Meclis neden iş yapamıyor?
Oktay Ekşi’nin, Meclis’te yaptığı anket sonuçlarına göre milletvekillerinin çoğu Meclis çalışmalarından memnun değil ve ne olup bittiğini bilmiyor.
Aslında, bu anketi Meclis Başkanı’nın yaptırması gerekirdi. Çünkü Meclis başkanları da popülist davranıyor. Bütçe görüşmelerinde Meclis düzeni için projeler getiriyor. Ayrıca milletvekillerinin projelerine de sıcak bakıyor. Bütçe bitince zaman içinde hepsi unutuluyor.
Ekşi’nin yaptığı anketin en önemli sonuçlarından birisi, milletvekillerinin Meclis’te o gün ne konuşulacağını bilmiyor olmasıdır. Bu sorunun bir kısmı milletvekili ile ilgilidir. Çünkü, bazı milletvekili Meclis’e çok seyrek geliyor. Seyrek gelince de ertesi günkü çalışmalardan haberi olmuyor. Bir kısmı da Meclis Başkanı ve grup çalışmaları ile ilgilidir.
Anayasanın 84. maddesi diyor ki: “Meclis çalışmalarına özürsüz ve izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine Meclis karar verir.” Bugüne kadar böyle bir uygulama olmadı.
Öte yandan milletvekili, Meclis dışında seçim bölgesinin de sorunlarını takip etmek zorundadır. Her hafta seçim bölgesine gitmek hem zaman hem de maliyet açısından önemli sorunlar yaratıyor. Bu konuda milletvekiline araba ve şoför tahsisi gibi öneriler, medya tarafından göklere çıkarılarak tenkit ediliyor. Ancak aynı medya başarılı ve iş yapan milletvekillerine aynı yaklaşımı göstermiyor. Medyada yer almak için iş yapmak değil, spekülasyon yapmak ve kürsüden küfür etmek gerekiyor.
İki-üç gün önce sabah CNN Türk’te üç genç dalga geçerek konuşuyor... Milletvekillerinden hastane farkı alınmayacakmış! Bizden de alınmayacak mı? Arkasından kahkaha tufanı!
Yine, Meclis’te kanun teklif ve tasarıları sıra sayısı itibariyle basılıp dağıtılıyor. Ancak Meclis’e gelen tasarı ve teklifler hiçbir zaman bu sıraya uymuyor. Başbakan bir tasarıyı acele görüşün derse, ertesi gün o tasarı görüşülüyor. Üstelik Başbakan istedi diye, bazı kanun tasarıları sabaha kadar görüşülüyor. Gece yarıları dikkatler dağılıyor. Kanun tasarıları kimvurduya gidiyor. Bu anlamda ayni partiden olduğu için Cumhurbaşkanlığının denetimi de yetersiz kalıyor.
Siyasi partilerin grup başkan vekillerinden oluşan Danışma Kurulu
Kararları da bir gün önce yapılırsa, milletvekillerinin ertesi günkü gündemden haberi olmuyor. Komisyonlardan gelen kanun tasarılarının görüşüleceği tarih en az 48 saat bekletiliyor. Ancak daha da uzun bekletildiğinde ve hangi komisyondan hangi kanun geldiğinden milletvekillerinin haberi olmuyor veya geç oluyor. Gerçekte ise bir milletvekilinin bu kanun tasarıları için en az bir hafta çalışıp, araştırma ve inceleme yapması gerekir. Yetmedi, kimin hangi tasarı için konuşacağına grup başkanvekilleri karar veriyor. Dikta kanımıza işlemiş... Maalesef grup başkan vekilleri de bir nevi adam kayırma yaklaşımında olabiliyor ve yasamanın etkinliği azalıyor.
Doğrusu, görüşülecek kanun tasarılarının bir hafta önceden belli olması ve bu tasarılar önce grup toplantılarında konuşulmasıdır. Bu toplantıda konuya hakim olanlar, kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Milletvekilliği bir insanın ülkesine ve topluma yapabileceği en kutsal görevdir. Ne var ki, bazı milletvekilleri isim yapmak veya iş yapmış olarak görünmek için, bu işi dejenere ediyor. Söz gelimi yazılı sorular siyasi, sosyal ve ekonomik sorunları gündeme taşımak ve çözüm önermek için verilir. Bir milletvekilinin dağıtılan gündem kitapçığında, 160 yazılı sorusu vardı. Bu sorular, bir ilin 160 köyünde tek tek yol ve su meselesini soruyordu. İstenseydi bu 160 yazılı soru tek bir yazılı soru olarak verilirdi. 160 soru olduğu için Meclis’te tek tek okunuyor, zaman ve imkan kaybı oluyor.
Medya, milletvekili maaşlarının ve özlük haklarının artması halinde kıyametler koparıyor. Oysa ki gerçek anlamda seçim kampanyası yapmış olan bir milletvekilinin, 4 yılda alacağı maaştan daha fazla kampanya gideri oluyor. Yetmedi, bölgesindeki çalışmalar ve seçmen giderleri de maaşının çoğunu götürüyor. Akılcı ve doğru olan; halkın ve medyanın maaşlarla uğraşmak yerine, Meclis çalışmaları denetimine yönelmesidir. Bu durum hem milletvekilleri, hem de ülke için daha yararlı olacaktır.