Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Coşkun ÇOKYİĞİT
Coşkun ÇOKYİĞİT

Madalyalı Şehir: Kahramanmaraş

99 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi, Maraş’a “İstiklal Madalyası” verilmesi kararını aldı. Bu kararın benzersiz tarafı, kişilere verilen nişanın bütün Maraşlılar adına şehrin manevi şahsiyetine verilmesiydi. Çünkü millî şuura sahip bir belediye başkanı olan Eczacı Lütfi Köker Bey, TBMM’nin kendisinden madalya verilmek üzere isim listesi istenmesi üzerine, “Maraş’ta mücadeleye katılmayan bir tek fert dahi yoktur!” cevabı vermişti. Böylece milletin Yüce Meclisi, dünyada ilk defa gerçekleşen bir taltif ile Maraş’ı “İstiklal Madalyalı Şehir” ilan etmişti.

Devleti Aliye’nin siyasi birliği Mondros Mütarekesi ile fiilen son bulduğunda, İngiliz askerlerinin açtığı yoldan Ermeni Lejyon birlikleri takviyeli Fransız askerleri Maraş’ı işgal ediyordu. Mevlevi Şeyhi Selim Dede’nin, belgede imzası olan diğer eşraf ile Dâhiliye Nazırlığı’na yazdığı dilekçede belirttiği gibi, “Fransızlar, işgal ve sömürüde İngilizler kadar tecrübeli olmadıkları için” ciddi olaylar meydana gelmesi kaçınılmazdı. Bu sebeple Maraş halkı bundan sorumlu tutulmamalıydı!

Sünnetsizlerin Maraş’a girişinden sonraki olaylar, Selim Dede’nin ve Maraşlı Türk eşrafın ön gördüğü gibi gerçekleşmişti. Sütçü İmam vakası… Yetim Türk çocukların zehirlenmesi… Pek çok Türk iş yerinin kundaklanması… Bir direniş merkezi olarak gördükleri ticaretin kalbi Kapalı Çarşı’nın tahribi ve Maraş Mevlevihanesi’nin yakılması… Adının Ayşe olduğu rivayet edilen dünya güzeli bir Türk gelinin yüzünün derisinin soyulması gibi feci, korkunç, insanlık dışı olaylardan sonra bardağı taşıran damla gelmişti. Kaledeki Türk bayrağının gönderden indirilip Fransız bayrağı çekilmesi Maraş’ın yüzlerce yıl Ermeni, Rum ve Yahudiler ile birlikte yaşayan hoşgörülü, gündelik hayatın hay huyuna karışmış halkını savaşçı kahramanlara dönüştürmüştü.

Maraşlı artık, destanlarda ebedi uykusuna yatmış kahraman atalarının ruhlarını birer Bozkurt postu gibi sırtlarına geçirerek, canına, malına, ırz ve namusuna musallat olan küstah ve kıyıcı işgalcileri şehirlerinden defetmeye başlamıştır. 22 gün ve gece süren bu zorlu mücadele, Tomris Hatun’un ruhunu bile uyandırmış olmalı ki, Senem Ayşe’nin kurduğu “kurt kapanı pusularından” bir tek düşman bile kurtulamamış telef olmuştu.

Enerjisini doğru yere harcayacak şartları bulamadığı için horozcu kahvelerinde horoz dövüştürmekle ömür tüketen, külhanlarda yatıp kalkan külhanbeyiler dâhil her Maraşlı silkelenmiş, üzerlerindeki ölü toprağını atmış, aslına rücû etmiş, kimi şehit kimi gazi olmuşlardı.

istiklal-madalyasi-berati.jpg

Dükkânını, evini barkını, bağını bahçesini hiçe sayarak ateşe veren, “Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz!” sloganını hayatlarının şiarı yapmış Maraşlılar, devletin sonraları İstiklal Madalyası vereceğinden de “Kahraman” ünvanını layık göreceğinden de azade istiklal uğruna vuruşmuşlardı. Düşman öyle yılmıştı ki, Fransız askerleri kendilerine destek olan gayrimüslimleri haberdar etmeden kaçmışlardı. Hatta bu kaçış öyle korkulu bir kaçıştı ki, Türklere kaçtıklarını fark ettirmemek için atların ayaklarına keçe bağlamışlardı.

11 Şubat 1920’de çekilmeye başlayan düşmanın ardına takılan gayrimüslimlerin çoğu -ki bunlar yüzyıllarca Devleti Aliye tebaası olarak Müslüman Türk komşularıyla barış içinde yaşamışlar mal mülk servet sahibi olmuşlardı-, donanımsız olduklarından bembeyaz karlar üzerinde donarak kara lekeler halinde kalakalmışlardı.

bozkurtlu-bayrak.png

Maraş artık bir yangın yeriydi… Hanları, hamamları, iş yerleri, çarşıları, ibadethaneleri birer savaş harabesiydi ama Maraşlıların tümü artık “istiklal gazisi” idi. İşte TBMM tarafından 99 yıl önce verilen “İstiklal Madalyası” hürriyet uğruna şehirlerini bile yakabilecek kadar pervasız bu insanların tümüne verilmişti. Ancak bir eksik vardı. Komşusu Antep ne kadar gazi ise Maraş da bir o kadar gazi ve kahramandı. Nitekim 7 Şubat 1973'te bu eksikliği gideren bir kararla Türkiye Büyük Millet Meclisi, müktesep hakkı olanı “Kahramanlık” ünvanı da vererek şehrin adını Kahramanmaraş olarak tescil etti.

Doğup büyüdüğüm, atalarımın huzur içinde uyuduğu güzel şehrimin İstiklal Madalyası gününü biraz geç olsa da saygı ile anıyor, kutluyorum.

Yazarın Diğer Yazıları