Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

​​​​​​​Mavi Vatan sınırımız korunmalı

Libya ile Türkiye arasında 27 Kasım'da imzalanmış bulunan mutabakat anlaşmalarının önemini kavrayamamış olanlar vardır. Sözkonusu 'Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma Mutabakat Muhtırası' ile 'Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakatı' ve KKTC ile 2011 yılında imzalanmış bulunan 'Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması' ile birlikte Türkiye kendi münhasır ekonomik bölgesini belirlemiş durumdadır. Bu durumda Rum-Yunan ikilisinin Mısır ve İsrail ile birlikte devreye koydukları şer planı suya düşmüştür. Türkiye'yi kendi sınırlarına hapsetme, denizleri kullanılamaz hale getirme çabası çökmüştür.

Türkiye, sözkonusu anlaşmayı BM'nin tanıdığı Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzalamış, Mavi Vatan sınırlarını genişleterek anlaşma ile teminat altına almıştır. Libya'nın istikrarını ve bütünlüğünü sağlamaya, kardeş kanı dökülmesini önlemeye çalışan Ulusal Mutabakat Hükümeti, isyancı Hafter güçlerinin tehdidi altındadır. ABD'nin desteklediği Hafter masum sivilleri öldürmekten kaçınmayarak Libya'yı kan gölüne çevirmiştir. UMH'nin çökmesi halinde Türkiye ile imzalanmış bulunan anlaşmalar da ortadan kalkacak, Türkiye Mavi Vatan'da elde ettiği kazanımlarını kaybedecektir. Bu durumda Türkiye'nin varıyla yoğuyla Hafter'e karşı UMH'nin yanında yer alması kaçınılmaz olmuştur. Gerek Akdeniz'de ve gerekse de Ortadoğu'da saflar belirlenmekte, taşlar yerli yerine oturmaktadır. Dost-düşman berrak bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Son gelişmeleri iyi okumak ve buna göre siyaset yürütmek şarttır.

Barış Pınarı Operasyonu bana göre henüz hedefine ulaşmamıştır. ABD ile yapılan anlaşmaya göre YPG/PYD güçleri belirlenen sınırların dışına henüz çıkmamıştır. Bunun sağlanması için diplomatik girişimler sürmektedir. Türkiye aynı anda hem Suriye cephesinde hem de Doğu Akdeniz'de büyük bir mücadele örneği vermektedir. Doğu Akdeniz'de KKTC'nin çıkarlarının korunması için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Kapana sıkışan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yeni maceralar peşindedir.

EastMed saçmalığı

Türkiye'nin attığı adımlarla hayalleri yıkılan Rum-Yunan ikilisi, apar topar İsrail ile EastMed projesi anlaşmasını imzalamıştır. Anlaşmanın öngördüğü boru hattı ile Avrupa'ya doğal gaz ulaştırılması ekonomik olarak 'batık bir projedir'.

Sözkonusu proje ile Avrupa'nın Rus doğal gazına olan bağımlılığı azaltacağı iddiası safsatadır. AB'nin yıllık ihtiyacı 470 milyar metreküp iken, EastMed boru hattıyla yılda 10 milyar metreküp doğal gaz sağlanacak olması, Avrupa'nın Rus gazına olan bağımlılığını azaltacak iddiasını çürütmektedir. Avrupa'nın ihtiyaçlarının sadece yüzde 2'sini kapsayan bir boru hattı gerçekçi bir şekilde alternatif bir çözüm olarak tanımlanamaz. Bu kadar az miktarda gaz için, bir boru hattına yatırım yapmak isteyen şirketlerin olup olmayacağı da ayrıca tartışmalıdır. Buna bir de EastMed boru hattının geçeceği deniz tabanının derinliği ve dengesizliği de eklenince yatırımcı bulmak oldukça zordur. Rum tarafı hayal görmektedir. Anastasiadis, Netanyahu'nun, Netanyahu da Anastasiadis'in Türk düşmanlığını kullanmaktadır. Bu ikili akılları sıra Türkiye'ye kafa tutmaya çalışmaktadır. ABD, Fransa ile Suudi Arabistan da bunlara destek vermektedir. EastMed boru hattı güzergahının Türkiye'nin Libya ile imzaladığı mutabakat çerçevesinde Mavi Vatan sınırlarından geçmek zorunda olduğunu da belirtmemde fayda vardır.

Rum lider Anastasiadis, Atina'da baklayı ağzından çıkararak EastMed anlaşmasının üç ülkenin "egemenlik haklarıyla egemenliklerini Münhasır Ekonomik Bölge'lerinde kullanma haklarını yeniden teyit etme önlemi olacağı" gerekçesiyle "çok önemli olduğu" görüşünü ortaya koymuştur. Mesele her zaman söylediğim ve vurguladığım üzere petrol ve doğalgaz çıkarılması değil bölgedeki egemenliğe sahip çıkma savaşıdır.

Kritik toplantılar

Yazımı yazdığım sıralarda iki ayrı kentte Libya konusunda önemli görüşmeler yapılmaktadır. Rusya'nın doğal gazını Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya iletecek TürkAkım doğal gaz boru hattının açılışı için İstanbul'a gelen Rusya Cumhurbaşkanı Putin ile Anavatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya dahil bölgemizdeki son gelişmeleri görüşürken Mısır'ın başkenti Kahire'de de Mısır, Yunanistan, Kıbrıs, İtalya ve Fransa dışişleri bakanları Libya'da tırmanan krize ilişkin olarak kapsayıcı çözüm konusunda görüş alış verişinde bulunuyorlar. Libya'nın Akdeniz'e kıyısı bulunan ülkeler açısından önemi ortadadır. Bütün bu gelişmelerin KKTC için önemi büyüktür. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, bu önemli konulara kafa yoracağına yeniden seçilmek için sadece propaganda çalışmalarıyla ilgilenmektedir. Allah'tan Türkiye, Kıbrıs Türkü ve KKTC için gerekli adımları atmaktadır; yoksa halimiz dumandı…

Yazarın Diğer Yazıları