Mehmetçik zehirlenirken, meleklerin cinsiyetini tartışmak!
TSK'nın en önemli tugaylarının arasında yer alan, Osmanlı zamanından bu yana askeri açıdan kritik bir şehir olan Manisa'daki Batı ve Doğu Kışla olarak bilinen birliklerde 1 ayda tam 4 kez askerler yedikleri yemekten zehirleniyor! Böyle bir tablo karşısında açıklama yapması, konunun üzerine gitmesi gerekenler 3 maymunu oynayınca insanlar haliyle tepki gösteriyor.
"Araştıracağız, bunun hesabı sorulacak, böyle bir şey kabul edilemez, skandaldır" demesi gereken siyasi erkler ise hemen devreye giriyor; "Bu bir komplo olabilir, sudandır, FETÖ'dür..."
Millî Savunma Bakanı Fikri Işık, "Son günlerde bölgede depremler var, acaba yeraltı sularından buraya karışma mı var buna bakacağız, altyapımızda sorun var mı hemen değerlendireceğiz" dedi.
Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi hemen bu iddiayı yalanlayarak "İddialar gerçeği yansıtmıyor. Zehirlenme vakalarının yaşandığı kışlalarda askeriye kendi su şebekesini kullanıyor, şehir şebekesini kullanmıyor" açıklaması yaptı.
AKP Manisa Milletvekili Recai Berber ise, "Yıllardır Millî Eğitim Bakanlığı'nın taşımalı eğitim yapılan yerlerinde de aynı şekilde yemek hizmeti veriliyor, duydunuz mu şimdiye kadar. Değerli arkadaşlar, biraz önce çok ateşli bir konuşma yaparak işte, psikolojik zehirlenmeden filan bahsetti arkadaşımız. Ben de askerlik yaptım otuz beş yıl önce. Herhâlde içimizde birçok arkadaş da bizzat kışlada, alayda aynı bu askerlerin yaptığı gibi eğitim alarak askerlik yapanlar vardır. Manisa, şu anda Kırkağaç da dâhil olmak üzere, güneşte 40 derece. Ben 40 derecede askerlik yaptım Tuzla Piyade Okulu'nda, ne demek olduğunu biliyorum. Hiçbir şey yemeseniz de o gün akşam hasta olursunuz" sözleriyle askerlerin yemekten değil, fiziki şartlardan dolayı bu hale geldiklerini iddia ediyor.
***
Skandalın 4. kez patlak verdiği ilk dakikadan itibaren kamuoyuna duyurulmasında büyük emeği olan CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer'e de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Kendisinin çabası, mücadelesi olmasa belki bu olayın da üzeri kapatılacaktı.
Çünkü, yüzlerce askerin hastaneye kaldırıldığı bir büyükşehirde olanlar hiçbir haber kanalının, siyasetçinin dikkatini çekmiyor. Tıpkı 13 askerimizi kaybettiğimiz helikopter kazasında olduğu gibi tüm kanallar yayın akışlarına vur patlasın çal oynasın devam ediyor. En önemli haber kanallarının birinde ise haber alt yazıyla bile verilmezken Osmanlı Haremi konuşuluyordu. Tıpkı Osmanlı'nın İstanbul'u fethettiği sırada Bizans'ın meleklerin cinsiyetini tartışması gibi!
Öte yandan CHP'li Biçer, zehirlenen asker sayısının da (731) gerçeği yansıtmadığını, sayının 3 bine yaklaştığını ifade ediyor.
Olayla ilgili ortaya çıkan yeni bilgiler ise Mehmetçiğin canının nasıl hiçe sayıldığını ortaya koyuyor. Zehirlenme haberlerinin üst üste gelmesi üzerine konu günler öncesinde Meclis'e getiriliyor, "Askerimizi kimler zehirliyor, soruşturulsun" deniyor ve o dakika AKP oylarıyla reddediliyor!
Zeytinlikleri talan etmek 8 defa gizli kapaklı maddelerle yasa değiştirmek isteyenler, keşke Manisa'nın zeytinleriyle değil de Mehmetçiklerinin yediğiyle ilgilenseydiler!
Ülkedeki her mağduriyeti "iktidar eleştirisi" sanarak hemen savunma mekanizmasına geçen ciddi bir kitle oluştu. Özellikle Soma'daki faciadan sonra bu daha net bir şekilde görülüyor. Ne zaman kitlesel bir mesele olsa hemen bir yerlerden "komplo teorileri üretin" talimatı geliyor. Bir bakmışsınız iş bir anda sulandırılmış, bilgi içermeyen, kahve muhabbetleriyle unutturulmuş.
Nasıl 300 madenciyi, binlerce şehidi; Serap'ı, Aybüke'yi, Fırat'ı, Aydoğan Aydın'ı, Emre As'ı, Songül Yakut'u unuttuysak, bunları da unuturuz.
NOT: Manisa'daki zehirlenme vakasına karışan yemek firmasının çeşitli isimlerle faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Hâlâ devam ediyorlar mı bilmiyorum ama MHP ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nin yemekleri de bu firmadan geliyordu. 4 yıl içinde 4 kez hafif çaplı zehirlenme olaylarını yaşadığımızı çok iyi biliyorum. Birçok arkadaşımız MHP ve Ocak'ta çıkan yemeklerden yiyemiyordu.