Siz bakmayın TFF kongresine tek aday olarak katılan Mehmet Büyükekşi'nin tekrar başkan seçildiğine. Ya da atandığına mı demeliyim!
Aslında kaybetti Büyükekşi. Doğal olarak Türk futbolu da.
Nedenini anlatayım size.
Başta Beşiktaş olmak üzere pek çok kulüp Büyükekşi'ye karşıydı aslında. Hala da karşı.
Zaten Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi açık açık söyledi bunu. Hatta genel kurulda yüzüne karşı da.
Ama emir demiri keser misali futboldan asla anlamadığı son bir yıllık görev süresinde ortaya çıkan, saçma sapan kararlara imza atan, topu görse karakola bomba diye götrecek bi takım insanları yüksek maaşlarla TFF'ye dolduran Büyükekşi'ye karşı kimse aday olmaya cesaret edemedi.
O da tekrar başkan seçildi. Hem de 4 yıllığına.
Tamam kulüpler karşı aday çıkarmadı ama... Oylamadaki sonuç dikkatimi çekti benim.
Bakın şu hale:
Delege sayısı: 328
Oy kullanan delege sayısı: 191
Büyükekşi'ye çıkan oy: 169
Çizerek veto eden: 22
Yönetim kuruluna çıkan oy: 123
Yönetimi çizerek veto eden: 31
Buyurun şimdi. Kazanırken kaybetti dediğim bu işte. Kazandığı seçimde güvenoyu bile alamamış bir başkan ve yönetimi var karşımızda.
Zaten ne olduğu ortada. Bir de bu şekilde nasıl kalacak o koltukta 4 yıl daha acaba?
Bakın. Ben müneccim değilim. Ama olacakları şimdiden görebiliyorum. Çünkü yaptıkları yapacaklarının kanıtı.
Ülkemizde o kadar futbolun içinden gelip, bu görevi layığı ile yapacak insan varken bu işe bu kadar uzak bir insanı seçip de o koltuğa oturtunca ne bekleyeceksin ki başka.
Lig başlasın görün siz gümbürtüyü.
Geride bıraktığımız sezonun aynısı olacak. Yine ortalık karışacak, yine şaibeler sıralanacak.
Ondan sonra domestic olarak kalacağız yine.
Avrupa'da esamemiz okunmayacak. Şampiyonlar Ligi'ne girmek için şampiyonumuz bilmem kaç tur oynayacak, Avrupa Ligi bize uzaktan bakacak, Konferans gibi saçma sapan takımların olduğu yerde biz de yer alacağız. Milli Takım'ın başına gelecekleri saymıyorum bile.
İnsanlar bilmedikleri işe neden soyunurlar acaba. Layık olmadıkları koltuğa neden oturmak isterler? Oraya layık işi bilen adamların yüzüne nasıl bakabilirler sonra?
Cevabını bulamadığım sorulardır bunlar. Beni "Gel kardeşim. Seni Dışişleri Bakanı yaptık" diye çağırsalar kabul etmem mesela. Bilirim ki ben o koltuğun adamı değilim, bilemem işi.
Ama bu mübarekler her şeyin adamı.
Tekrar ediyorum. Kazanırken kaybetti Büyükekşi.
O koltukta 4 yıl kalamaz. Kalamayacak!
Görün bakın. Zaman kimi haklı çıkaracak!
Eline yüzüne bulaştırdığında her şeyi istifa edip bırakacak.
