Meclis’in kara günü!
Erdoğan’ın en itibarlı danışmanı, Ankara Milletvekili’nin, “Biz millet duymasın diye canlı yayınları saat 17’den sonra kestik” itirafı ortada iken...
Tuttular, AKP’li dört bakan hakkında verilen soruşturma önergeleri görüşmelerini Meclis TV’nin tatilde olduğu Pazartesi gününe aldılar ve sonra da Meclis kürsüsünden gözümüzün içine baka baka, “Biz yayın yasağı koymadık, on binlerce insan şimdi cep televizyonları ve bilgisayarlarda bu görüşmeleri izliyor” diyebildiler... Türkiye bilgisayarla bu görüşmeleri takip eden “on binler”den mi yoksa “on milyonlardan” mı ibaret, işlerine gelince çoğunluk sütresine yatanlara sormak istiyoruz!
Dertlerinin “gizlemek”, amaçlarının “unutturmak” olduğu dün çıkan “yandaş medya” birinci sayfalarından da bir güzel itiraf edildi. Sanki o sayfalar tek Genel Yayın Müdürü tarafından hazırlanmış gibi dikkatleri Meclis’teki görüşmelerden saptırıyor; düştükleri çukurdan çıkmak için yine “paralel yapı” ipine sarılıyordu.
Bu tavırları ile de gördük ki, gerçekten suçlular ve yine bu, milleti aptal yerine koymaları ile bir kez daha anladık ki ne hukukla, ne vicdanla, ne İslâm’ın hak-hukuk ve doğruluk hakkındaki ikazlarını hatırlatmakla bu kadroları insafa getirmek mümkün değil. Hedefe varmak için her yol mübah şiarları olmuş. Gözümüzün içine baka baka dört bakan için verilen gensorunun gündeme alınmasını kabul ederek, “Görüyorsunuz biz ne kadar adalet peşindeyiz” tiyatrosu oynadılar. Yine milletle dalga geçtiler. Artık Meclis bahçesi ve Bakanlıklar çevresindeki çalı çırpı bile komisyonlarda parmak hesabı bir aklama olacak. Eh, komisyondaki parmak üstünlüğü AKP’de olduğuna göre sonuç şimdiden belli demektir.
AKP’nin hesabı bu.
Biz yine de “Allah bilir” diyor, AKP’li soruşturma komisyonu üyelerinden en az iki üç kişinin “Ben Allah’tan korkarım, çoluk çocuğuma temiz bir isim bırakmak isterim” endişesi ile oy kullanacak umudumuzu muhafaza etmek istiyoruz. Her türlü engellemeye rağmen halka ve hakikate verdiği canlı yayın hizmeti için Halk-TV’ye teşekkür borçluyuz. AKP kadroları ve yandaş medyaya diyoruz ki, bütün gücünüze rağmen halktan gizleyemediğinizi Hakk’tan asla gizleyemeyeceksiniz...
Bakan evlerindeki çelik kasaları, para sayma makinelerini, ayakkabı kutularındaki dolarları, daha düne kadar başkalarının bursu ile okuyan Başbakan oğlunun hiçbir iş yapmadan “gemicikler”le ticaret filosu kurmasını, hiçbir iş yapmadığı halde evinde bir trilyon lira bulunan ve aylık harcaması bir belde belediyesinin bir yıllık harcamasını geçen bakan çocuklarını gizleyemeyeceksiniz. Tuzu kokuttunuz. Sayın Nihat Genç’in ifadesi ile sizden sonra siyasete girecek olan dindar ve muhafazakâr dürüst insanların önünü kestiniz. Kim ki bundan böyle muhafazakâr ve dindar biri olarak samimiyetle siyaset mekanizması içersinde milletine hizmet etmek istese, birileri ona sizi ve yaptıklarınızı işaret edecek, “Birinden çok çektik, bir de sen çıkma” çelmesi takacaktır.
Pazartesi günü Meclis tarihi açısından kara bir gündü. Kara günleri yaşaya yaşaya inşallah ufukta kara göründü diyor; milletimize merhamet etmesi için Rabbime yalvarıyorum.