O zaman devlet ihya olur.
Hangi zaman mı?
Onu da Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü’den öğrenelim:
“Paralel yapının terör örgütü olduğu kabul edilirse, buna yardım edenler teröre finansman sağlamış olacak. Teröre finansman sağlayanlarla ilgili kanun var, o kanun gereğince bütün mal varlıklarına mahkemeler el koyabilir!”
Terör örgütü ile AKP’nin “barış süreci” adı altında al takke ver külâh ilişkileri bırakınız dünyayı muhtemelen PKK’nın şehit ettiği güvenlik güçleri vesilesiyle ahrettekilerin bile malumu. Yine malum olan bir şey daha varsa PKK’nın bir terör örgütü olduğunu kabul etmeyen Erdoğan’dan tutunuz da Başbakan Davutoğlu’na kadar bir tek AKP’linin bulunmayışı. Hem de, “Görüşen, görüştüğümüzü iddia eden, görüşeceğimizi düşünen de şerefsizdir” diyecek kadar altını çizerek yaptılar bunu. Üstelik bütün dünya “PKK bir terör örgütüdür” diyor...
Siz bir yandan sadece kendinizin “Terör örgütü” dediği bir yapıyı destekleyenlerin mal varlıklarına el koyacaksınız öte yandan hem kendinizin hem bütün dünyanın terör örgütüdür dediği ve bir terör örgütü olduğu, döktüğü kanlardan, taşıdığı silahlardan, söylediği sözlerden apaçık belli olan PKK ile onun bütün unsurları ve elebaşı ile görüşecek, işlerini kolaylaştırmak için gayretin âlâsını gösterecek, sonra da, ötekinin malını al, bizim malımıza dokunma mı diyeceksiniz?
Eğer böyle bir kanun varsa, başta Hakan Fidan olmak üzere, PKK-Kandil arasında mekik dokuyan bütün devlet görevlilerinin, BDP ve ona destek veren diğer partilerin, o partilere üye olan, yardım eden herkesin mal varlığına el konulmalıdır.
Belki size mevcut Türkiye gerçeklerine bakarak bir fantezi gibi gelebilir amma gerçekten “hukukun üstün” ve “kuvvetler ayrımının” olduğu ve gerçek savcı ve hâkimlerin yaşadığı bir ülke olsaydı bu Türkiye, bu söylediklerimiz zaten çoktan hayata geçmiş olurdu. Amma bu Türkiye rüşvet verenlerin ve iş yapmak için kiralık kadın gönderenlerin “hayırsever” ve fakat rüşvete suçüstü yapan savcı ve polislerin meslekten olduğu bir Türkiye...
Böyle olduğu için bütün dünyanın ve Türkiye’yi yönetenlerin “Terör örgütüdür” dediği PKK’yı meşrulaştıranların, terör örgütü PKK ile “seçim pazarlığı” yapanların mal varlıklarına el konulmaz, aksine onların mal varlıklarında gelirleri ile doğru orantılı olmayan geometrik artışlar olabilir ve fakat onların “terör örgütüdür” dediği herhangi bir yapı, herhangi bir şahıs hem malından, hem hürriyetinden mahrum kalabilir, nitekim kalıyor da...
Geçtiğimiz günlerde işi gücü AKP’ye methiye dizmek olan bir kalem, Yaşar Kemal’in ölümü üzerine, “PKK’lı teröristlere gerilla dediğinde Yaşar Kemal’e bir mim koymuştum” mealinde bir şeyler yazmıştı. Yaşar Kemal, PKK’lıya “gerilla” dedi diye mim koyan kafa, PKK’nın “gerilla olduğunu” resmen kabul edip, onu bir devlet gibi karşısına oturtup pazarlık yapan AKP’ye toz kondurmuyor; işte bu zihniyetin hukuka yansımasıdır kendi terör örgütü ilan ettiğinin malına el koymaya kalkması ve fakat PKK gibi gerçek ve şedit bir terör örgütünü destekleyen kendilerinin tapularına, banka hesaplarına göğüslerini siper etmeleri...
Ne günler yaşıyoruz Ey Rabbim!
