Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Mağdur edalı mağrur iktidar!

Denetlenemeyen, hesap sorulamayan, hiç bir sınırı ve ölçüsü olmayan iktidar uygulamalarıyla Türk halkı karşı karşıyadır.

İktidarın muhalefete karşı kullandığı dil de demokrasinin dili değildir.

Doğrusu muhalefetin dili de burada eleştirilecekti ama Türkiye'de muhalefetin dili yok denecek kadar cılızdır!

Şu sözleri iktidar elitleri ifade etmiştir:

'Kaçacak deliği yok...onun hesabı ağır olacak',

'CHP, sözde İYİ, particik Saadet ve HDP ile dörtlü çete oldular teröristlerle işbirliği yapıyorlar.'

"Bunlar milletin önüne geldiği zaman burada çok ciddi bir bedeli kendisi ödeyeceği gibi... Ankaralı hemşerilerimize de ödetme durumuna düşüyor."

"Bu seçimlerde de teröre bulaşmış olanlar, olur ya, sandıktan çıkacak olurlarsa anında gereğini yapıp kayyum tayinleri ile yolumuza devam edeceğiz. Beklemek yok."

Belediye başkanlarına 'seçilsen de görevden alırız' mesajını vererek, muhalefet partileri genel başkanlarına üstü kapalı "cezaevine atarız" tehdidinde bulunarak, gazetecilere "patlatırlar enseni" söylemleriyle korkutarak her şey yapılır ama siyaset yapılamaz!

İşte bu siyasi şart ve ortamda durumdan vazife çıkaran iktidar yanlısı bir televizyon muhabiri ana muhalefet lideri için şu sözlerle idam talep ediyor. "Türk kamuoyu, PKK terör örgütüne, FETÖ'ye yandaşlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu gibi bazı isimlerin de bu darağacında asılmasını, idam edilmesini bekliyor."

Siyasette öfkenin, hakaretin, aşağılamanın, suçlamanın, hain ilan etmenin nereye doğru evrildiğini bu örnek olay göstermektedir.

Demek ki Cumhur İttifakının sloganı olan "sağduyunun birlikteliği"ne değil sağduyunun gerçekten varlığına Türkiye'nin ihtiyacı vardır.

Miting meydanlarında daha önce görülmeyen ölçüde büyük bir nefret söylemi, seviyesiz üslup, dengesiz öfke, sınırsız hakaret ve siyasi rakibi hain ilan etme sağduyuya değil toplumu birbirine düşürmeye katkı sağlamaktadır.

Kendi gücüne mağlup olmuş mağrur bir iktidarla Türkiye karşı karşıyadır.

İktidarla muhalefet arasındaki dengenin iktidar lehine bu kadar bozulmuş olması iktidarı kibire gark etmiştir.

Mağrur edalı mağrur!

Bütünüyle algı yönetmeye odaklanmış bir medya gücüyle inanılmaz bir propaganda gerçekleştiren iktidarla kendini ifade etme imkanı olmayan bir muhalefet yerel seçimlerde karşı karşıyadır.

Her türlü isnat, itham, iftiranın tepeden buyuran bir eda ile öfke içinde ortaya koyan bir iktidarla bunlara cevap yetiştirmeye çalışan muhalefet bu seçimlerde yarışıyor.

Bu seçimlerde 17 yıldır işbaşında olan bir iktidarın icraatları değil 17 yıldır iktidar yüzü görmeyen bir muhalefetin işbirliği ve söylemleri tartışılıyor.

17 yıl önce tek başına işbaşına gelmiş olan bir iktidarın iflas eden PKK/HDP ile "Çözüm Süreci"; FETÖ'yle "yargı süreci, referandum süreci" işbirlikleri değil, muhalefetin kendi arasında yaptığı işbirliği yargılanıyor.

İktidar "beka sorunu var" diye bas bas bağırıyor. Pişkinlik yapıp "beka sorununu çıkaran muhalefettir" derlerse de şaşırmamak gerekir.

Beka sorununun nedeni ekilmeyen tarlalar, adam gibi teşvik edilmeyen hayvancılık, amacına uygun kullanılmayan krediler, yapılmayan yatırımlar ve sonuçta ortaya çıkan üretimsizliktir.

Beka sorununu yaratan üretim özürlü iktidarın kendisidir. İnanılması zor ama patatesi, soğanı, eti, otu ithal eden iktidar aynı zamanda beka sorunundan yakınıyor.

İşin ilginç yanı iktidar beka sorununu 31 Mart seçimlerinde seçeceği Muhtar, meclis üyeleri ve belediye başkanlarıyla çözeceğine inanıyor.

"Oyları bize verin beka sorunu çözelim" demeye getiriyor.

"Patlıcanı yazın yiyin", "bu millet icabında bir soğana talim eder" popülizmiyle beka sorununun altından kalkmak mümkün değildir.

Savaşa giriyormuş gibi iktidarın ölümü (bekayı) gösterip kendisine razı etmek stratejisinin geri tepme ihtimali yüksektir.

İktidarın mağdur edalı mağruru oynamasının bu defa seçmen farkındadır.

Seçmenin bu durumu nasıl değerlendirdiği 31 Mart akşamı görülecektir!

Yazarın Diğer Yazıları