Mahkemelerde Fetömetre uygulansın...
On birinci yılın sonunda Ergenekon Kumpası çöktü. Savcı bile "örgüt tespit edilemedi" dedi. Bu 11 yılda bazıları 5-6 yıl olmak üzere bir çok insan haksız yere hapishanelerde kaldı. Hukukta "pardon" diye bir şey yok. Olmamalı da... Fakat söz konusu canım memleketim olunca her şey olabiliyor. 15 Temmuz kalkışması sonrasında binlerce kişi tutuklandı. Yargılamalar devam ediyor. At izi it izine karışmış vaziyette. FETÖ ile sonuna kadar mücadele edilmeli elbette. Ancak FETÖ'nün ekmeğine yağ sürülüyor. FETÖ ile hiç alakası olmayan insanlara FETÖ damgası vurulup ağırlaştırılmış müebbet cezaları çok ucuz şekilde veriliyor. Her gün yurdun çeşitli yerlerindeki cezaevlerinden mektuplar geliyor. Tabii denetimden geçebilenler ulaşıyor. Aileler, avukatlar e-postama yazıyor. Çalışma odam yüzlerce klasör ile doldu. Kalkışmadan hemen sonra "bunca dava arasında yüzde 10-15 arası fire verilebilir" kanaatindeydim. Sapır sapır dökülen iddianameler açıklandığında "Hadi oradan!" derken bile bunca masumun içeride tutulmasına anlam veremiyordum. Darbe girişimi bahane edilerek hukuk vesayet altına alındı. Siyasi iktidar mahkemelere "şu kadar sürede bitirin" talimatı verince, her an "FETÖ'den gözaltına alınma kaygısı" yaşayan mahkeme heyetleri usulü, esası bir yana bırakıp, sanıkların beyanlarını, tanık taleplerini kabul etmeyerek basıyor cezayı... Baskılara boyun eğmeyen az sayıdaki hâkim ve savcı istifa yolunu seçiyor. Subaylarla aynı tuvalete bile giremeyen gariban uzman çavuşlara bol keseden müebbet dağıtılıyor. Gerekçeli kararlar çok ama çok kötü... Mahkeme heyeti çoğu kere somut delil bulamadığı halde "kanaat" ile ceza veriyor. "İtirazınızı İstinaf Mahkemesine yapın" diyerek kurtuluyorlar. İstinaf Mahkemesi ise dosyayı doğru düzgün incelemeden çoğu kere kararı onayıp, topu Yargıtay'a atıyor.
***
Söz konusu davaların hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçmemesi için âcizane bir tavsiyem olacak. Böylelikle ak, kara ortaya da çıkmış olur. Çoğu davada soruşturma, kovuşturma hatta yerel mahkemede kararlar bile çıktı. Çok sayıda zanlı olduğu için yargının da işi zor. Adaleti tesis edebilmek adına TBMM'de bir düzenleme getirilebilir. Adil sonuçların alınması sağlanabilir. Toptancı anlayışa son verilebilir. Şöyle ki:
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personeli tarafından hazırlanan programın adı kamuoyunda "Fetömetre" olarak biliniyor. 300'e yakın ayrı kriter ile şüpheli personel araştırılıyor. Test sonucu FETÖ ile iltisakı, bağına ulaşılabiliniyor. Bu başarılı uygulamayı Kara ve Hava Kuvvetleri yanında Jandarma da uygulamaya yeni başladı. Üzerine "ankesörlü arama" eklenince hata payı yüzde 1-2'ye geriledi. Bu başarılı çalışma devletin tüm kurumlarında uygulanmalıdır. Hatta soruşturma esnasında Emniyet de başlamalıdır. Böylelikle kovuşturma hızlanacağı gibi mahkemelere somut deliller ulaşacaktır. Çoğu yerel mahkeme ellerindeki dosyaları karara bağladı. İstinaf ve Yargıtay'a gelen dosyalar için öncelikle "Fetömetre" istenmelidir. Bunca kargaşa arasında başka türlü ayrım yapmak güç... En azından yargı heyetinin kanaat oluşumunda faydalı olacaktır...
***
Evet her gün mektuplar geliyor... Suçsuzluğundan emin olanların ortak çağrısında da "Fetömetre" talebi var. Müebbet, ağırlaştırılmış müebbet, 15-20 yıl hapis cezaları kesilen hükümlü ve tutuklular örgütle bağlarının olmadığını kanıtlamak için bu uygulamanın kendileri için de yapılmasını talep ediyor. Son derece haklı bir istek... Şu anda 50 binden fazla tutuklu var. Hemen her gün FETÖ operasyonları devam ediyor. 40-50 gözaltı işlemi yapılıyor. Büyük bölümü de tutuklanıyor. İtirafçı olanlar sıyrılıyor. Ama itiraf edecek bir şeyi olmayanlar içeride yatmaya devam ediyor.
Haksız tutuklulukların toplumda sosyolojik vakalara sebebiyet vereceği gerçeğinden hareket ederek, vicdanları rahatlatacak bu uygulama yargıya nefes aldıracaktır. İktidar partisi ve yedek lastiği partilerin "ret" oyu ile FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması kabul görmedi. Muhalefet partileri yeni bir hamle ile "Fetömetre" önerisini getirip güzel bir yol daha atabilir diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Not: Cezaevlerinden gelen mektupları inceliyorum. Teyit ettikten sonra yazmaya devam edeceğim...