dizi vardı: “Deli Saraylı.”
Filmin tanıtımında, “Nefes alıyorsak umut var demektir” diyorlardı.. nefesini kestiler!..